Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: ''Çirkef !''

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: ''Çirkef !''
Güncelleme:

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.

AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Erdoğan'ın gündeminde Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un YPG ile ilgili açıklamaları vardı. Macron için "Garip garip şeyler söylüyor" diyen Erdoğan, "Türkiye ile SDG arasında arabulucu olabiliriz lafı, haddini ve boyunu çok aşan bir beyandır" ifadesini kullandı.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Hedeflerimizi yeterince anlattığımızda 2019 seçimlerindeki hedeflerimize ulaşabilmemize mani bir durum olacağını düşünmüyorum. AK Parti'ye ne bu kifayetisz muhalefe ne FDETÖ ne PKK ne de dış güçler zarar verebilir. 

MİT Kosova istihbaratı ile yaptığı dayanışma neticesinde Balkanlar'daki en üst düzey FETÖ temsilcisini anlaşarak getirdiler ve emniyet teşkilatımıza teslim ettiler. Onlar kaçacak biz kovalayacağız.

Bir partide küçük olsun benim olsun zihniyeti kök salmaya başlamışsa durum vahimdir. AK Parti bu zihniyetten uzak tutmak için elimizden geleni yaptık. Elbette zaman zaman bu yanlışa kapılan oldu. İkazlarımızı yaptık. Hatasını anlayanlara ve davaya sarılanlarla yolumuza devam ettik.

Hatada ısrar edenlerle yolumuzu ayırma mecburiyetinde kaldık. Metal yorgunluğu ifadesiyle kast ettiğim buydu. Kısa sürede gerçekleştirdiğimiz değişimle bu tehditten kurtulduk. Yeniden diriliş hamlesi başlamış oldu. Eksikleri telafi ederek yolumuza devam edeceğiz.

Dostlarımızı artırmaya düşmanlarımızı azaltmaya gayret etmelitiz. Bu gayretin içerisinde geleceğe yürümek durumundayız. 2023 hedefimize odaklanmış durumdayız. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapacağız dedik ve yola böyle çıktık. Bize durmak dinlenmek yok. Ayağımıza bağ olanlardan bir an önce kurtulmak boynumuzun borcudur.

"OYUNA GELEN ARKADAŞLARIMIZ VAR"

Büyüme rakamı belli oldu, Türkiye   2017'de yüzde 7.4 oranında bir büyüme kaydetti. G20 ülkeleri arasında birinci sırada yer alıyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşlarının nasıl yayınlar yaptığını küresel sermaye girmesin diye nasıl gayret gösterdiklerini biliyorsunuz. Bu oyuna gelip aramızdaki bazı arkadaşların içimizdeki bazı arkadaşlarımızın ülkedeki ekonomik durumun sıkıntılı olduğuna dair açıklamalar yapma yanlışı içine düşmeleri bizi üzmüştür. 

Ortada bu denli büyük bir başarı var. Biz 7-7.5'i konuşuyoruz bunlar bunu konuşuyor. İnsan kendi ayağına kurşun sıkar mı? Arkadaşlarım bu tür yanlışı yaparlarsa bunun affedilir yanı olamaz. Kriz söylemlerine rağmen elde ettiğimiz büyüme oranı tüm milletimize moral vermiştir. Moral üstünlük Türkiye'de, milletimizde, bizde. Bize düşen görev içini doldurmak ve ambalajını en güzel şekilde yapmak.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının not oyunları ve döviz spekülasyonlarının tavan yaptığı dönemde böyle bir netice umuyoruz herkese ders olmuştur. Bu ters köşe değil ekonominin şartlarını yeniden belirleme sürecidir. Kur aşağı kur yukarı geçin bu işleri. Türkiye'nin ekonomisi ortadadır.

YABANCI YATIRIMCIYA ÇAĞRI

Döviz kurunu öcü gibi kullanıp milletin kafasını karıştıranlara kötü bir haber vereyim. Türkiye 2018'deki büyüme oranlarıyla üzerinde oynanmaya çalışılan oyunları  bir kez daha bozacaktır. Ülkemizin büyümek için yatırıma, yatırımcıya ihtiyacı var. Uluslararası yatırımcılara sesleniyorum. Kapımız her zaman size açıktır. Özellikle yüksek teknoloji ve istihdam ağırlıklı yatırımlara her türlü desteği sağlıyoruz.

"HEDEFLER BÜYÜK ÖLÇÜDE GERÇEKLEŞTİ"

Zeytin Dalı Harekatı başarıyla sürüyor. Bugün itibarıyla son rakamı aldım. Etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3 bin 800'ü buldu. Siirt'te 6 köy korucusu şehit, 7 yaralı. Afrin şehir merkezinin ele geçrilmesiyle operasyonun hedefleri büyük ölçüde gerçekleşti.  Şimdi Tel Rıfat başta olmak üzere çevrenin kontrolünü sağlamak üzere harekata devam ediyoruz.

"BİZE VERİLEN SÖZLER VAR"

Menbiç'te bize verilen sözler var. Oradan hareketle bu görüşmeleri yapıyoruz. Obama'dan tutun bugüne kadar... Obama'nın bizzat banaverdiği söz var. YPG/PYD'yi Fırat'ın doğusuna göndereceğiz. Buraya bölgenin gerçek halkını alacağız, kim onlar Araplar. Burada yüzde 90 Araplar yaşıyor. Buraya onları doldurarak yerli halkı oradan çıkardılar. Aynı şeyi Tillerson'a söyledik, teklifi daha farklıydı. 'Kuzey sizde güney bizde olsun.' Kendisine 'neden sizde bizde olsun buranın sahibi belli dedim. Gecikmeli de olsa sözlerin yerine getirilmesini bekliyoruz. 

