Halkın Gazisi

Güncelleme:

Atatürk ve Cumhuriyet ile ilgili her anma gününde gözlerim protokolde değil halktadır.

Cumhuriyet toprağında demokrasiyi yaşatacak, geliştirecek ve koruyacak, halktır.

Bu, 10 Kasım günü de halkımızın bu iradesini gözlemlemekten mutlu ve umut doluyum.

Boğaziçi’nden Zap suyu köprüsüne, Midyattan İpsalaya, fabrikadan tarlaya…

****

Gerçekte Mustafa Kemal’de Kurtuluş savaşını ve devrimlerini halkla birlikte kazanmıştır.

Aldatmadı ve aldatılamadı!

Alfabeden ölçü sistemine, kadın haklarından her düzeyde okullaşmaya, reformların taşıyıcısı bu toprakların insanıdır.

Cumhuriyet, dili, düşüncesi, etnik kökeni, inanışı ne olursa olsun bizi bölmez. Tam tersine vatandaşlık hakları temelinde birleştirir.

İnsanı baş tacı yapan inancımızın kültürel veçhesiyle de, laiklik başta modernleşmemiz; geleneklerimizle bağdaşır.

****

“Hilafet olsun kaldırılmasaydı” dendiğinde: bizi borçlu çıkarmaktan öte işlevi kalmayan simgelerin veya Tazminat izleğinde toplumu kulluktan / tebaa olmaktan esirgemeyen meşruti monarşinin, ulusal iradeyle sentezlenemeyeceği, anımsanmalıdır.

Geriye, Atatürk gibi Kurutuluş savaşını TBMM eliyle yürüten, cephelerden gelen demokratların.. kendilerine Sultanlık veya Krallık makamı kurmaları kalırdı..

İşte o “halkın Gazi’si”nin yapacağı iş değildi…

Osmanlı’yı Gazi değil, emperyalizm yıktı... Tarihin buyruğu, Gazi’nin “hoş gelişli” talihimiz olarak tecelli etti… Ve Gazi Mustafa Kemal, bu toprakların tarihi ve kültürel senteziyle demokrasiye giden yolu açtı.

Bin kez denklem kurulsa, bin kez sonuç aynı çıkar..

Cumhuriyet’imiz haklıdır, halktandır, Hakça’dır…

****

Cumhuriyet toprağında demokrasi çiçeklerinin serpilmesi, Türkiye’nin bilim, sanat ve kalkınmada dünya insanlık ailesi içinde hak ettiği yere yükselmesi, vatandaşların Cumhuriyeti ve halkın demokrasisini yaşatmaktan, geliştirmekten ve güçlendirmekten geçer.

Bu zor ve zahmetli yol, türlü yoksunluklar içinde ve ateşle sınanan Anadolu halkınca kardeşçe, barış ve birlik içinde yürünmeye devam edecektir, inancındayım.

Bu gün sonsuz yolculuğa çıkan birisi daha vardı…

Bu gün, 10 Kasım.

Atatürk’ün kelime-i şehadetle sonsuzluğa yürüdüğü gün dönümü.

Bütün dualar onun için!


Düzeltme: 9 Kasım 2010 tarihli, Sular Duruldu mu?.. başlıklı yazımda, “Değişime, yenileşmeye giden yolda elbirliğiyle çalışılması herhangi bir makamdan daha önemli değildir.” Aslında, “Değişime, yenileşmeye giden yolda elbirliğiyle çalışılması herhangi bir makamdan daha az önemli değildir.” Şeklinde olacaktır. Özür dilerim.

Diğer Yazıları
Akıl Sağlığını Yitirmekte olan Toplum!
Bir asırlık çınar nasıl batırılır ?
Belediye Encümenleri Böyle mi olmalıydı?
Çöken madencilik politikamızdır