Rusya niçin asker çekti?

     Putin 14 Mart Pazartesi günü, Suriye'deki askeri gücünün büyük kısmını...

Haluk Özdalga haluk.ozdalga@haber3.com

     Putin 14 Mart Pazartesi günü, Suriye'deki askeri gücünün büyük kısmını çekeceğini açıkladı. Rusya'nın bu hamlesi, sadece gözlemcilerin büyük çoğunluğu değil, Amerika ve diğer Batılı devletler için dahi sürpriz oldu.

     Rusya'nın bu kritik adımının doğru okunması önem taşıyor. Çünkü Suriye savaşı uzun süredir sadece Suriye'yi ilgilendiren bir sorun olmaktan çıktı.

     Savaşın nasıl biteceği henüz belli değil. Ama bu ağır krizin nasıl çözüme kavuşacağı, Ortadoğu güvenlik mimarisini yeniden şekillendirecek ve küresel jeopolitik dengeleri derinden etkileyecek.

     Geçtiğimiz hafta içinde, iç ve dış basında, Rusya'nın bu taktik adımını açıklamaya çalışan çok sayıda yorum çıktı. Bu yorumların bir bölümü, pek çok gerekçeyi bir arada sıralıyor.

     Moskova'nın böyle bir kararı alırken, mümkün olan her faktörü değerlendirdiği muhakkak. Ama bir olayı açıklarken pek çok gerekçenin arka arkaya sıralanması, bazen analizi sulandırabilir ve eğer varsa temel gerekçenin gözden kaçmasına neden olabilir.

     Yorumların diğer bir bölümü ise, Amerika'yla gizli bir anlaşma yapıldığı gibi komplo teorilerine dayanıyor veya savaşın ekonomik maliyetinin Rusya için ağır yük oluşturduğu, Rusya'nın Türkiye ile çatışmaktan kaçındığı gibi zayıf açıklamalara başvuruyor.

     Rusya'nın kararını açıklamadan hemen önce Washington, Şam ve Tahran yönetimlerine bilgi verdiği doğru. Ama Amerika'yla örtülü bir anlaşma yok. Savaşın maliyeti -en azından şimdilik- Rusya için taşınamayacak düzeyde değil. Aylık maliyet 100 milyon doların altında.

    Öyleyse neden?

     Öyle sanıyorum ki daha önce konuyla ilgili yazdığımız yorumları dikkatli bir şekilde okumuş okuyucularımız, bu sorunun cevabını kolayca verebilir. Bu noktada, öncelikle Rusya'nın Suriye'deki hedeflerini doğru görmek gerekiyor.

     Rusya elbette büyük küresel oyunculardan biri olmak, o arada Ortadoğu'da etkili konumda bulunmak istiyor. Ama, daha önce defalarca yazdığımız ve kendi liderlerinin defalarca açıkladığı gibi, Rusya'nın Suriye'deki askeri müdahalesinin iki doğrudan hedefi var.

     Birinci hedef Esed rejiminin kontrolsüz bir şekilde devrilmesini önlemek ve Libya'da ortaya çıkan kaosun Suriye'de tekrar edilmesine kesinlikle izin vermemek. Bu hedefi Rusya'nın tek başına engelleyecek gücü olduğunu söylemiştik.

     Nitekim öyle oldu. Beş buçuk aylık yoğun bir askeri harekat sonunda Rusya, mevcut Esed rejimini konsolide etti ve sağlama aldı.

     Artık hiç kimse Esed rejiminin devrilmesinden söz etmiyor. Cihatçı Selefiler hariç herkes için felaket olacak rejimin kontrolsüz devrilmesi ihtimali ortadan kalktı.

      Asker çekme açıklamasını yapan Putin'in, "Savunma Bakanlığı ve Rus Ordusu, kendisine verilen hedefi gerçekleştirmiştir" ifadesiyle kastettiği de bu durum. Tabii bu noktada, Beşşar Esed'in kişisel geleceğinin ayrı bir konu olduğuna işaret etmek gerekiyor.

