Soruşturmaya hukukçulardan yanıt geldi

Soruşturmaya hukukçulardan yanıt geldi

Hürriyet'e açılan 'algı' soruşturmasına ünlü hukukçulardan açıklama geldi.

Hürriyet hakkında 'algı' soruşturması... Hukukçular: Türk Ceza Kanunu'nda 'algı operasyonu' diye bir suç yok

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, hurriyet.com.tr’nin dün akşam yayınladığı "Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Dağlıca açıklaması: '400 vekil alınsaydı bunlar olmazdı'" tweet'ine 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçundan re'sen soruşturma başlattı. Türkiye'nin tanınmış hukukçuları ise soruşturmayla ilgili yorumlarında 'algı operasyonu yapmak' gibi bir suçun Türk Ceza Kanunu'nda bulunmadığını ifade etti.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili İdris Kurt, Hürriyet Gazetesi’nin internet sitesi hurriyet.com.tr yetkilileri hakkında ‘Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın söylemediği bir sözü çarpıtarak algı operasyonu yapıldığı’ iddiasıyla re’sen soruşturma açtı.

HUKUKÇULAR NE DİYOR?

Türkiye'nin tanınmış hukukçuları, soruşturmayla ilgili yorumlarında 'algı operasyonu yapmak' gibi bir suçun Türk Ceza Kanunu'nda bulunmadığını vurguladı:

'ÖYLE BİR SUÇ OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM'

Avukat Turgut Kazan: Evet, savcılığın bir kere soruşturma açması gerekir. Ama Hürriyet’in önündeki baskın için açması gerekir. Görüntülerle sabit ki çok açık bir biçimde suç işlenmiştir. Orada yasadışı gösteri, yaralama, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, iş ve çalışma hürriyetini engellemek, hakaret ve mala zarar verme suçları vardır. Bir milletvekilinin de orada olduğu görülüyor. ‘Sandıktan ne çıkarsa çıksın seni başkan yaptıracağız’ diye bağırırken görülüyor. Sandığın reddi ve saltanatın tescili için gelmiş bir gruptur o. Diğerine gelince; Erdoğan ne söylemişse TV’ler zaten gösteriyor. Hem 400 vekili açıkça söylüyor. İnsanlar acı yaşarken, bu açıklama çarpıcı bir haberdir. Kendi konuşmasına sansür mü konulmalıdır? Yanlış var ise düzeltiliyor. O yüzden ‘algı operasyonu’ diye bir suç olabileceğini düşünmüyorum. Anlaşılan, o söylenenlerin tepkiyle karşılandığını fark ettiler. Kendi söylediklerini yasaklıyorlar.

'BÜTÜNÜYLE KANUNA AYKIRIDIR'

Avukat Fikret İlkiz: ‘Algı operasyonu yapmak’ gibi bir suç olmaz. Bu şekilde bir suç, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yoktur. Olmayan bir suçtan ötürü de soruşturma yapılamaz. Hakaret değildir ki bu. Hakaretin tanımı bellidir; TCK’da olmayan ve tanımlanmayan bir suç olmaz. Bütünüyle kanuna aykırıdır.  

'HAKARET SUÇUNDA BÖYLE BİR UNSUR YOK'

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal: Hakaret suçunda algı operasyonu oluşturmak gibi bir unsur yok. Bu tamamen Türkiye’de hiç kimsenin konuşmaması, hiçbir eleştiri yapmamasına yönelik hukukun silah olarak kullanılmasıdır. Bir hukuk devletinde ne kadar kızarsanız kızın Cumhurbaşkanı’na hakaret etmek bir hak ve özgürlük olmaz. Yine hukuk devletinde topluma mal olmuş kişilerin, siyasetçilerin bir takım eleştirilere katlanarak, hoşgörü gösterme yükümlülüğü var. Cumhurbaşkanı’nın hoşuna gitmeyen, hoşuna gitmediği düşünülen her şey hakaret olarak kabul ediliyor. Bir hukuki durum, başta basın olmak üzere herkesin üzerinde baskı ve tehdit olarak kullanılıyor.  Savcılar, hakimler işi gücü bırakıp Cumhurbaşkanı’nı koruma mekanizması olarak hareket ediyor. Böyle bir şey olamaz. Hukuk devletinde böyle olmaz. Her hoşa gitmeyen eleştiriye böyle soruşturma yapılmaz.  Bu toplum üzerinde baskı oluşturmaktır. Hakaret suçunda ‘algı operasyonu oluşturmak’ gibi bir unsur yok. Hukukun bir silah gibi kullanılması, eğilip bükülmesi, tehdit vasıtası olarak kullanılmasıdır. Eleştiri özgürlüğünün yok edilmesidir. Bu tamamen Türkiye’de hiç kimsenin konuşmaması, hiçbir eleştiri yapmamasına yönelik hukukun silah olarak kullanılmasıdır.

'BUNUN ADI BASKI'

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Hasan Kılıç: Türkiye’de basın üzerinde çok yoğun baskı var. Son dönemlerde bir şekilde bu yollarla ve farklı yollarla baskı araçları oluşturuluyor basın üzerinde. Birkaç tane farklı görüş dahi ortaya koysanız ciddi bir sorun ortaya çıkıyor. Baskı oluşturuyorlar. Bu baskıyı her taraftan yapıyorlar. Artık ülkede uzunca bir süredir yargıyla ilgili kimse olumlu bir noktada değil. Yapılan işlemlerde, yürütülen süreçler kimseyi tatmin etmiyor. Basın özgürlüğü çok önemli. Ülkemiz için de ciddi önem taşıyor. Dolayısıyla dikkatli hareket edilmesi lazım. Basın üzerinde otosansür oluşturacak, otosansürü de geçmiş noktalara gelmiş bir şekilde algı oluşturacak durumun faydası değil zararı olur. Elbette ki bir şeyleri konuşmak, eleştirmek ona göre değerlendirmek gerekir. İnsanlar fikirlerini söylerler. Biraz daha hoşgörülü olmamız gerekiyor.