Murat Bardakçı, Cumhurbaşkanı'nın koltuğuna oturdu !

Geçtiğimiz hafta Alman Başbakan Merkel İstanbul'daydı. Önce Davutoğlu ardından Erdoğan'la bir görüşme yaptı. Erdoğan'la yaptığı görüşme sırasında Merkel Mabeyn Köşkü'nde ağırlandı.

KÖŞK VE EŞYALAR RESTORE EDİLDİ

Köşk, kısa bir süre önce eskimiş görüntüsünden kurtularak orijinalliği korunacak şekilde yenilenmişti. Döşemeler, tavanlar, kapılar ilk haline uygun şekilde onarılmıştı.

Merkel'in ziyareti sırasında en çok da Erdoğan'la birlikte oturdukları tahtlar ve tahtların üzerinde yer alan hilaller çok konuşulmuştu.



MURAT BARDAKÇI KÖŞKE GİTTİ, KOLTUKLARIN TARİHİNİ YAZDI

Habertürk yazarı Murat Bardakçı Mabeyn Köşkü'ne gitti, o koltuklara oturdu ve köşkün tarihini yazdı.

İşte o yazı:

Bazı meslekdaşlarım, Erdoğan ile Merkel’in oturdukları koltukları beğenmemişler, hattâ beğenmemek bir tarafa “görgüsüz” bulmuşlardı! “Koltuklar fazla büyük, üzerlerindeki altın varaklar çok parlak, üstelik baş kısımlarına sonradan hilâl ilâve edilmiş” diyorlardı...

BİR ZAMANLAR MODA BUYDU

Önceki gün yazdım: Bu koltuklar, hattâ Yıldız Sarayı’nın eşyalarının çoğu, “imparatorluk stili” demek olan “ampir” üslûptadır! Bugün bize büyük ve iri görünen, işlemeleri fazla, renkleri de parlak hissi veren ampir mobilyalar 19. yüzyılın başlarında, özellikle Napolyon Bonapart döneminden itibaren moda olmuş ve sadece İstanbul’un değil, Avrupa ile Rusya’nın büyük saraylarının merasim daireleri de bu mobilyalarla döşenmiştir.

HİLAL NEDEN Mİ VAR

Genellikle Fransa’da ve sipariş üzerine imal edilen koltuklar ile kanepelerin işçilikleri birbirlerine benzer ama aralarındaki fark, baş kısımlarına konan ve siparişi veren memlekete göre değişen süsler, daha doğrusu sembollerdir.



Türkiye için imal edilen mobilyaların baş kısımlarına İslâm Sultanlığı’nı sembolize eden hilâl, Rus Sarayı’na gönderilenlere de haç yerleştirilmiştir; Fransa’da kullanılanlarda ise genellikle zambak motifi vardır, zira zambak hem Hazreti Meryem ile bekâretin sembolüdür, hem de Fransa’yı asırlarca idare etmiş olan Bourbon Hanedanı’nın armasıdır!

Bazı meslekdaşlarımın “Bu hilâl de nereden çıktı?” diye günlerden buyana sordukları sorunun cevabı, işte budur!