     Rusya'nın ikinci hedefi, IŞİD ve Nusra  dahil Suriye'deki tüm Cihatçı Selefileri tasfiye etmek. Afganistan savaşından sonra ortaya çıkan El Kaideci örgütlerin Rusya topraklarında etkinlik kazanması, Moskova'yı çok rahatsız etmişti.

     Suriye iç savaşından sonra benzer ve hatta daha ağır bir yansımadan kaçınmak istiyor. Rusya'nın nüfusunun yaklaşık %20'si Müslüman. Cihatçı Selefilerin Rusya'da güçlenmesini, en büyük iç güvenlik risklerinden biri olarak görüyor.    

     Ancak birinci hedefin aksine, yine daha önce hep işaret ettiğimiz gibi, Suriye'deki Cihatçı Selefi örgütleri Rusya'nın tek başın tasfiye etmesi mümkün değil. Amerika'yla işbirliği yapması şart.

     Amerika temelde, Rusya'nın bu hedefini paylaşıyor. Ama aynı zamanda ikircikli bir tavır izliyor. Mümkünse Cihatçı Selefiler de, Rusya da kaybetsin istiyor. Aslında, Esed de kaybetsin istiyor!

     Amerika'nın bu tavrının benzerlerini daha önce de gördük. Mesela Afganistan'da olduğu gibi.

     Amerika'nın davranışı, iki eliyle çok sayıda topu aynı zamanda havada çeviren top cambazını hatırlatıyor. Ama Amerika'nın sık sık elinde çevirdiği toplardan bazılarını yere düşürüp paramparça ettiğini da biliyoruz!

     Bu bağlamda Amerika'nın Suriye'de ne yapmak istediği açık. Başta Başkan Obama, Amerikalı en üst düzey sözcüler defalarca Rusya'nın Suriye'de "batağa" saplanmasını beklediklerini dile getirdi. Bu arada muhaliflere silah desteğini artırdılar.

     Kısa süre önce, iyi haber kaynaklarına sahip New York Times gazetesinde önemli bir haber çıktı. Pentagon ve CIA üst düzey yetkilileri, Dışişleri Bakanı Kerry'nin de katıldığı bir toplantı yapmışlar. O toplantıda, Rusya'yı Suriye'de zor duruma düşürmek ve yere sermek için hangi yöntemleri kullanabiliriz konusunu tartışmışlar.

     İşte tam bu nokta, Rusya'nın kısmi asker çekmesinin temel nedenini oluşturuyor. Belli ki Putin, ikinci hedefe, yani Suriye'deki Cihatçı Selefilerin tasfiye edilmesi hedefine Rusya'nın tek başına ulaşamayacağını biliyor.

     O hedef için Amerika'yla tam uyum içinde bir işbirliği şart. Ama Amerika top cambazı gibi hareket ediyor.

     Şimdi kısmi bir çekilme ile, o işi tek başına yapmaya kalkışmayacağını bütün dünyaya ilan ediyor. Amerika'nın önünü açıyor, gel bu işi beraber yapalım mesajı veriyor. Hatta onu böyle bir işbirliğine zorluyor.

     Buna bir bakıma, Amerika'yı köşeye sıkıştırıyor da diyebiliriz. Çünkü Amerika gerçek bir işbirliğine yanaşmazsa, Cihatçı Selefilerin etkinliği devam edecek. Suriye'de barış zora girecek. Hiç bir Amerikan yönetimi bunları kolay göze alamaz.

      Rusya'nın bu hamlesinden sonra Amerika'nın top çevirme cambazlığına eskisi gibi devam etmesi zor. En azından, Rusya'nın o toplardan biri olmasını Putin akıllı bir taktik hamleyle engellemiş durumda.

      Şimdi Rusya'nın hamlesine Amerika'nın ne cevap vereceği gerçekten hayati önem taşıyor. Amerika'nın cevabı, önümüzdeki dönemde yeni küresel stratejik dengeleri şekillendiren belirleyici unsurlardan biri olacak. Çünkü tercih, Rusya ile işbirliği veya gerginliğin devamı arasında olacak.

