Putin iktidardan düşer mi? Düşerse ne olur?

Haber3.com yazarı Haluk Özdalga yazdı: Putin iktidardan düşer mi? Düşerse ne olur?

Haluk Özdalga haluk.ozdalga@haber3.com

Amerikalı şahinler son günlerde Putin’in iktidardan düşme olasılığını giderek sık dillendiriyor.

Bu hayal, Kremlin’de Amerika’nın hoşuna gidecek bir iktidar ve o yoldan Ukrayna savaşı dahil Rusya ile sorunların çözüleceği varsayımına dayanıyor.

En çarpıcı örneklerden biri Senatör Lindsey Graham’n mesajı. Senatöre göre bu işin ‘tek çıkış yolu’ Rusya’da birilerinin Putin’i ortadan kaldırması. O kişiler kendi ülkesine ve dünyaya büyük hizmet etmiş olacak.

ABD siyasetinde Senato çok önemli yere sahiptir. Nüfusu 330 milyon olan ülkede sadece 100 senatör var ve hangi partiden olursa olsun her biri büyük siyasi ağırlık taşır. Senatör Graham, bu 100 içinde en önde gelen kişilerden biridir.

Washington’da en seçkin siyasetçilerin zihni işte böyle çalışıyor.

Bir ara ‘Putin deli, paranoyak’ söylemi yaygındı. Şimdi Putin şu veya bu şekilde devrilsin, işler düzelir nakaratları arttı.

İstihbarat servislerinin bu söylemler doğrultusunda dezenformasyon ürettiğini gösteren bol işaret var. Rahatsız edici kabalıkta yürütülen karşılıklı dezenformasyon savaşı var ve bu servislerin kimler olduğu belli.

Ne yazık ki Türkiye’de kimi seçkinlerimiz kendilerini o rüzgarın etkisine bıraktı, “Putin’siz Rusya” veya “Putin gitmeden olmaz” yorumları başladı.

Ortada somut bir analiz yok. Olguları dikkate alan bir değerlendirme yok. Putin nasıl iktidardan düşecek? Düşerse, nasıl olacak da Amerika’nın suyundan gidecek bir rejim kurulacak?

Bu iddiaları ciddiye alalım ve biraz daha yakından bakalım.

Nadejda Ajgikhina tanınmış bir gazeteci, Putin muhalifi ve Moskova PEN Kulübü Başkanı. Eşinin 2003’te istihbarat servisleri tarafından öldürüldüğüne inanıyor. Büyük olasılıkla haklı.

Ajgikhina’ya göre şu günlerde halkın %70’i Putin’i destekliyor. Ama gözlemi herhalde daha çok Moskova gibi büyük şehirler için geçerli. Taşrada Putin’in desteğinin her zaman daha yüksek olduğu biliniyor.

Rusya’nın sivil ve askeri temel devlet kurumları (establishment) halen tamamen Putin’in arkasında duruyor, hiç bir çatlak işareti yok.

Ama elbet her şey değişebilir.

Çünkü 3. Dünya Savaşı veya nükleer silahların kullanılmasının bile gündemde olduğu ağır bir krizden geçiyoruz. Yarın ne olacak, kimse bilmiyor. Elbette Moskova’da derin iktidar değişikliği hiçbir durumda mümkün değildir denemez.

Şimdi trajik bir Ukrayna savaşı var ama Putin’le beraber Rusya’nın kurumları ve seçkinleri asıl rekabetin Amerika’yla olduğunu görüyor.

Ukrayna’da savaşın gelişmesine bağlı olarak, şu veya bu senaryoya göre, Rus devleti ciddi bir varoluşsal tehditle karşılaşabilir. Dış kaynaklı tehdit karşısında daha büyük ihtimal, Rus devletinin Putin etrafında kenetlenmesidir.

Daha zayıf ihtimalle Kremlin’de derin iktidar değişikliği yaşanabilir. Rus devlet kurumları devreye girerek Putin’i değiştirebilir. Hatta Putin feragat bile edebilir.

Rus devleti o noktaya gelirse, nasıl hareket eder?

