Çorlu tren kazası davası bir kez daha ertelendi

Çorlu tren kazası davası bir kez daha ertelendi
Güncelleme:

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 2018’de 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği Çorlu tren katliamına ilişkin davanın 17’nci duruşması bugün görülürken, dava 24 Ocak 2024'e ertelendi.

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de meydana gelen ve 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren faciasına ilişkin 13 sanıklı davanın 17'inci duruşmasından da karar çıkmadı.

Dava, 24 Ocak 2024 tarihine ertelendi. 

13 kişi hakkında taksirle öldürme suçundan ceza istenen davada avukatların “olası kast” talepleri reddedildi. 

13 sanıklı davanın bugünkü duruşmasında mütalaasını veren savcı, TCDD 1'inci Bölge Demiryolu Bakım Müdürü Mümin Karasu ile Turgut Kurt ve Özkan Polat'ın, 'Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan cezalandırılmalarını ve tutuklanmalarını, diğer sanıkların 'basit taksir' suçundan cezalandırılmalarını talep etti. Mahkeme heyeti tutuklama taleplerinin hükümle birlikte değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

9 GÖREVLİYE DAHA DAVA AÇILDI

Sanıkların tutuksuz yargılandığı dava sürürken, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı, alınan yeni bilirkişi raporunun ardından soruşturmanın genişletilmesine karar verdi. Savcılık, kazanın meydana gelmesinde hava durumunun takip edilmemesi, hava durumunun takip edilememesi nedeniyle olumsuz hava koşullarında demir yolu hattının özel olarak muayene edilememesi, menfezin ve çevresindeki hat kesiminin gerekli bakımlarının, temizliğinin, yabani otla mücadelesinin yapılmaması, kaza yeri menfezinin İstanbul istikametindeki büzün tıkalı olması nedeniyle büze gelen yağmur suyunun aradaki kanal vasıtasıyla kaza menfezine yönelmesi sebeplerinin etkili olduğunu değerlendirdi. Değerlendirmenin ardından savcılık, kazada sorumlulukları bulunduğunu anlaşılan TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü'ndeki 9 görevli hakkında da 'Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' ve 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçlarından Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.

TCDD'NİN BİRİMLERİ ASLİ KUSURLU BULUNDU

Daha önceki oluşturulan bilirkişi heyetinin ek raporu okundu.

Raporun ulaştırma ve yapı mühendisliği bölümünde kaza nedenleri, 'Kaza yerindeki menfezin hidrolik ve kanat duvarları açısından yetersizliği. Balast tabakası altındaki koruma tabakasının yetersizliği. Balast tutucu duvarların eksikliği. Hat üstyapısının yürüyerek gözleme olanak tanıyacak kadar geniş olmaması. Dolgu şevi boyunca gelişmiş olan yabani bitkilerin şevi zayıflatması. Ray kırığı konusunda uyarıda bulunacak elektronik sistem eksikliği' olarak sıralandı. Raporda, "TCDD Genel Müdürlüğü AR-GE Birimi, Merkez ve 1'inci Bölge Demiryolu Emniyet ve Risk Yönetimi Müdürlükleri ile altyapı ve sanat yapılarını yenilemeden sorumlu başkanlığı ve Yol ve Geçit Kontrol Memuru istihdam etmekle sorumlu başkanlığının asli kusurlu oldukları görüş ve kanaatine varılmıştır" denildi.

DAVA ÖNCESİNDE AİLELER YÜRÜDÜ

Dava öncesinde aileler Çorlu Santral’dan başlayarak “Adalet istiyoruz” yazılı pankartla ve “Gün gelecek, devran dönecek. Katiller halka hesap verecek” sloganlarıyla yürüyüş yaptı. 

Katliamda oğlu Oğuz Arda Sel’i yitiren Mısra Öz, dava öncesinde yaptığı açıklamada “İçeride 13 tane sanık yargılanıyor. Bu 13 sanığın, bugün savcının mütalaasında açıkladığı durumda bizim beklediğimiz, olası kasıt üzerinden her birinin ceza almasıdır. Bu bir karar duruşması değil ama karar duruşması kadar önemli” dedi.

Aileler, yürüyüş sırasında, faciada yaşamını yitirenlerin resimlerinin yer aldığı “Adalet istiyoruz” yazılı pankartla “Hak, hukuk, adalet; kaza değil, cinayet”, “Çorlu’nun hesabı sorulacak” ve “Gün gelecek, devran dönecek. Katiller halka hesap verecek” sloganları attı. CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun ile Çorlu Belediye Başkanı Ahmet Sarıkurt’un da katıldığı yürüyüşün ardından duruşmanın yapılacağı yere ulaşan aileler, katliamda yaşamını yitirenlerin isimlerini okuyarak hep bir ağızdan “Burada” ve “Adalet istiyoruz” dedi.