     Kuveyt'in en büyük gazetesi Al Rai'nin deneyimli gazetecisi Elijah Magnier, Moskova'da üst düzey bir yetkilinin kendisine şunu söylediğini yazıyor: "Savaş henüz bitmiş değil. Amerika'nın rolünü ve taahhüdünü yerine getirip getirmeyeceğini izleyeceğiz"(1). Rus yetkilinin bu sözleri, ancak yukarıdaki analizler çerçevesinde daha kayda değer bir anlam kazanacaktır.

     Cihatçı Selefileri Amerika'nın da tek başına tasfiye etmesi mümkün değil. O nedenle tahminim, Amerika'nın artık Rusya ile Suriye'de gerçek ve güçlü bir işbirliğine başlayacağı yönünde.

     Esasen sadece Cihatçı Selefilerin tasfiyesi değil, Suriye'de siyasi çözüm, o çözüm ne olursa olsun, gerçek ve etkili bir Amerika-Rusya işbirliğini şart kılıyor. Çözüm ister üniter devlet, ister federasyon veya parçalanma olsun, mutabakat sağlanması ve uygulanması öylesine zor ki, böyle bir işbirliği şart.

     Dış medyada çıkan Suriye haberlerinin içinde, ehemmiyetsiz ayrıntı gibi aktarılan bir görüşe işaret etmek istiyorum. Beşşar Esed ve babası Hafız Esed'in uzun yıllar boyu dış politika danışmanlığını yapan Buseyna Şaban'ın yorumu şöyle: "Rusya-Amerika işbirliğinde 'yeni bir dönem' geliyor olabilir"(2).

     Şaban elbette Suriye'deki Rusya-Amerika işbirliğini kastediyor. Ama Putin'in niyeti, aynı işbirliğini Ukrayna krizi için de sürdürmek. Bu konuyu başka bir yazıda ele alacağız.

     Yukarıda değindiğimiz gibi, Rusya'nın kısmi asker çekme hamlesinin arkasında elbette ikinci derecede nedenler de var. Son zamanlarda tam uyum içinde hareket etmediği görülen Esed'e uygun bir mesaj göndermek ve Rusya'nın Suriye'de barışçı yoldan siyasi çözüm istediğinin altını kuvvetli bir şekilde çizmek gibi.

    İç ve dış basında konuyla ilgili çıkan yorumların çoğunun, konunun taşıdığı öneme uygun güçlü analizler içermediğine işaret etmiştim. Tabii istisnalar da var.

     Bu istisnalar içinde belki de en dikkat çekici olanı, Rusya'yı iyi tanıyan ve halen Katar'da Georgetown Üniversitesi'nde görev yapan Prof. Anatol Lieven'in makalesi (3). Lieven'in kendi kavramlarıyla ifade ettiği analizler, bizim buradaki görüşlerimizle paralel doğrultuda ve konuyla yakından ilgilenenlere tavsiye ederim.

     Suriye'den asker çekme açıklamasından üç gün sonra, 17 Mart Perşembe günü Putin, Kremlin'in en görkemli salonu olan Aziz Georgievsky'de düzenlenen bir tören vesilesiyle, Suriye hakkında kapsamlı bir konuşma yaptı. Konuyu yakından izlemek isteyenlere bu önemli konuşmayı da öneririm (4).

     Burada, Putin'in o konuşmada vurguladığı hususlardan sadece birine işaret edebiliriz. Putin, en gelişmiş S-400 hava savunma sisteminin ve bir miktar muharip uçağın Suriye'de göreve devam ettiğini, yani kısmi çekilmeye rağmen Suriye hava sahasında Rusya'nın mutlak denetiminin sürdüğünü ve ne zaman gerekirse çekilen kuvvetleri sadece bir kaç saat içinde yeniden konuşlandırmanın mümkün olduğunu söylüyor.

     Bir başka ifadeyle, Rusya'nın Esed rejimini ayakta tutma kararlılığı aynen devam ediyor.