Günün somut jeo-politik koşullarını, kendisine hayatiyet sağlayan ve tarihin derinliklerinden beslenen olağanüstü güçlü damarlarının işaret ettiği yönde değerlendirerek hareket edecektir.

Bu zor sorunun cevabını, sadece konuyla ilişkili ana unsurları dikkate alarak, olabildiğince özet şekilde arayalım.

Bugünkü Rus devleti 700 yıllık bir tarih üzerine kurulu.

Ondan önce yaklaşık 400 yıl boyunca Karadeniz’in kuzeyindeki Slavlar dağınık prenslikler halinde yaşıyordu. Osmanlı öncesinde Anadolu Selçuklu beylikleri gibi. Kritik bölümü Altın Ordu devletinin egemenliği altında geçen, Rusların ‘Tatar boyunduruğu’ diye hafızalarına kazınmış ve etkileri günümüze kadar süregelen o döneme, cevap aradığımız soruyu ilgilendirse de, burada giremeyiz.

Ama konuştuğumuz aslında 1100 yıllık bir tarih.

Son 700 yıl içinde Rus devletinde sadece üç kez derin iktidar değişikliği yaşandı. Birincisi 1600’lerin başında 15 yıl süren fetret devridir. Ruslar ‘kargaşa dönemi’ diye hatırlar. Devleti kuran Rurik hanedanı devrildi, Romanov hanedanı iktidara geldi.

Diğer iki derin iktidar değişikliği son yüz yıl içinde gerçekleşti. Mart 1917’nin ilk günlerinde savaş yorgunu askerler başkent Petrograd’da protesto gösterilerine başladı. Çar 2. Nikola ateş emri verdi, 40 civarında protestocu öldü. Yayılan isyan kontrol dışına çıktı. Üst düzey devlet adamlarının ve komutanların çekilmesini istediği Çar 2. Nikola tahttan feragat etti. Kargaşa ve iç savaşın oluşturduğu fetret devri beş yıl sürdü. Aralık 1922’de Romanov hanedanı son buldu, komünist hanedan iktidara yerleşti.

Komünistler başarılı olamadı. Son lider Mikail Gorbaçov, çıkış yolu olarak önerdiği reformlar işe yaramayınca, Aralık 1991’de Kremlin’de Sovyet bayrağını indirmek zorunda kaldı. Başa geçen Boris Yeltsin yönetimi, sekiz yıl süren son fetret dönemiydi.

İstihbarat servisi (KGB) unsurları, başka bazı devlet birimleri, kimi zengin işadamları (oligarklar) ile bizzat Yeltsin ailesinin desteklediği Vladimir Putin, Aralık 1999’da iktidara geldi. Putin, milliyetçi ve muhafazakar bir çizgide Rusya’yı güçlendirdi.

700 yıllık Rus tarihinden sonuçlar çıkarabiliriz.

Rusya’da derin iktidar değişikliği daima, dış güçlerin müdahalesinden uzak, tamamen kendi iç dinamikleri muhtevasında ve yıllarca süren fetret çalkantıları sonunda meydana geldi. Gerçi 1917 devrimi Dünya Savaşı bitmeden gerçekleşti ama Rusya, her türlü tavizi vererek hızla Brest Litovsk barış anlaşmasını imzaladı, içerdeki kargaşa dönemini dış etkilere maruz bırakmadı.

İkincisi, tüm derin iktidar değişikliklerine rağmen, 700 yıldır Rusya’nın temel jeopolitik davranış kalıpları ve otoriter niteliği pek değişmedi.

Amerika’dan gelen baskı ve kriz ortamında Kremlin’de bir iktidar değişikliği kaçınılmaz olursa, büyük olasılıkla Putin’in elbiselerini giyip hızla yola devam edecek bir isim aranacaktır. O koşullarda Rus devletinin yeni bir kargaşa dönemi yaşamaya tahammülü olamaz.

