Kısırlaştırma ameliyatına rağmen çocuk sahibi oldular! AYM'den ihlal kararı

Kısırlaştırma ameliyatına rağmen çocuk sahibi oldular! AYM'den ihlal kararı
Güncelleme:

Devlet hastanesinde kısırlaştırma ameliyatı olan çift 19 ay sonra çocuk sahibi olup, başlattığı hukuk mücadelesini 10 yıl sonra kazandı.

Anayasa Mahkemesi (AYM), kısırlaştırma ameliyatına rağmen çocuk sahibi olan çiftin anayasal güvence altındaki 'maddi ve manevi varlığını koruma hakkının' ihlal edildiğine karar verdi.

Kemal D., eşiyle 4 çocuk sahibi olduktan sonra, 2010 yılı Haziran ayında devlet hastanesinde vasektomi (erkeğin kısırlaştırılması) ameliyatı oldu. Ameliyattan yaklaşık 19 ay sonra eşi hamile kaldı ve yapılan test sonucunda Kemal D.'nin spermatik kanallarının tam kapanmamış olduğu tespit edildi.

TAZMİNAT TALEP ETTİLER
Zararlarının tazmini için Sağlık Bakanlığı’na yaptıkları başvuru reddedilen D. çifti, idare aleyhine Bursa 1’inci İdare Mahkemesi’nde tam yargı davası açtı. Dava dilekçesinde çift, yaşlarının ileri ve ekonomik durumlarının yetersiz olması nedeniyle gebelik istemedikleri için vasektomi ameliyatına karar verdiklerini; ancak doktorun hatalı tıbbi müdahalesi sonucu vasektominin başarılı olmadığını, istemedikleri gebeliğin meydana geldiğini, başka sağlık sorunları da bulunduğundan hamileliğin ve doğumun çok zor geçtiğini, tedavi sürecinde yaşadıkları zorluklar nedeniyle psikolojilerinin bozulduğunu, çocuğun bakım ve eğitim masraflarını karşılayacak güçlerinin bulunmadığını belirterek maddi ve manevi zararlarının tazminini talep etti. Çift ayrıca, doktorun vasektomi sonucunda geri dönülemez şekilde kısırlık olacağını kendilerine söylediğini, buna güvenerek ameliyata karar verdiklerini oysa başarısız bir ameliyat yapıldığını, ameliyat sonrası gerekli testlerin ve bu konuyla ilgili uyarıların yapılmadığını, doktorun kusuru açık olmasına rağmen durumun 'komplikasyon' olarak geçiştirilmesinin büyük haksızlık olduğunu vurguladı.

MAHKEME DAVAYI REDDETTİ
Yargılama sürecinde Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından hazırlanan raporda, vasektomi sonrası spermatik kanalların tam kapanmaması durumunun her türlü özene rağmen görülebilecek, tıbbi ihmal ya da kusura bağlı olmayan komplikasyon olarak değerlendirildiği, uygulanan tıbbi işlem yönünden ilgili doktora atfı kabil ‘kusur bulunmadığı’ bildirildi. Mahkeme, raporu dikkate alarak davayı reddetti. Çiftin, temyiz başvurusu da Danıştay tarafından reddedildi. Kemal ve Gülcan D. çifti, bunun üzerine 17 Mart 2017 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

AYM, İLHAL KARARI VERİ
AYM, Anayasa’nın 17’nci maddesinde güvence altına alınan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Kararın bir örneği ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Bursa 1’inci İdare Mahkemesi’ne gönderildi.

HİÇBİR BELGE YOK
AYM’nin gerekçeli kararında ameliyattan 4 ay sonra kontrole giden ve dikişleri alınan Kemal D.'nin bir daha kontrole gelmesi konusunda kendisine hiçbir çağrı veya uyarı yapılmadığını beyan ettiğine, yargılama dosyasında da başvurucunun ameliyattan 3 veya 4 ay sonra kontrole çağrıldığı ve sperm testi yapılacağı hususunda hiçbir belgenin bulunmadığına dikkat çekildi.
Adli Tıp Kurulu raporunda, ameliyattan sonra kişiye rutin kontroller yapılması gerektiğine işaret edildiğinin hatırlatıldığı AYM kararında, derece mahkemesi tarafından bu konuda hiçbir gerekçe ve açıklamaya yer verilmediği vurgulandı. Kararda, "Sonuç olarak başvurucunun vücut bütünlüğüne yönelik tıbbi müdahalenin sonuçları bakımından tıp kurallarına göre öngörülebilir nitelikte komplikasyon ve riskler hakkında yeterli bir biçimde aydınlatılmadığı iddiası yönünden mahkeme kararlarında konuyla ilgili ve yeterli bir gerekçe ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır" denildi.