En büyük milli güvenlik sorunu: Çöken ekonomi ve hukuk devleti

Haber3.com yazarı Haluk Özdalga yazdı: En büyük milli güvenlik sorunu: Çöken ekonomi ve hukuk devleti

Haluk Özdalga haluk.ozdalga@haber3.com

Elde ettiği ciddi başarıların verdiği özgüvenle girdiği 2011 seçimlerinde AKP’nin kullandığı bir slogan vardı: “2002’de çıraklık 2007’de kalfalık döneminden sonra 2011’de Erdoğan’ın ustalık dönemi başlayacak.”

Kulağa hoş gelen sloganın yaratıcısı Polatlı’da yaklaşık 10 m2 dükkanında çalışan bir küçük esnaf idi.

Seçmen başarıyı ödüllendirdi. AKP o seçimden %50 gibi bir rekorla ve en yakın rakibini ikiye katlayarak çıktı.

Ama evdeki hesap çarşıya uymadı, ustalık dönemi yerine tam tersi gerçekleşti. Eğitim, sağlık, dış politika dahil hemen her şey bozuldu, olumsuz sonuçlar 2013’ten itibaren ortaya saçılmaya başladı.

Yaşamsal niteliğe sahip ekonomi ve hukuk devleti, çöküşün en şiddetli hissedildiği alanlar oldu.

Ekonomi

Bir ülke ekonomisinin durumunu gösteren en önemli gösterge, kişi başına düşen gelir ve diğer ülkelere kıyasla değişimidir.

2013’ten bugüne Türkiye’de kişi başına gelirin değişimini iki anlamlı kıyaslama çerçevesinde ele alacağız.

Birincisi, tüm dünya ülkelerinde kişi başına düşen ortalama gelirle kıyaslayarak.

İkincisi, Üst Orta gelir grubu ülkelerde kişi başına ortalama gelirle kıyaslayarak.

Sıklıkla yapılan bir değerlendirmeye göre, dünya ülkeleri kişi başına gelir açısından dört grupta toplanır: Yüksek gelir, Üst Orta gelir, Alt Orta gelir ve Düşük gelir.

Türkiye Üst Orta gelir grubunda yer alır. Hem dünya ortalaması hem kendi grubu ile kıyaslarsak Türkiye’de kişi başına gelir ve dolayısıyla refah değişiminin herhalde en anlamlı fotoğrafını çekmiş oluruz.

Veriler Dünya Bankası’ndan alındı. Kişi başına gelirler cari $ cinsinden ve 100 $’a yuvarlanarak ifade edildi.

Şekil 1, tüm dünya ülkelerinde ve Türkiye’de 2013-2021 arasında kişi başı gelirin değişimini gösteriyor.

Kişi başı gelir o dönemde Türkiye’de 12.600’den 9.600 dolara düşerken, dünyada 10.800’den 12.300 dolara yükseldi.

Kişi başı gelir Türkiye’de %24 düşerken, dünyada %14 yükseldi. Türkiye’de kişi başına gelir, dünya ortalamasına göre %38 gibi muazzam bir oranda geriledi.

Üst Orta gruptaki ülkelerle kıyaslamanın daha anlamlı olduğu rahatça söylenebilir, çünkü o gruptaki ülkeler sosyoekonomik koşullar açısından Türkiye’ye daha yakın özelliklere sahip.

Şekil 2, Üst Orta gelir grubu ülkelerde ve Türkiye’de aynı dönemde kişi başına gelir değişimini gösteriyor.

Üst Orta gelir grubunda ortalama kişi başına gelir 2013-2021 arasında 8.600’dan 10.800 dolara yükseldi. Türkiye’de gelir %24 düşerken, kendi grubunda artış %26 oldu.

Türkiye’nin Üst Orta gelir grubu ülkelere kıyasla gerilemesi daha şiddetli ve tam %50.

Dünya ortalamasına kıyasla %38, Üst Orta gelir grubu ülkelere kıyasla %50 fakirleşme ve refah kaybı, tam bir çöküşü ifade ediyor.

Bu vahim sonuçların ortaya çıkmasında AKP’nin ileri sürebileceği hiçbir mazeret yok. Dış neden yok, tüm dünya ülkelerinin performansı ortada.

Türkiye’deki çöküşün tek bir nedeni var: AKP iktidarının dünyada eşi görülmemiş ölçüde kötü, beceriksiz ve başarısız yönetimi.

Gerçekten eşi görülmemiş, çünkü fiilen savaşan veya ABD’nin ağır ekonomik kuşatması altında olanlar hariç, AKP’den daha kötü performans gösteren, ekonomisini bu ölçüde çökerten başka örnek dünyada yok.

