Arayış

Güncelleme:

Kalkınma, refah, kültürel haklar, özgürlükler ve demokrasi daim tartışılan konular…

Sanayi ve tarımın çıktıları ile yolların durumu ve demir yapı donanımları elbette önemli.

Önemli, ama yeterli değil…

Değil mi ki, atomun parçalanmasında aydınlanma sonrasının da payı var;

Ve ereğine bağlı olarak, kitaplar, barışı ve savaşı yazdılar…

Nihayet insanlık, doğayı tedricen yıktığını anladıkça, kendini yok ettiğini de kısmen kavradı;

“arayışta”dır…

İnsan Hakları kavramı, kültürel haklarla genişledi. Kalkınma anlayışı, sosyal derinlik kazandı.

1 dolar, bir tatlı tebessüm değil. Fakat tabii, bir kahkaha da bir kilo pirzola etmiyor…

Suya, süte ulaşmak, çiçekten böcekten, ağaçtan denizden yoksun kalmamak ile…

Çelik kafesler, siber silahlar, otomasyon ve robotlarla çevrili bir yaşamı “dengeleyebilmek”!

“Olmak veya olmamak” meselesi gibi…

Hakkaniyet manzumesi veya katıksız vandallık kertesinde ne bir çağ ne bir dönem var.

Önemli olan insanlığın değeri, ağırlığı, kredisi, primi; bunu kavramak, bunu temel almak;

Ve “Refah”ın yeni parametreleri gündemde, “gelişme” kültürel ihtiyaçları”yla, aile ve birey üzerinden okunmakta.

İnsani Gelişme Endeksi 90’lı yılların ilk yarısından bu yana devletleri tartıya vuruyor.

Demokrasi kıvamı ile gelir düzeyi arasındaki bağlantı teorik anlamda sorgulansa da,

Yaşamın gerçeği, enflasyondan ‘arınmada, defter kitap, sinema seyahat olanaklarına erişimin de dikkate alınmasını gerektiriyor.

O arada yeni kavramlar literatüre giriyor…

Bir dergi, geçen yıl ülkeleri, “yumuşak güç” anlamında sıralamış…

Üniversiteleri, müzeleri, doğal alanları, tabiat varlıkları ve insanların bunlardan yararlanma düzeyleri açısından…

İlk üçte, Anglo-Saksonlar var… Türkiye, 23’üncü sırada yer almış.

Özgürlüklerin kullanımı, demokrasinin geçerliliği, yaşam kalitesi,

Gerçek birer zenginlik ve hakça gelişmenin vasatı olarak görülmekte…

Henüz düşler paylaşılıyor, ekmekler değil.

Yine de…

Arayış, sürüyor! Sürecek.

Direnç de öyle!

Diğer Yazıları
Akıl Sağlığını Yitirmekte olan Toplum!
Bir asırlık çınar nasıl batırılır ?
Belediye Encümenleri Böyle mi olmalıydı?
Çöken madencilik politikamızdır