------------------------------

(1)- https://elijahjm.wordpress.com/2016/03/16/moscow-informed-washington-damascus-and-tehran-of-its-intention-to-reduce-forces-in-syria/
(2)- "Putin says Syria deal in reach", International New York Times, March 18, 2016.
(3)- http://www.nytimes.com/2016/03/18/opinion/dont-fear-the-russians.html?_r=0
(4)- http://en.kremlin.ru/events/president/news/51526  

">

     Putin 14 Mart Pazartesi günü, Suriye'deki askeri gücünün büyük kısmını çekeceğini açıkladı. Rusya'nın bu hamlesi, sadece gözlemcilerin büyük çoğunluğu değil, Amerika ve diğer Batılı devletler için dahi sürpriz oldu.

     Rusya'nın bu kritik adımının doğru okunması önem taşıyor. Çünkü Suriye savaşı uzun süredir sadece Suriye'yi ilgilendiren bir sorun olmaktan çıktı.

     Savaşın nasıl biteceği henüz belli değil. Ama bu ağır krizin nasıl çözüme kavuşacağı, Ortadoğu güvenlik mimarisini yeniden şekillendirecek ve küresel jeopolitik dengeleri derinden etkileyecek.

     Geçtiğimiz hafta içinde, iç ve dış basında, Rusya'nın bu taktik adımını açıklamaya çalışan çok sayıda yorum çıktı. Bu yorumların bir bölümü, pek çok gerekçeyi bir arada sıralıyor.

     Moskova'nın böyle bir kararı alırken, mümkün olan her faktörü değerlendirdiği muhakkak. Ama bir olayı açıklarken pek çok gerekçenin arka arkaya sıralanması, bazen analizi sulandırabilir ve eğer varsa temel gerekçenin gözden kaçmasına neden olabilir.

     Yorumların diğer bir bölümü ise, Amerika'yla gizli bir anlaşma yapıldığı gibi komplo teorilerine dayanıyor veya savaşın ekonomik maliyetinin Rusya için ağır yük oluşturduğu, Rusya'nın Türkiye ile çatışmaktan kaçındığı gibi zayıf açıklamalara başvuruyor.

     Rusya'nın kararını açıklamadan hemen önce Washington, Şam ve Tahran yönetimlerine bilgi verdiği doğru. Ama Amerika'yla örtülü bir anlaşma yok. Savaşın maliyeti -en azından şimdilik- Rusya için taşınamayacak düzeyde değil. Aylık maliyet 100 milyon doların altında.

    Öyleyse neden?

     Öyle sanıyorum ki daha önce konuyla ilgili yazdığımız yorumları dikkatli bir şekilde okumuş okuyucularımız, bu sorunun cevabını kolayca verebilir. Bu noktada, öncelikle Rusya'nın Suriye'deki hedeflerini doğru görmek gerekiyor.

     Rusya elbette büyük küresel oyunculardan biri olmak, o arada Ortadoğu'da etkili konumda bulunmak istiyor. Ama, daha önce defalarca yazdığımız ve kendi liderlerinin defalarca açıkladığı gibi, Rusya'nın Suriye'deki askeri müdahalesinin iki doğrudan hedefi var.

     Birinci hedef Esed rejiminin kontrolsüz bir şekilde devrilmesini önlemek ve Libya'da ortaya çıkan kaosun Suriye'de tekrar edilmesine kesinlikle izin vermemek. Bu hedefi Rusya'nın tek başına engelleyecek gücü olduğunu söylemiştik.

     Nitekim öyle oldu. Beş buçuk aylık yoğun bir askeri harekat sonunda Rusya, mevcut Esed rejimini konsolide etti ve sağlama aldı.

     Artık hiç kimse Esed rejiminin devrilmesinden söz etmiyor. Cihatçı Selefiler hariç herkes için felaket olacak rejimin kontrolsüz devrilmesi ihtimali ortadan kalktı.

      Asker çekme açıklamasını yapan Putin'in, "Savunma Bakanlığı ve Rus Ordusu, kendisine verilen hedefi gerçekleştirmiştir" ifadesiyle kastettiği de bu durum. Tabii bu noktada, Beşşar Esed'in kişisel geleceğinin ayrı bir konu olduğuna işaret etmek gerekiyor.

     Rusya'nın ikinci hedefi, IŞİD ve Nusra  dahil Suriye'deki tüm Cihatçı Selefileri tasfiye etmek. Afganistan savaşından sonra ortaya çıkan El Kaideci örgütlerin Rusya topraklarında etkinlik kazanması, Moskova'yı çok rahatsız etmişti.