İkinci olarak o isim herhalde, hem içe hem dışa doğru Putin’den daha sert davranan birisi olur. İçerde otoriter baskı artacaktır. Dışarda Ukrayna savaşındaki tavır veya nükleer silah kullanımı dahil hemen her konuda daha keskin hareket edecektir.

Kriz ve çatışma ortamlarının çelik yasası, her zaman radikalleri beslemesi ve onların elini güçlendirmesidir. Ağır kriz ortamında liberaller öne çıkamaz. Hele Rusya’da.

Esasen böyle radikal isimler şu anda Kremlin’de var. İsimlere girmek istemiyorum, ama en önde görünenler değil.

Amerika’nın baskısı karşısında zor duruma düşecek Rus devletinin ılımlı bir yön seçeceğini beklemek ütopya ötesi bir fantezidir. Ama tehlikeli bir fantezidir.

Afganistan, Irak, Suriye, Libya gibi daha zayıf ve daha az sofistike devletlerde rejim değişikliği projeleri iflas eden ABD’nin, oralarda dahi hangi felaketlere yol açtığını hatırlayınız.

Putin’in paranoyak olduğu veya çözümün onun iktidardan düşmesiyle gerçekleşeceğini ileri sürenlerin elinde hiçbir Rusya siyaseti yok. Ne bugün yaşanan Ukrayna savaşına çözüm için, ne onun ötesinde bir Rusya siyaseti için önerileri bulunuyor.

Rusya’nın genetik nedenlerle asla değişmeyeceğini iddia etmiyorum. Değişecektir. Ama bunun yolu bugün gidilen yol değildir.

Amerika da değişecek ve tek süper güç değil, yeryüzünün tek istisnai ulusu değil, çok kutuplu dünyanın önemli güçlerinden biri olduğunu kabul edecektir.

Bugün acil sorun Ukrayna’da barışı sağlamaktır. Barışın ana hatları bellidir.

Barıştan sonra Batı Avrupa ve Doğu Avrupa arasında büyük uzlaşma sağlanınca, Kiev o uzlaşmanın sembolü, siyasi merkezi ve ikinci Brüksel olacaktır. O kürsüye Kiev’den daha layık başka bir Avrupa kenti yoktur.

Kaynak: HalukOzdalga.com

">

Amerikalı şahinler son günlerde Putin’in iktidardan düşme olasılığını giderek sık dillendiriyor.

Bu hayal, Kremlin’de Amerika’nın hoşuna gidecek bir iktidar ve o yoldan Ukrayna savaşı dahil Rusya ile sorunların çözüleceği varsayımına dayanıyor.

En çarpıcı örneklerden biri Senatör Lindsey Graham’n mesajı. Senatöre göre bu işin ‘tek çıkış yolu’ Rusya’da birilerinin Putin’i ortadan kaldırması. O kişiler kendi ülkesine ve dünyaya büyük hizmet etmiş olacak.

ABD siyasetinde Senato çok önemli yere sahiptir. Nüfusu 330 milyon olan ülkede sadece 100 senatör var ve hangi partiden olursa olsun her biri büyük siyasi ağırlık taşır. Senatör Graham, bu 100 içinde en önde gelen kişilerden biridir.

Washington’da en seçkin siyasetçilerin zihni işte böyle çalışıyor.

Bir ara ‘Putin deli, paranoyak’ söylemi yaygındı. Şimdi Putin şu veya bu şekilde devrilsin, işler düzelir nakaratları arttı.

İstihbarat servislerinin bu söylemler doğrultusunda dezenformasyon ürettiğini gösteren bol işaret var. Rahatsız edici kabalıkta yürütülen karşılıklı dezenformasyon savaşı var ve bu servislerin kimler olduğu belli.

Ne yazık ki Türkiye’de kimi seçkinlerimiz kendilerini o rüzgarın etkisine bıraktı, “Putin’siz Rusya” veya “Putin gitmeden olmaz” yorumları başladı.

Ortada somut bir analiz yok. Olguları dikkate alan bir değerlendirme yok. Putin nasıl iktidardan düşecek? Düşerse, nasıl olacak da Amerika’nın suyundan gidecek bir rejim kurulacak?

