Önder Sav, o sözleri unuttu mu?
Siyasi partiler, Anayasal kurumlardır ve demokrasinin vazgeçilmez unsurlardır. Siyasi partiler, bir devletin ve milletin geleceğini şekillendiren en temel demokratik kurumlardır. Öyle ki, milletin iradesinin temiz, dürüst, şeffaf ve denetlenebilir seçimlerle sandığa yansıdığı zaman, sonuç ülkenin kaderini belirler.
Hayati önemdeki siyasi partilerin kendi yöneticilerini seçtiği süreçler, tıpkı ülke genelinde yapılan seçimler kadar önemlidir. Bu nedenle parti yöneticilerinin, partinin kurullarını belirleyen seçim süreçleri sırasında “iştirak halinde suça konu eylemlere temas edecek şekilde hareket ettikleri” iddiası veya ihtimali dahi ciddiyetle araştırılmalıdır. Bu süreçler hem parti içi denetime hem yargı denetimine açıktır.
Yargının hukukun üstünlüğü ilkesi gereğince, iktidarın güdümünde olmadığı bir düzeni herkes ister. Fakat kararlar lehe çıktığında alkışlayıp, aleyhe çıktığında “AKP yargısı” çığlığı atmak kolaycılık, basitliktir.
İddialara dair öncelikle siyasi partilerin ilgili organlarınca, iddialarda adı geçen kişilerle ilgili iç denetim mekanizması çalıştırılmalıdır. Bu gerçekleştirilmeden söylenen her söz, tarihin gerçekliğine katkı sunmayacaktır.
Bugün Sn. Önder Sav’ın demeçlerini dikkatle ve şaşırarak okudum. Parti büyüğümüz, meslek üstadımız, baro başkanımız ve genel sekreterimiz olarak öğrettikleri ile bugün söylediklerinin çelişkili olması üzücüdür.
Sn. Sav’ın da çok iyi hatırlayacağını ve bildiği üzere, merhum Genel Başkanımız Sn. Deniz Baykal'ın 2005 Kurultay konuşmasında hepimize öğrettiği "Yolsuzlukla mücadele mahkeme kararıyla başlamaz ama mahkeme kararı ile biter. Bittiği zaman da eğer siz zamanında gerekeni yapmamışsanız, iş işten geçmiş olur. İşin altında kalırsınız. O nedenle her ciddi kurum, her ciddi siyasi parti, kendisiyle ilgili bir yolsuzluk iddiası ortaya çıktığı zaman hiç tereddüt etmeden "benim alnım açık" mugalatasıyla ya da "daha mahkeme kararı yok" tesellisiyle kendisini oradan sıyıramayacağını bilir. İddia bu, cevabı da şu der, şu der." ilkeler, halen geçerlidir ve partimiz yaşadıkça geçerli kalmaya da devam edecektir.
Görünen o ki bazı parti büyüklerimiz, içinde bizzat yer aldıkları 2005 Kurultayımızdaki açık, belli ve doğru siyasi, hukuki, vicdanı tutumu bugün ya unutmuşlar ya da askıya almışlardır. Fakat biz böyle olmayacağız.
Büyük Atatürk’ün bize ödev bıraktığı "Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" duruşumuzu hiçbir zaman bırakmayacağız.
Güneş gibi parlak umutlarımızla, geleceğe yürümeye devam edeceğiz.
Av. Yiğit Acar