Hukuk devleti

Türkiye’de ekonomiyle beraber hukuk devleti de çöktü.

Bunun en açık kanıtı, Dünya Adalet Projesi adlı bağımsız kurumun dünyada çok sayıda ülke için yayınladığı Hukuk Devleti Endeksi.

Dünya ülkelerinde hukuk devletinin durumunu gösteren en güvenilir verilerin başında bu kurumun yayınladığı raporlar yer alır. En son yayınlanan Hukuk Devleti Endeksi 2011 verilerine göre, Türkiye 139 ülke arasında en diplerde ve 117. sırada.

Bir başka ifadeyle, tüm dünya ülkeleri beş sınıfa ayırılırsa, Türkiye hukuk devleti açısından en sonda ve 5. sınıfta. Veya 5. sınıf hukuk devletine sahibiz.

AB içinde hukuk devleti ilkelerini ihlal ettiği için en sert eleştirilen Macaristan 69. sırada yer alıyor.

Hukuk devletini tanımlayan değişkenler arasında hayati öneme sahip ikisi Hükümet Gücünün Sınırlandırılması ve Temel Haklar. Bu iki ölçüt açısından Türkiye’nin durumu tam bir göçüşe işaret ediyor.

Hükümet Gücünün Sınırlandırılması ölçütüne göre Türkiye, 139 ülke arasında 134. sırada. Daha kötü durumda bütün dünyada sadece beş ülke var.

Temel Haklar ve Özgürlükler ölçütüne göre Türkiye, 133. sırada, daha kötü altı ülke var.

Üst Orta gelir grubunda 40 ülke arasında Türkiye sondan üçüncü ve 38. sırada. Daha kötü durumda sadece İran ve Venezüella var.

Bugün dünyanın hangi ülkelerinde hükümetin gücü neredeyse sınırsız, temel haklar ve özgürlükler en zayıf diye sorulduğunda, sayılan ilk yerlerden biri Türkiye.

Hukuk devleti nerede en çökük, yani keyfi yönetim ve zulüm nerede en çok diye sorulduğunda, ilk akla gelen ülkelerden biri Türkiye.

Sorumlusu AKP iktidarı.

Çöken ekonomi ve hukuk devleti, bugün Türkiye için beka ve milli güvenlik açısından en büyük sorundur.

Bozuk ekonomi ve keyfi yönetim günümüzde her ülkeyi dış tehditler karşısında daha zayıf ve yüksek riskli duruma düşürür.

Bu sonucun sorumlusu AKP iktidarıdır.

">

Elde ettiği ciddi başarıların verdiği özgüvenle girdiği 2011 seçimlerinde AKP’nin kullandığı bir slogan vardı: “2002’de çıraklık 2007’de kalfalık döneminden sonra 2011’de Erdoğan’ın ustalık dönemi başlayacak.”

Kulağa hoş gelen sloganın yaratıcısı Polatlı’da yaklaşık 10 m2 dükkanında çalışan bir küçük esnaf idi.

Seçmen başarıyı ödüllendirdi. AKP o seçimden %50 gibi bir rekorla ve en yakın rakibini ikiye katlayarak çıktı.

Ama evdeki hesap çarşıya uymadı, ustalık dönemi yerine tam tersi gerçekleşti. Eğitim, sağlık, dış politika dahil hemen her şey bozuldu, olumsuz sonuçlar 2013’ten itibaren ortaya saçılmaya başladı.

Yaşamsal niteliğe sahip ekonomi ve hukuk devleti, çöküşün en şiddetli hissedildiği alanlar oldu.

Ekonomi

Bir ülke ekonomisinin durumunu gösteren en önemli gösterge, kişi başına düşen gelir ve diğer ülkelere kıyasla değişimidir.

2013’ten bugüne Türkiye’de kişi başına gelirin değişimini iki anlamlı kıyaslama çerçevesinde ele alacağız.

Birincisi, tüm dünya ülkelerinde kişi başına düşen ortalama gelirle kıyaslayarak.

İkincisi, Üst Orta gelir grubu ülkelerde kişi başına ortalama gelirle kıyaslayarak.

Sıklıkla yapılan bir değerlendirmeye göre, dünya ülkeleri kişi başına gelir açısından dört grupta toplanır: Yüksek gelir, Üst Orta gelir, Alt Orta gelir ve Düşük gelir.

Türkiye Üst Orta gelir grubunda yer alır. Hem dünya ortalaması hem kendi grubu ile kıyaslarsak Türkiye’de kişi başına gelir ve dolayısıyla refah değişiminin herhalde en anlamlı fotoğrafını çekmiş oluruz.

Veriler Dünya Bankası’ndan alındı. Kişi başına gelirler cari $ cinsinden ve 100 $’a yuvarlanarak ifade edildi.