     Suriye iç savaşından sonra benzer ve hatta daha ağır bir yansımadan kaçınmak istiyor. Rusya'nın nüfusunun yaklaşık %20'si Müslüman. Cihatçı Selefilerin Rusya'da güçlenmesini, en büyük iç güvenlik risklerinden biri olarak görüyor.    

     Ancak birinci hedefin aksine, yine daha önce hep işaret ettiğimiz gibi, Suriye'deki Cihatçı Selefi örgütleri Rusya'nın tek başın tasfiye etmesi mümkün değil. Amerika'yla işbirliği yapması şart.

     Amerika temelde, Rusya'nın bu hedefini paylaşıyor. Ama aynı zamanda ikircikli bir tavır izliyor. Mümkünse Cihatçı Selefiler de, Rusya da kaybetsin istiyor. Aslında, Esed de kaybetsin istiyor!

     Amerika'nın bu tavrının benzerlerini daha önce de gördük. Mesela Afganistan'da olduğu gibi.

     Amerika'nın davranışı, iki eliyle çok sayıda topu aynı zamanda havada çeviren top cambazını hatırlatıyor. Ama Amerika'nın sık sık elinde çevirdiği toplardan bazılarını yere düşürüp paramparça ettiğini da biliyoruz!

     Bu bağlamda Amerika'nın Suriye'de ne yapmak istediği açık. Başta Başkan Obama, Amerikalı en üst düzey sözcüler defalarca Rusya'nın Suriye'de "batağa" saplanmasını beklediklerini dile getirdi. Bu arada muhaliflere silah desteğini artırdılar.

     Kısa süre önce, iyi haber kaynaklarına sahip New York Times gazetesinde önemli bir haber çıktı. Pentagon ve CIA üst düzey yetkilileri, Dışişleri Bakanı Kerry'nin de katıldığı bir toplantı yapmışlar. O toplantıda, Rusya'yı Suriye'de zor duruma düşürmek ve yere sermek için hangi yöntemleri kullanabiliriz konusunu tartışmışlar.

     İşte tam bu nokta, Rusya'nın kısmi asker çekmesinin temel nedenini oluşturuyor. Belli ki Putin, ikinci hedefe, yani Suriye'deki Cihatçı Selefilerin tasfiye edilmesi hedefine Rusya'nın tek başına ulaşamayacağını biliyor.

     O hedef için Amerika'yla tam uyum içinde bir işbirliği şart. Ama Amerika top cambazı gibi hareket ediyor.

     Şimdi kısmi bir çekilme ile, o işi tek başına yapmaya kalkışmayacağını bütün dünyaya ilan ediyor. Amerika'nın önünü açıyor, gel bu işi beraber yapalım mesajı veriyor. Hatta onu böyle bir işbirliğine zorluyor.

     Buna bir bakıma, Amerika'yı köşeye sıkıştırıyor da diyebiliriz. Çünkü Amerika gerçek bir işbirliğine yanaşmazsa, Cihatçı Selefilerin etkinliği devam edecek. Suriye'de barış zora girecek. Hiç bir Amerikan yönetimi bunları kolay göze alamaz.

      Rusya'nın bu hamlesinden sonra Amerika'nın top çevirme cambazlığına eskisi gibi devam etmesi zor. En azından, Rusya'nın o toplardan biri olmasını Putin akıllı bir taktik hamleyle engellemiş durumda.

      Şimdi Rusya'nın hamlesine Amerika'nın ne cevap vereceği gerçekten hayati önem taşıyor. Amerika'nın cevabı, önümüzdeki dönemde yeni küresel stratejik dengeleri şekillendiren belirleyici unsurlardan biri olacak. Çünkü tercih, Rusya ile işbirliği veya gerginliğin devamı arasında olacak.

     Kuveyt'in en büyük gazetesi Al Rai'nin deneyimli gazetecisi Elijah Magnier, Moskova'da üst düzey bir yetkilinin kendisine şunu söylediğini yazıyor: "Savaş henüz bitmiş değil. Amerika'nın rolünü ve taahhüdünü yerine getirip getirmeyeceğini izleyeceğiz"(1). Rus yetkilinin bu sözleri, ancak yukarıdaki analizler çerçevesinde daha kayda değer bir anlam kazanacaktır.

