Barbaros Şansal: Niye evet ?

Barbaros Şansal: Niye evet ?
Güncelleme:

Sosyal medya paylaşımları başında iş açan Barbaros Şansal BirGün gazetesinin 'hayır' kürsüsü için bir yazı kaleme aldı. Şansal'ın yazısı bir hayli ironikti.

Sosyal medya paylaşımları başına bir hayli iş açtı. Gözaltına alındı, sınırdışı edildi, dahay yedi ve sonunda tutuklandı. 

Terzi yamağı Barbaros Şansal sıkı bir AK Parti muhalifi. Şansal bu kez bir 'evet yazısı kaleme aldı. Sakın "Şansal'ın dayaktan sonra aklı başına geldi" diye düşünmeyin ve kararınızı yazıyı okuduktan sonra karar verin:

İşte o yazı:


Aslında Şah İsmail Türbesi’ni biraz öte yerine şöyle okkalı bir AVM önüne taşıyabilselerdi ‘Evet’ demeyi düşünürdüm. Hele de, Şam’daki Emevi Cami yerine Kudüs’teki Al Aksa’da namaz kılınabilse ve gece 11 ile sabah 7 arasında uygulanacak olan sesyükseltici cihazlarla ezan yasağına engel olunabilse, ya da atlarla Moskova’ya akınlar yapılıp, Mavi Marmara’yı Arakan’a dek yollayıp tarih yeniden yazabilseydi. Bunların hepsine ilave Musul, Kahire ve Kıbrıs bile TC plakası kullanabilseydi işte o zaman ‘Evet’im kesin olurdu. Biliyorsunuz ki 15 yıldır bunları izliyoruz, hem Muhteşem Yüzyıl’da, hem Diriliş’de hem de İşte Benim Stilim’de…

Zinayı suç olmaktan çıkarmasalardı, millettin a’sına koyana b planı uygulayıp vergi affını daha da genişletselerdi, para sayma makinaları ve ayakkabı kutusu dolusu paraların montajsız halini de yayınlayıp, evlilik programlarını da seçim kampanyasına katıp bekar bırakmasalardı yani bellerindeki kaşıkla verdiklerini sapıyla değil de kepçeyle alsalardı kararım kesin millet için evet olurdu…


Ergenekon ve Balyoz’la, Poyrazköy Davasıyla, Oda TV baskınıyla, 15 Temmuz kalkışmasındaki köprüde asker linçiyle, kışla önündeki çöp ve belediye kamyonlarıyla, meydanlardaki dombıralı demokrasi nöbetleriyle daha fazla güçlü ordu ve daha fazla demokrasi için çabalarını zirveye taşısalardı mutlaka evet diyecektim. Bugün 180 bin kişi cezaevlerinde. Milyonlar işsiz. İfade özgürlüğü ve insan hakları hızla gelişiyor. Dünya bizi kıskanıyor. Evet hâlâ reklamlarda figurasyonlu geçiyor.

Bir kereden bişey olmazdı. Sanatın içine yeteri kadar tükürülmedi, vandallar, çapulcular, kemirgenler, anasını alıp gitmesi gerekenler yeteri kadar cezalandırılmadı. Üstelik Gezi Ruhu da yaşıyor. Reza ülkenin bütçe açığını Amerika’da hapiste olduğundan kapatamıyor ve günah işleme özgürlüğü bile özgürce kullanılamıyor. Evet bu durumda ne anlama geliyor?

Ötekilere de yeteri kadar ilgi yoktu. Birilerinin ifade ettiği şekliyle; Eşcinseller, Romanlar, Ateistler, Kılıçartıkları, Rum tohumları, İsrail d..lleri, Ermeni p..leri, kadın mıdır kızmı dır bilinmeyenler, dini kurslarda çocuklar arasındaki gayri ahlaki ilişkileri dillendirenler… Evet için birçok neden vardı.

Mesela Türkçe Olimpiyatları ve 15 Temmuz hatıra paralarına ilave 17:25, Suruç, Ankara, Reyhanlı, Diyarbakır, Şehittepe, Reina, Kayseri ve benzerleri için de sikke basılsaydı; Ekranlarda yetmez ama evetçiler arttırılsaydı, Kabataş’ın üstü çıplaklarından en az biri yakalansaydı hatta faili meçhuller aydınlansaydı aklımdaki evet daha da güçlenecekti. O halde her şey uluorta olunca hal de ancak bu kadar oluyordu.

Neticede 60 yılı geçmiş ömrümün son 15 yılına bakınca bilgi birikimim ile deneyimlerim her şeye ‘Evet’ denmemesi gerektiğini söylüyor. Unutmayın sandık lekesi asla çıkmıyor!

 

Birgün