Bu iddiaları ciddiye alalım ve biraz daha yakından bakalım.

Nadejda Ajgikhina tanınmış bir gazeteci, Putin muhalifi ve Moskova PEN Kulübü Başkanı. Eşinin 2003’te istihbarat servisleri tarafından öldürüldüğüne inanıyor. Büyük olasılıkla haklı.

Ajgikhina’ya göre şu günlerde halkın %70’i Putin’i destekliyor. Ama gözlemi herhalde daha çok Moskova gibi büyük şehirler için geçerli. Taşrada Putin’in desteğinin her zaman daha yüksek olduğu biliniyor.

Rusya’nın sivil ve askeri temel devlet kurumları (establishment) halen tamamen Putin’in arkasında duruyor, hiç bir çatlak işareti yok.

Ama elbet her şey değişebilir.

Çünkü 3. Dünya Savaşı veya nükleer silahların kullanılmasının bile gündemde olduğu ağır bir krizden geçiyoruz. Yarın ne olacak, kimse bilmiyor. Elbette Moskova’da derin iktidar değişikliği hiçbir durumda mümkün değildir denemez.

Şimdi trajik bir Ukrayna savaşı var ama Putin’le beraber Rusya’nın kurumları ve seçkinleri asıl rekabetin Amerika’yla olduğunu görüyor.

Ukrayna’da savaşın gelişmesine bağlı olarak, şu veya bu senaryoya göre, Rus devleti ciddi bir varoluşsal tehditle karşılaşabilir. Dış kaynaklı tehdit karşısında daha büyük ihtimal, Rus devletinin Putin etrafında kenetlenmesidir.

Daha zayıf ihtimalle Kremlin’de derin iktidar değişikliği yaşanabilir. Rus devlet kurumları devreye girerek Putin’i değiştirebilir. Hatta Putin feragat bile edebilir.

Rus devleti o noktaya gelirse, nasıl hareket eder?

Günün somut jeo-politik koşullarını, kendisine hayatiyet sağlayan ve tarihin derinliklerinden beslenen olağanüstü güçlü damarlarının işaret ettiği yönde değerlendirerek hareket edecektir.

Bu zor sorunun cevabını, sadece konuyla ilişkili ana unsurları dikkate alarak, olabildiğince özet şekilde arayalım.

Bugünkü Rus devleti 700 yıllık bir tarih üzerine kurulu.

Ondan önce yaklaşık 400 yıl boyunca Karadeniz’in kuzeyindeki Slavlar dağınık prenslikler halinde yaşıyordu. Osmanlı öncesinde Anadolu Selçuklu beylikleri gibi. Kritik bölümü Altın Ordu devletinin egemenliği altında geçen, Rusların ‘Tatar boyunduruğu’ diye hafızalarına kazınmış ve etkileri günümüze kadar süregelen o döneme, cevap aradığımız soruyu ilgilendirse de, burada giremeyiz.

Ama konuştuğumuz aslında 1100 yıllık bir tarih.

Son 700 yıl içinde Rus devletinde sadece üç kez derin iktidar değişikliği yaşandı. Birincisi 1600’lerin başında 15 yıl süren fetret devridir. Ruslar ‘kargaşa dönemi’ diye hatırlar. Devleti kuran Rurik hanedanı devrildi, Romanov hanedanı iktidara geldi.

Diğer iki derin iktidar değişikliği son yüz yıl içinde gerçekleşti. Mart 1917’nin ilk günlerinde savaş yorgunu askerler başkent Petrograd’da protesto gösterilerine başladı. Çar 2. Nikola ateş emri verdi, 40 civarında protestocu öldü. Yayılan isyan kontrol dışına çıktı. Üst düzey devlet adamlarının ve komutanların çekilmesini istediği Çar 2. Nikola tahttan feragat etti. Kargaşa ve iç savaşın oluşturduğu fetret devri beş yıl sürdü. Aralık 1922’de Romanov hanedanı son buldu, komünist hanedan iktidara yerleşti.

