"İlk 1000 Gün Gebe Ve Çocuk Beslenmesi Kongresi"

ANKARA (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu, "Biz biliyoruz ki normal doğum sürecini yaşayan bir bebek, en azından travayı yaşayan bir bebek emzirme konusunda, anne sütü alma konusunda çok daha şanslı bir başlangıç yapıyor hayata" dedi.

Anne ve bebek beslenmesinin önemini konu alan ve Yükseliş İktisadi ve Stratejik Araştırmalar Vakfı tarafından bu yıl 4'üncüsü gerçekleştirilen "Fental Hayattan Çocukluğa İlk 1000 Gün Gebe ve Çocuk Beslenmesi Kongresi" Ankara'da başladı.

Sare Davutoğlu, bir otelde düzenlenen kongrenin ikinci oturumunun açılışında yaptığı konuşmada, kongreye emeği geçenleri, özellikle konu seçimlerinden dolayı tebrik etti.

Beslenmenin öneminin giderek daha iyi kavrandığını vurgulayan Davutoğlu, kendisinin tıp eğitimi aldığı dönemde bu konuda farkındalığın olmadığını söyledi.

Farkındalığın artırılması için hekimlerin öncülük etmesi gerektiğini vurgulayan Sare Davutoğlu, "Hem konunun önemi, hem yapılan araştırmalar, aynı zamanda belki bir anlamda yıllar içinde beslenmeyle ilgili yaptığımız bazı yanlış önerilerin yine bizler eliyle düzeltilmesi en isabetli şey olacaktır" diye konuştu.

Bugün, "insan, beyniyle mi yoksa bağırsaklarıyla mı konuşur" noktasına gelindiğini anlatan Davutoğlu, mikrobiyotanın oluşmasının, gebelikten itibaren doğum şekliyle ve ilk yıllardaki beslenmeyle direkt bağlantılı olduğunu belirtti.

Kongredeki oturumlarda normal doğum ve sezaryenin de ele alınacağına dikkati çeken Sare Davutoğlu, şunları söyledi:

"Biz biliyoruz ki normal doğum sürecini yaşayan bir bebek, en azından travayı yaşayan bir bebek emzirme konusunda, anne sütü alma konusunda çok daha şanslı bir başlangıç yapıyor hayata. Travay süresince koku duyusunun gelişmesinin, bebeğin anne memesini bulmasını kolaylaştırdığını, normal doğan bebeklerin biraz da bu sebeple anneyle daha kolay bağlantı kurduğunu, daha uzun süreler anne sütü aldığını yapılan çalışmalar sonucu öğrenmiş bulunuyoruz."

Sezaryenin çok önemli bir "kurtarma ameliyatı" olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Ama giderek hepimiz fark ettik ki 'normal doğum mu sezaryen mi' gibi bir karşılaştırmadan kesinlikle uzaklaşmamız gerekiyor. Sezaryeni, normal doğumun mümkün olmadığı durumlarda başvurmamız gereken bir 'kurtarma ameliyatı' olarak hepimizin, başta hekimlerimizin görmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

- "Türkiye’de emzirme oranlarımız oldukça düşük"

"Maalesef Türkiye'de emzirme oranlarımız oldukça düşük" diyen Sare Davutoğlu, bu konuda doğum şeklinin olduğu kadar diğer birçok faktörün de rolünün olabileceğini bildirdi.

Davutoğlu, 2006'da yaptıkları bir Avrupa Birliği projesinden de örnek vererek, şöyle konuştu:

"Projede, 6 ay sadece anne sütü alan bebek oranımızın yüzde 4 olduğunu görerek adeta dehşete düşmüştük. Geçen yıl bir vesileyle rakamlara baktım, şu anda ilk 2 ay sadece anne sütü alabilen bebek oranımız da yüzde 50, son derece düşük oranlardayız. Anne dostu, bebek dostu hastane uygulamaları bunlarla ilgili bir artışı sağlasa da henüz çok yetersiz görünüyor. Eminim bugünkü toplantıda bunlarla ilgili çok daha iyi bilgilere ulaşacağız. Hepimizin konunun önemine dahil farkındalığımız da bilgimiz de artmış olacak."

- "Hekimler kendileri için öncelikle sezaryeni tercih ediyorlar"

Bir kadın doğum uzmanının master tezinde, "Kadın doğum hekimlerinin doğuma bakış açıları" konusunu ele aldığını anlatan Sare Davutoğlu, "Biz onda gördük ki hekimler kendileri için öncelikle sezaryeni tercih ediyor. Doğal olarak buna inanıyorlar, bunun doğru olduğuna, bunun daha iyi olduğuna inanıyoruz. Belki aldığımız eğitimin de katkısıyla bu böyle. Belki bunu değiştirme konusunda da bizlerden başlayarak, bu toplantı ve benzeri toplantılar güzel bir başlangıç olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Davutoğlu, konuşmasının ardından Sağlık Bakanlığı Sağlık Araştırmaları Genel Müdürü Rifat Köse’nin, "Türkiye’de doğumlar nasıl yaptırılıyor? Doktorların ve hastaların tercihleri ve hedefler" başlıklı sunumu ile uzmanların konuşmalarını dinledi.

Oturum sonundaki tartışmaları da takip eden Sare Davutoğlu, "Ben burada hem yenidoğan hocalarımızın, hem kadın doğum hocalarımızın, hem Sağlık Bakanlığımızın aslında aynı şeyleri söylediğini fark diyorum ve bundan da çok mutlu oldum. Sadece zannediyorum biraz daha ön yargısız, biraz daha samimi gayrete ihtiyacımız var. Ben de bütün gönlümle, bütün meslek hayatımda aslında normal doğum, sezaryen demeden doğumun güzelleştirilmesi ve evlatlarımızın hayata güzel bir başlangıç yapabilmesi için el birliği ile çalışacağımı, bu konuda bütün katkımı var gücümle vereceğimi ifade ediyorum" ifadelerini kullandı.

Kongre, 5 Mart’ta sona erecek.