     Cihatçı Selefileri Amerika'nın da tek başına tasfiye etmesi mümkün değil. O nedenle tahminim, Amerika'nın artık Rusya ile Suriye'de gerçek ve güçlü bir işbirliğine başlayacağı yönünde.

     Esasen sadece Cihatçı Selefilerin tasfiyesi değil, Suriye'de siyasi çözüm, o çözüm ne olursa olsun, gerçek ve etkili bir Amerika-Rusya işbirliğini şart kılıyor. Çözüm ister üniter devlet, ister federasyon veya parçalanma olsun, mutabakat sağlanması ve uygulanması öylesine zor ki, böyle bir işbirliği şart.

     Dış medyada çıkan Suriye haberlerinin içinde, ehemmiyetsiz ayrıntı gibi aktarılan bir görüşe işaret etmek istiyorum. Beşşar Esed ve babası Hafız Esed'in uzun yıllar boyu dış politika danışmanlığını yapan Buseyna Şaban'ın yorumu şöyle: "Rusya-Amerika işbirliğinde 'yeni bir dönem' geliyor olabilir"(2).

     Şaban elbette Suriye'deki Rusya-Amerika işbirliğini kastediyor. Ama Putin'in niyeti, aynı işbirliğini Ukrayna krizi için de sürdürmek. Bu konuyu başka bir yazıda ele alacağız.

     Yukarıda değindiğimiz gibi, Rusya'nın kısmi asker çekme hamlesinin arkasında elbette ikinci derecede nedenler de var. Son zamanlarda tam uyum içinde hareket etmediği görülen Esed'e uygun bir mesaj göndermek ve Rusya'nın Suriye'de barışçı yoldan siyasi çözüm istediğinin altını kuvvetli bir şekilde çizmek gibi.

    İç ve dış basında konuyla ilgili çıkan yorumların çoğunun, konunun taşıdığı öneme uygun güçlü analizler içermediğine işaret etmiştim. Tabii istisnalar da var.

     Bu istisnalar içinde belki de en dikkat çekici olanı, Rusya'yı iyi tanıyan ve halen Katar'da Georgetown Üniversitesi'nde görev yapan Prof. Anatol Lieven'in makalesi (3). Lieven'in kendi kavramlarıyla ifade ettiği analizler, bizim buradaki görüşlerimizle paralel doğrultuda ve konuyla yakından ilgilenenlere tavsiye ederim.

     Suriye'den asker çekme açıklamasından üç gün sonra, 17 Mart Perşembe günü Putin, Kremlin'in en görkemli salonu olan Aziz Georgievsky'de düzenlenen bir tören vesilesiyle, Suriye hakkında kapsamlı bir konuşma yaptı. Konuyu yakından izlemek isteyenlere bu önemli konuşmayı da öneririm (4).

     Burada, Putin'in o konuşmada vurguladığı hususlardan sadece birine işaret edebiliriz. Putin, en gelişmiş S-400 hava savunma sisteminin ve bir miktar muharip uçağın Suriye'de göreve devam ettiğini, yani kısmi çekilmeye rağmen Suriye hava sahasında Rusya'nın mutlak denetiminin sürdüğünü ve ne zaman gerekirse çekilen kuvvetleri sadece bir kaç saat içinde yeniden konuşlandırmanın mümkün olduğunu söylüyor.

     Bir başka ifadeyle, Rusya'nın Esed rejimini ayakta tutma kararlılığı aynen devam ediyor.

------------------------------

(1)- https://elijahjm.wordpress.com/2016/03/16/moscow-informed-washington-damascus-and-tehran-of-its-intention-to-reduce-forces-in-syria/
(2)- "Putin says Syria deal in reach", International New York Times, March 18, 2016.
(3)- http://www.nytimes.com/2016/03/18/opinion/dont-fear-the-russians.html?_r=0
(4)- http://en.kremlin.ru/events/president/news/51526  

Tüm yazılarını göster