Komünistler başarılı olamadı. Son lider Mikail Gorbaçov, çıkış yolu olarak önerdiği reformlar işe yaramayınca, Aralık 1991’de Kremlin’de Sovyet bayrağını indirmek zorunda kaldı. Başa geçen Boris Yeltsin yönetimi, sekiz yıl süren son fetret dönemiydi.

İstihbarat servisi (KGB) unsurları, başka bazı devlet birimleri, kimi zengin işadamları (oligarklar) ile bizzat Yeltsin ailesinin desteklediği Vladimir Putin, Aralık 1999’da iktidara geldi. Putin, milliyetçi ve muhafazakar bir çizgide Rusya’yı güçlendirdi.

700 yıllık Rus tarihinden sonuçlar çıkarabiliriz.

Rusya’da derin iktidar değişikliği daima, dış güçlerin müdahalesinden uzak, tamamen kendi iç dinamikleri muhtevasında ve yıllarca süren fetret çalkantıları sonunda meydana geldi. Gerçi 1917 devrimi Dünya Savaşı bitmeden gerçekleşti ama Rusya, her türlü tavizi vererek hızla Brest Litovsk barış anlaşmasını imzaladı, içerdeki kargaşa dönemini dış etkilere maruz bırakmadı.

İkincisi, tüm derin iktidar değişikliklerine rağmen, 700 yıldır Rusya’nın temel jeopolitik davranış kalıpları ve otoriter niteliği pek değişmedi.

Amerika’dan gelen baskı ve kriz ortamında Kremlin’de bir iktidar değişikliği kaçınılmaz olursa, büyük olasılıkla Putin’in elbiselerini giyip hızla yola devam edecek bir isim aranacaktır. O koşullarda Rus devletinin yeni bir kargaşa dönemi yaşamaya tahammülü olamaz.

İkinci olarak o isim herhalde, hem içe hem dışa doğru Putin’den daha sert davranan birisi olur. İçerde otoriter baskı artacaktır. Dışarda Ukrayna savaşındaki tavır veya nükleer silah kullanımı dahil hemen her konuda daha keskin hareket edecektir.

Kriz ve çatışma ortamlarının çelik yasası, her zaman radikalleri beslemesi ve onların elini güçlendirmesidir. Ağır kriz ortamında liberaller öne çıkamaz. Hele Rusya’da.

Esasen böyle radikal isimler şu anda Kremlin’de var. İsimlere girmek istemiyorum, ama en önde görünenler değil.

Amerika’nın baskısı karşısında zor duruma düşecek Rus devletinin ılımlı bir yön seçeceğini beklemek ütopya ötesi bir fantezidir. Ama tehlikeli bir fantezidir.

Afganistan, Irak, Suriye, Libya gibi daha zayıf ve daha az sofistike devletlerde rejim değişikliği projeleri iflas eden ABD’nin, oralarda dahi hangi felaketlere yol açtığını hatırlayınız.

Putin’in paranoyak olduğu veya çözümün onun iktidardan düşmesiyle gerçekleşeceğini ileri sürenlerin elinde hiçbir Rusya siyaseti yok. Ne bugün yaşanan Ukrayna savaşına çözüm için, ne onun ötesinde bir Rusya siyaseti için önerileri bulunuyor.

Rusya’nın genetik nedenlerle asla değişmeyeceğini iddia etmiyorum. Değişecektir. Ama bunun yolu bugün gidilen yol değildir.

Amerika da değişecek ve tek süper güç değil, yeryüzünün tek istisnai ulusu değil, çok kutuplu dünyanın önemli güçlerinden biri olduğunu kabul edecektir.

Bugün acil sorun Ukrayna’da barışı sağlamaktır. Barışın ana hatları bellidir.

Barıştan sonra Batı Avrupa ve Doğu Avrupa arasında büyük uzlaşma sağlanınca, Kiev o uzlaşmanın sembolü, siyasi merkezi ve ikinci Brüksel olacaktır. O kürsüye Kiev’den daha layık başka bir Avrupa kenti yoktur.

Kaynak: HalukOzdalga.com

Tüm yazılarını göster