Şekil 1, tüm dünya ülkelerinde ve Türkiye’de 2013-2021 arasında kişi başı gelirin değişimini gösteriyor.

Kişi başı gelir o dönemde Türkiye’de 12.600’den 9.600 dolara düşerken, dünyada 10.800’den 12.300 dolara yükseldi.

Kişi başı gelir Türkiye’de %24 düşerken, dünyada %14 yükseldi. Türkiye’de kişi başına gelir, dünya ortalamasına göre %38 gibi muazzam bir oranda geriledi.

Üst Orta gruptaki ülkelerle kıyaslamanın daha anlamlı olduğu rahatça söylenebilir, çünkü o gruptaki ülkeler sosyoekonomik koşullar açısından Türkiye’ye daha yakın özelliklere sahip.

Şekil 2, Üst Orta gelir grubu ülkelerde ve Türkiye’de aynı dönemde kişi başına gelir değişimini gösteriyor.

Üst Orta gelir grubunda ortalama kişi başına gelir 2013-2021 arasında 8.600’dan 10.800 dolara yükseldi. Türkiye’de gelir %24 düşerken, kendi grubunda artış %26 oldu.

Türkiye’nin Üst Orta gelir grubu ülkelere kıyasla gerilemesi daha şiddetli ve tam %50.

Dünya ortalamasına kıyasla %38, Üst Orta gelir grubu ülkelere kıyasla %50 fakirleşme ve refah kaybı, tam bir çöküşü ifade ediyor.

Bu vahim sonuçların ortaya çıkmasında AKP’nin ileri sürebileceği hiçbir mazeret yok. Dış neden yok, tüm dünya ülkelerinin performansı ortada.

Türkiye’deki çöküşün tek bir nedeni var: AKP iktidarının dünyada eşi görülmemiş ölçüde kötü, beceriksiz ve başarısız yönetimi.

Gerçekten eşi görülmemiş, çünkü fiilen savaşan veya ABD’nin ağır ekonomik kuşatması altında olanlar hariç, AKP’den daha kötü performans gösteren, ekonomisini bu ölçüde çökerten başka örnek dünyada yok.

Hukuk devleti

Türkiye’de ekonomiyle beraber hukuk devleti de çöktü.

Bunun en açık kanıtı, Dünya Adalet Projesi adlı bağımsız kurumun dünyada çok sayıda ülke için yayınladığı Hukuk Devleti Endeksi.

Dünya ülkelerinde hukuk devletinin durumunu gösteren en güvenilir verilerin başında bu kurumun yayınladığı raporlar yer alır. En son yayınlanan Hukuk Devleti Endeksi 2011 verilerine göre, Türkiye 139 ülke arasında en diplerde ve 117. sırada.

Bir başka ifadeyle, tüm dünya ülkeleri beş sınıfa ayırılırsa, Türkiye hukuk devleti açısından en sonda ve 5. sınıfta. Veya 5. sınıf hukuk devletine sahibiz.

AB içinde hukuk devleti ilkelerini ihlal ettiği için en sert eleştirilen Macaristan 69. sırada yer alıyor.

Hukuk devletini tanımlayan değişkenler arasında hayati öneme sahip ikisi Hükümet Gücünün Sınırlandırılması ve Temel Haklar. Bu iki ölçüt açısından Türkiye’nin durumu tam bir göçüşe işaret ediyor.

Hükümet Gücünün Sınırlandırılması ölçütüne göre Türkiye, 139 ülke arasında 134. sırada. Daha kötü durumda bütün dünyada sadece beş ülke var.

Temel Haklar ve Özgürlükler ölçütüne göre Türkiye, 133. sırada, daha kötü altı ülke var.

Üst Orta gelir grubunda 40 ülke arasında Türkiye sondan üçüncü ve 38. sırada. Daha kötü durumda sadece İran ve Venezüella var.

Bugün dünyanın hangi ülkelerinde hükümetin gücü neredeyse sınırsız, temel haklar ve özgürlükler en zayıf diye sorulduğunda, sayılan ilk yerlerden biri Türkiye.

Hukuk devleti nerede en çökük, yani keyfi yönetim ve zulüm nerede en çok diye sorulduğunda, ilk akla gelen ülkelerden biri Türkiye.

Sorumlusu AKP iktidarı.

Çöken ekonomi ve hukuk devleti, bugün Türkiye için beka ve milli güvenlik açısından en büyük sorundur.

Bozuk ekonomi ve keyfi yönetim günümüzde her ülkeyi dış tehditler karşısında daha zayıf ve yüksek riskli duruma düşürür.

Bu sonucun sorumlusu AKP iktidarıdır.

Tüm yazılarını göster