Yargıtay: Fotoğrafıyla kredi çekilip icraya verilen kişiye tazminat verilmeli

İzmir'de bir kişi nüfus cüzdanındaki fotoğrafını ağabeyinin fotoğrafı ile değiştirerek bankadan kredi çekti. Kredinin ödenmemesi üzerine banka kredi kullanımından haberi olmayan vatandaş hakkında icra takibi başlattı. Mahkemeye müracaat eden mağdur, davalı banka ile herhangi bir kredi sözleşmesi imzalamadığını, üçüncü şahıslar tarafından adının kullanılarak davalı tarafından gerekli özen ve itina gösterilmeden kredi kullandırıldığını belirterek manevi tazminat talebiyle dava açtı. Yerel mahkemenin davayı reddetti. Davada son sözü söyleyen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, bilgisi dışında kredi çekilen ve icrayla sarsılan vatandaşa manevi tazminat verilmesi gerektiğine hükmetti.

2005 yılında İzmir’de meydana gelen olayda, bir kişi, kimliğindeki fotoğrafının yerine ağabeyinin fotoğrafını yapıştırarak sahte kimlik düzenleyerek bir bankadan bireysel kredi kullandı. Kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine banka, kredi kullanımından bilgisi olmayan vatandaş hakkında İzmir 18. İcra Müdürlüğü’nde icra takibi başlattı. Bankayla herhangi bir kredi sözleşmesi imzalamadığını belirten vatandaş, İzmir 2. Tüketici Mahkemesi’ne menfi tespit davası açtı. Mahkeme, kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığına hükmetti. Mahkeme kararıyla birlikte İzmir 18. İcra Müdürlüğü'nün takip dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildi. Kararın 3 Nisan 2013 yılında kesinleşmesiyle mağdur vatandaş, hakkında icra takibi başlatıldığını oysa davacı banka ile herhangi bir kredi sözleşmesi imzalamadığını belirterek manevi tazminat istemiyle banka aleyhine İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tazminat davası açtı. Üçüncü şahıslar tarafından adının kullanılarak davalı tarafından gerekli özen ve itina gösterilmeden kredi kullandırıldığını öne süren vatandaş, başlatılan takip nedeniyle mağdur olduğunu belirterek manevi zararının tazminini istedi.

İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, davacının kardeşinin kimlikte sahtekarlık yaparak kredi kullanarak bankayı dolandırdığına dikkat çekti. Davalı bankanın kimlik belgesindeki mührün ve fotoğrafın sahteliğini ayırt etmesinin mümkün olmadığını hatırlatan mahkeme yapılan işlemlerde herhangi bir dikkatsizliği ve özensizliğinin bulunmadığı, davacının mağduriyetinin kardeşinin dolandırıcılığı sonucu meydana geldiği, bu mağduriyetinden kaynaklanan manevi zararının tazminini davalı bankadan isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.

ÖNCE ONADI SONRA BOZDU

Davacı vatandaşın avukatı kararı temyiz etti. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkeme kararını 24 Haziran 2014’te verdiği kararla onadı. Davacının avukatı bu kez daireden karar düzeltme talebinde bulundu. Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, menfi tespit davasıyla kredinin davacı vatandaş tarafından çekilmediğine dikkat çekilen Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi: "Hakkındaki haksız icra takibi nedeniyle davacının kişilik haklarının ihlal edildiği kabul edilerek uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken istemin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirken onanması doğru bulunmadığından davacının karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Davacının karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası’nın 440-442. maddeleri gereğince kabulü ile, Dairemizin 24 Haziran 2014 tarihli kararı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda gösterilen nedenlerle bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir." Yargıtay kararı geçtiğimiz günlerde İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ulaştı. Mahkeme, önümüzdeki aylarda davayı yeniden görecek.

CİHAN