MISRA ÖZ: ADALETİ İSTEMİYORUZ, BEKLİYORUZ

Faciada oğlu Oğuz Arda Sel ile eski eşi Hakan Sel’i kaybeden Mısra Öz, dava öncesinde şunları söyledi:

“Biz adalet istemiyoruz artık. Biz adaleti bekliyoruz. Olması gerekeni yapmalarını bekliyoruz. Duruşmalardan beri ne yazık ki gerçek sorumlular dediğimiz, elimizde taşıdığımız bu liyakatsız kişiler, liyakatsız yöneticiler; ne yazık ki savcılığın elinde yetki olduğu hâlde bir yerlere güçleri yetmediği için bu duruşma salonlarına getirilemediler. ‘Suçlu yağmurdur’ denilen yerden şu anda 13 tane sanığa geldik. İçeride 13 tane sanık yargılanıyor. Bu 13 sanığın, bugün savcının mütalaasında açıkladığı durumda bizim beklediğimiz, olası kasıt üzerinden her birinin ceza almasıdır. Bu bir karar duruşması değil ama karar duruşması kadar önemli. 6 yıldır bizim yaptığımız bütün mücadelelerin, sizlerle birlikte, yanımızda olan herkesle birlikte vermiş olduğumuz adalet mücadelesinin bugün hukuk tarafındaki gerçeğini göreceğiz.

Ne yazık ki Türkiye’de şu anda hukukun olmadığı, hukuktan bahsedemediğimiz, gerçek sorumluların, katillerin dışarıda gezdiği fakat suçsuz insanların hapislerde tutulduğu, tutsak edildiği günlerden geçiyoruz. Biz her şeye rağmen adalet diye talebimizi dile getiriyoruz. Bir gün bu ülkeye adalet gelecek. Bir gün bu ülkede adaleti sağlayamayanlar da yargı karşısına geçecek ve herkes hesap verecek ama Çorlu nezdinde söylemek gerekirse 6 yıldır bir kişi dahi tutuklu yargılanmıyor. Bir kişi dahi işinden, görevinden alınmadı. Şu anda gerçek sorumlu, asli sorumlu dediğimiz İsa Apaydın ihaleler alıyor kurmuş olduğu şirket üzerinden. Yani ödüllendiriliyorlar. Ali İhsan Uygun, genel müdür yardımcısı idi, genel müdür oldu TCDD’ye, son görevinden alınana dek. Yani bizim ülkemizde ne yazık ki bu tür olaylarda ceza değil, bir güzel ödül geliyor. Biz bugün dediğim gibi olası kasıt bekliyoruz savcılıktan. Umarım korkmadan, vicdanlarıyla, yetkileri dahilinde karar verirler. Umarım sarayın gücünün altında ezilmeden sadece adalete hizmet ederler.”

Davanın ertelenmesinin ardından açıklama yapan Mısra Öz, şunları söyledi:

"Mevcut sanıkların olası kasttan ceza almaları talebinde bulunduk. Hakim hiç kimsenin tutuklu olarak yargılanmaması yönünde karar aldı. Biz bugün olası kastı duyamadık. Ne yazık ki en azından tanık olarak buraya birilerinin getirilmesine cesareti olmayan hakimlerin karşımızda gördük. Şuna bir kez daha şahit olduk ki, bir kişiyi dahi buradan tutuklu çıkaramadılar. 6 yıldır öfkemizi, acımızı, özlemimizi anlamayan heyet içeride bana 'şunu tutuklayın' diyerek tutuklama cesareti gösterdi. Güçleri sadece bana yetiyor. 6 yıl boyunca biz ailelere, gazetecilere, bizi sosyal medyadan takip eden yurttaşlara davalar açıldı. Yargının geldiği noktaya görüyor musunuz? Saygı duyacakmışım. Affetmiyorum, hiçbirini affetmiyorum. 6 yıldır evladım toprağın altında. Buradaki basından çok polis çekiyor hepimizi. Hiçbirinizden korkmuyoruz. Elbet gün gelecek, devran değişecek. Çorlu’nun katilleri belli arkadaşlar, katiller buraya getirilmiyor. Nerede katiller? Nerede İsa Apaydın. Devlet Demiyolları’ndan ayrıldı. Gitti kendisine bir şirket kurdu ihalelerle parasına para katıyor. Bir gün şu adamı mahkeme salonuna getirmeye cesaret edebildi mi bu hakimler savcılar.”