Binali Yıldırım ile Bakan Nebati'nin görüntüleri olay olmuştu; Akşener'den sert eleştiri

Güncelleme:

İYİ Parti lideri Meral Akşener partisinin grup toplantısında, deprem bölgesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın basın açıklaması yaptığı sırada Binali Yıldırım ile Bakan Nureddin Nebati'nin kameralara yansıdığı "yer verme" görüntüleri için "Tek dertleri kameraya girmek" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu.

Akşener’in gündeminde, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi vardı. İYİ Parti lideri, depremler sebebiyle hayatını kaybedenlere rahmet, yaralananlara baş sağlığı ve yakınlarına sabır diledi ve şöyle dedi: “Sesini duyuramayan evlatlarımızı, annelerimizi, babalarımızı, kardeşlerimizi unutmayacağız. Deprem bölgesinde benden kefen istediler.”

‘Bazılarının tek derdi kameranın kadrajına girmek’ diyen Akşener, Erdoğan konuşurken Hazine Bakanı Nureddin Nebati’nin ve Binali Yıldırım’ın kamera kadrajına girmek için uğraştığı anlara gönderme yaptı.

Meral Akşener, “Bugün salonda gençlik kollarımız yok, çünkü onlar, ‘Bu ateş sönene kadar oradayız’ dedi. gençlik kollarımız, deprem bölgesinde gece gündüz çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Akşener’in konuşmasının satırbaşları şu şekildeydi:

"Yakın tarihimizin, en büyük acısını yaşıyoruz. Ama tüm acılarımıza rağmen, her zaman olduğu gibi, yan yanayız. Ve bu yarayı, hep birlikte saracağımızın farkındayız. Çünkü, ne olursa olsun, bizim mayamızda; kardeşlik var. Dayanışma var. Zor günlerde, kenetlenme var. Toplu vuran, sinmeyen ve asla yılmayan, yüreklerimiz var. Bu, dün de böyleydi; şükürler olsun, bugün de böyle. Ve yürekten inanıyorum ki, yarın da böyle kalacak.

Şüphesiz; Yaşadığımız bu felaketin izleri, ne hafızamızdan, ne de kalbimizden silinmeyecek. Hayatla ölüm arasındaki, o ince çizgiyi, memleketimizi yasa boğan, o büyük acıyı, tüm Türkiye’nin kulaklarını çınlatan, o feryatları, asla unutmayacağız. Nice hayatların, nice hayallerin, moloz yığınlarının, altında kalışını unutmayacağız. Tertemiz niyetlerle uyunan bir geceye, çamurun sıçradığı, o karanlık sabahı unutmayacağız. Sesini duyuramayan evlatlarımızı, annelerimizi, babalarımızı, kardeşlerimizi unutmayacağız! Başkaları unutabilir. Biz, dün de unutmadık, bugün de unutmayacağız. Ve asla unutturmayacağız!

Elbette ki, acının asıl sahibi, depremi şehrinde, mahallesinde, köyünde yaşayan vatandaşlarımızdır… Binlerce ailemizin can kayıpları var. Kaybettikleri evleri, işyerleri, birikimleri var. Hatıraları, anıları var. Kaybolan çok şey var… Bu vesileyle; Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, Yüce Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevdiklerine, sabır diliyorum. Allah, ailesiz kalan çocuklarımızı korusun. Allah, çadırlarda kalan depremzedelerimize, direnme gücü versin. Allah, yaralarımızı sarmak için, ter döken, görevlilerimize, gönüllülerimize, güç kuvvet versin. Yaralı vatandaşlarımızın, bir an önce sağlığına kavuşmaları için, dua ediyorum. Hepimizin başı sağ olsun, hepimize geçmiş olsun.

Ben, 1999 depremini bizzat yaşamış, yakınlarını kaybetmiş bir insanım. Dolayısıyla, deprem gerçeğiyle yüzleşmenin, ne demek olduğunu, iyi biliyorum. 99 depremi, hepimize çok şey öğretti. Mesela bunlardan biri; ilk 72 saatin önemiydi. Arama kurtarma çalışmalarının, yapıldığı yerlerde, ayak altında dolaşmamak, oradaki çalışmalara, engel olmamak çok önemlidir. Çünkü ilk 72 saatte, en büyük ihtiyaç; enkaz altındaki vatandaşlarımızın kurtarılması ve bölgeye gerekli desteğin, en hızlı şekilde sağlanmasıdır.

İşte biz de tam olarak bu sebeple, afeti öğrenir öğrenmez, Afet Koordinasyon Merkezimizi kurup, parti olarak seferber olduk. Milletvekillerimizi, genel başkan yardımcılarımızı, gençlik kollarımızı, teşkilat mensuplarımızı, ve gönüllülerimizi harekete geçirdik. Hem arama kurtarma faaliyetlerine, yardımcı olmaları, hem de, bölgedeki eksikleri, talepleri ve ihtiyaçları, tespit etmeleri için, 10 şehrimize gönderdik.

İYİ Parti olarak, bu süreç boyunca, bir sivil toplum kuruluşu gibi çalıştık. Milletimizin, içine düştüğü ateşi, söndürmek için çalıştık. Vatandaşlarımızla beraber, hep birlikte, yaralara merhem olmak için çalıştık. Bu vesileyle; deprem olur olmaz yaptığım, seferberlik çağrısına cevap veren, parti yöneticilerimize, milletvekillerimize, il ve ilçe başkanlarımıza, teşkilat mensuplarımıza, üyelerimize, bir kez daha teşekkür ediyorum. 

Bu arada, dikkatinizi çekmiştir: Bugün salonda, gençlik kollarımız yok. Onlar, 'Biz bu ateş sönene kadar, hep buradayız' dediler. Ve hala bölgedeler. O nedenle, gençlik kollarımızdaki, tüm evlatlarıma da özellikle teşekkür etmek istiyorum. Milletimiz için, uyumadan, dinlenmeden, gece gündüz çalıştılar. İYİ Partili olmak ne demek, herkese gösterdiler. Göstermeye de, devam ediyorlar. Onlarla gurur duyuyorum. İyi ki varlar.

Ayrıca, depremin ilk gününden itibaren, elinden geleni yapmak için çalışan, imkânları ölçüsünde, maddi yardımda bulunan, bölgedeki çalışmalarda emek veren, veya duasını eksik etmeyen, gencinden yaşlısına, erkeğinden kadınına, her bir vatandaşımıza, sivil toplum örgütlerimize, gönüllülerimize minnettarız. Allah her birinizden razı olsun.

5'inci günde bile arama kurtarmanın ulaşmadığı enkazlar vardı.

Erdoğan, ‘Günü geldiğinde tuttuğumuz defteri açacağız’ diyerek milletimizi tehdit etti.