Sınırlarımızda bu unsurların bulunmasına tahammül edemeyiz. Müttefik  ülkelerin askerlerine zarar vermek gibi bir niyetimiz yok. Ama teröristlerin ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşmalarına izin vermeyiz. Tespit ettiğimiz her teröristi etkisiz hale getirmek sorumluluğumuzun gereğidir. Bunu yapmazsak milletimize anlatamayız. 

"IRAK İLE BİRLİKTE ÇALIŞMAYA HAZIRIZ"

Irak'ta da bölücü terör örgütünü çıkarmak ve faaliyetlerini bitirmek zorundayız. Sincar'la ilgili değişik şeyler konuşuluyor. Neden gündeme geldi? Sincar, Kandil'in bir alternatifidir. Bizim için Kandil neyse Sincar da odur. Dolayısıyla Sincar PKK'dan, terör örgütlerinden, ismi ne olursa olsun, temizlenene kadar bu devam edecek. Onun için bir gece ansızın oraya da gidebiliriz.

Tarih vererek bu işler olmaz. Irak hükümetine söylüyoruz, bu işi yapacaksanız yapın diye. Terör örgütünün faaliyetlerinin Irak topraklarında sona erdirilmesi hem bizim hem de Bağdat hükümetinin ortak sorunudur. Şayet arzu ederlerse Irak'la bu konuda birlikte çalışmaya da hazırız. PKK ile PYD'yi aynı görmeyen DEAŞ ile mücadeleyi YPG ile mücadeleyi eş tutmayan yaklaşımlara kapımız kapalıdır. Biz teröristlere isim koymakla değil onları ortadan kaldırmakla meşgulüz.

FRANSA CUMHURBAŞKANI MACRON'A TEPKİ

Son dönemde Fransa'nın yanlış bulduğumuz tavrından üzüntü duyuyoruz. Geçen hafta Macron'un kendisiyle bizzat görüştüm. Baktım garip garip şeyler söylüyor. Tabii garip garip şeyler söyleyince de kendisine biraz frekansı yüksek oldu ama söylemek zorunda kaldık. Çünkü bizim Silahlı Kuvvetlerimizi, bizi, kalkıp da asla kabullenemeyeceğimiz bir yere oturtmak kimsenin haddine değil. Eskiden beri ülkelerinde serbestçe faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarını dün bir kez daha en üst düzeyde ağırlayanlar, bunun Türkiye'ye karşı husumet ifadesinden başka bir anlamı olmadığını bilmelidir.

"TÜRKİYE'NİN ARABULUCUYA İHTİYACI YOK"

Ey Batı, 'SDG' dediğiniz Suriye Demokratik Güçleri, bu terör örgütünün aynısıdır. Bunlarla siz, bizi aldatmaya çalışıyorsunuz. Kusura bakmayın, biz bunların hepsinin temelini biliriz, hücrelerini okuruz. Dolayısıyla, bunları bize yutturamazsınız. Bunların adresine varana kadar, hepsinin künyesi bizde var. 24 saatte bir ismini değiştirseniz, biz bunları tanırız. 'YPG'ye destek garantisi verdik...' Lafa bak. Türkiye ile SDG arasında arabulucu olabiliriz lafı, doğruysa, bunu söyleyen kişinin haddini ve boyunu çok aşan bir beyandır. Türkiye'nin arabulucuya ihtiyacı yok. Türkiye'nin ne zamandan beri terör örgütleriyle bir masaya oturmak gibi sorunu var? Nereden çıkardınız bunu? Siz terör örgütleriyle masaya oturabilirsiniz ama Türkiye, terör örgütleriyle mücadelesini Afrin'de olduğu gibi yapar.

Bunların arkadaşlarının YPG'liler yani bölgemizdeki en eli kanlı, en ahlaksız, en haysiyet yoksunu, en insanlık düşmanı teröristler olduğunu gördük. Bu tavrından sonra Fransa'nın hiçbir terör örgütünden, hiçbir teröristten, hiçbir terör eyleminden şikayetçi olma hakkı kalmamıştır. Teröristlerle yatıp kalkan hatta onları saraylarında ağırlayanlar, yaptıkları yanlışı er geç anlayacaktır. Her an bizim yaşadığımız sıkıntılar onların da başına gelebilir. Suriye'den, Irak'tan canını kurtarıp kaçan teröristler, Fransa'nın bu politikasından aldıkları cesaretle oraya doluştuğunda ümit ediyoruz ki bizden yardım istemeye kalkmazlar.

KILIÇDAROĞLU'NUN AÇIKLAMALARI

Türkiye'nin bir önemli sorunu da ana muhalefet sorunudur. Ana muhalefetin başındaki zat aprtisini öyle bir duruma düşürdü ki. CHP'yi geçmişiyle tamamen koparma noktasına getirdi. Sürekli sözünü ettikleri Mustafa Kemal'in partisiyle uzaktan yakından ilgisi kalmadığı açıktır. Haklı olduğunu düşünecek kadar derin idrak sorunu yaşayan bu kişi siyasetin değil tıbbın konusudur. Bunu son grup toplantısındaki beyanlarından anlamak mümkündür. Bizim cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal ettiğimizi söylemesine ne buyurursunuz? Cumhurbaşkanlığı seçiminde başka adayı desteklemek için kapı kapı dolaşmıyordu. Milletin teveccühü ile seçilip yemin etmeye gittiğimizde bu zat orada değil miydi? Genel Kurul'dan kaçacaklarına keşke milletin iradesinin nasıl tecelli ettiğine baksalardı. İnşallah 2019'da sandıktan çıkan neticeye saygılı olurlar. Kendisine  250 milyonluk tazminat davası açtım. Grup konuşması bunun yenilir yutulur bir konuşma değil, ahlaksızlıkta tavan yapmış bir konuşma."

Seçiniz...