Mahmut Ziylan konuştu Watergarden'da durum ne?

Mahmut Ziylan konuştu Watergarden'da durum ne?

Türkiye’nin genç kuşak iş adamlarından Mahmut Ziylan Star Gazetesi'nden Gökay Kalaycıoğlu'na röportaj verdi.

İşte anlattıkları;

-Nasıl gidiyor Watergarden projesi?

Watergarden’da işler gayet güzel, yüzde 60 doluluk oranını yakaladık. Amacımız nisanda yüzde 90 doluluk oranını yakalamak. Açılış sonrası 
7- 8 aylık bir dönemde AVM’lerin bir oturma süreci vardır. Watergarden için bu nisan ayını işaret ediyor. Bunu taçlandırmak için de nisanda dev dünya starları Watergarden’a gelecek.

Türk halkı sevdi mi Watergarden’ı?

Çok güzel tepkiler alıyoruz. Watergarden Türk halkının eğlence ve sosyalleşme anlayışına su serpti! Sadece halk da değil, birçok il belediye başkanı ve iş adamları takdir ve beğenilerini sunuyor. 

Lokasyon olarak neden Ataşehir’i seçtiniz?

Ataşehir, genç kesimin yoğunlukla oturmuş olduğu yer, finans merkezi. Nüfusu 600 bin kişiye ulaşan bir yer. Anadolu yakasında yeni bir sosyal alan ihtiyacını karşılamak için ideal bir lokasyondu.

WATERGARDEN DÜNYADA İLK 

Watergarden’ı farklı kılan özelliklerden bahseder misiniz?

Gerçekten çok farklı bir proje, dünyada bir ilk! Konsepti şöyle düşün Gökay, bir futbol sahası büyüklüğünde gösteri havuzu var. Müziğin ritmine bire bir uyumlu lazer, ışık ve ateş birleşimiyle gösteriler düzenleniyor ve bütün restoranların manzarası bu havuza bakıyor. AVM kısmı var ama sınırlı ihtiyaçlar, günlük acil ihtiyaçlara yönelik mesela kozmetik, iletişim, aksesuar gibi butik alışveriş imkanı var. Çok büyük bir süpermarket var. İstedik ki insanlar buraya kılık kıyafet almaya değil, sosyalleşmeye ve eğlenmeye gelsin sadece.

Bu kadar mı? Başka?

Tiyatro ve 10 salonlu bir sinema salonu var. Özellikle çocuklar için çok güzel eğlence parkları yapıldı.  Yeme-içme mekanları, kulüpler, cafeler her şey düşünüldü. Restoranların olduğu bölgede ayrı bir ‘Nostalji Caddesi’ kurduk. Buranın esprisi de şu, Türk damak tadına yön veren yöresel lezzetlerin ana temsilcisi markalar burada. Minimum 40 yıllık marka geçmişleri olmasını şart koştuk.

Watergarden konseptinin devamı yani şubesi gibi diyelim İstanbul içinde ya da başka şehirlerde gelir mi?

Belli olmaz ki Gökay! Şimdi bir tane olacak diyemeyiz. Şu an amaç elimizdeki Watergarden’ı en iyi şekle getirmek. Dükkan açanlar cirolardan gayet memnun. Önce proje bir otursun. Şuan ikinci Watergarden’ı yapalım diye bir düşüncemiz yok ama neden olmasın?

BU YATIRIMIN YARISINA DEV BİR AVM YAPARDIK... 

Hakikaten neden tam bir AVM yapmadınız içine?

İnan yaptığımız yatırımın yarısına oraya kocaman bir AVM yapabilirdik ama o zaman sıradan bir iş olurdu proje ve amacından sapardı! Biz İstanbul’a, ülkemize değer katacak bir yaşam alanı projesi olsun istedik. 7’den 70’e herkes eğlenecek mecra bulsun istedik kendine, her yaşa uygun lezzetler sunulsun istedik. AVM olsaydı kapanış 22:00 olurdu, oysa Watergarden’da 00:00-02:00’leri görüyoruz. Burası restoran ve gastroni merkezi AVM’si ve bir eğlence üssü! 

 HİÇBİR ZAMAN FAHİŞ KARLAR GÜDEREK İŞ YAPMADIK   

Etkinlik takvimi hareketli mi?

Çok! Doluluk oranlarımızdan gayet memnunuz, o bakımdan her gün bir etkinliğimiz var. Konserler oluyor, festivaller oluyor keza çocuklar için güzel eğlenceli etkinlikler oluyor.

Sizler için çok daha karlı hale gelebilecek bir yatırımı insanların yaşam konforu için adamanız büyük bir jest!

İstanbul’a, ülkemize, insanımıza artı değer katalım istedik! Watergarden çok sevildi ve İstanbul’a çok yakıştı! Halkın memnuniyetini görmek bizi ayrı keyiflendirdi. Gel gör ki, hayatımızda hiç bir zaman fahiş karlarla para kazanmadık. Hiç de böyle düşünceler içinde olmadık aile olarak. Az kazanalım ama istikrarlı kazanalım dedik, öyle gördük babamızdan. Ama hep kazanarak ilerleyelim dedik.

Konuyu risk almaktan korkmak olarak algılamamalıyım değil mi?

Asla değil. Risk almak, başka bir konu. Aslında aile olarak alıştığınızdan farklı bir proje ile karşınızda olduğumuz için risk var tabi ama inandık bu işe! İnsanlar da bize ve projeye inanmışlar. Şükür! Her şey doğru gidiyor.

Ayakkabı, taban işleri, perakende konuları falan derken bu yatırım ürkütmedi mi yahu?

Bir yatırımı araştırırsınız, aklınıza yatar karar verirsiniz ve girersiniz. Ürkmeydi, korkmaydı bunu fazla değerlendirme vaktiniz olmaz. Ağabeyim Mehmet Ziylan’ın hakkını yiyemem zira o ön ayak oldu bu projeye! Bizzat kendisi ilgilendi, mesaisini harcadı, enerji ve vizyonunu koydu. Onun inanmış olduğu bir projede bize de destek vermek düştü.

AİLE BİREYLERİ ARASINDA İŞ PLANI YAPTIK, SİSTEM BAŞARIYLA İŞLİYOR

Kaç farklı sektördesiniz şimdi?

Ayakkabı perakendeciliği devam ediyor. 2016 yılı başlarında 550 mağazası, 18 ülkede 1800 satış noktası olan Reno’yu aldık. Bu satın almayla mağaza sayılarımız ve satış adetlerimiz ciddi arttı.  Reno, Avrupa’nın en büyük ikinci perakende kuruluşu. Ayakkabı tabanı ayrı bir dalımız. Bunun dışında gayrimenkul projelerimizle adımızı konuşturmaya başladık. Gıda sektöründe de Sanpa markasıyla varız, ihracatta iyiyiz bu alanda da!

Her sektörle ilgilenmek zor olmuyor mu?

Aile bireyleri arasında iş paylaşımımız var, sistem gayet düzenli ve başarıyla işliyor. Şirketin ana markaları Flo Mağazacılık, Almanya’daki Reno, Lumberjack, Dockers, US Polo, Polaris ve Kinetix ki bunlarla bire bir ilgileniyoruz. Ağabeyim, ben, Aykut ve Mehmet Büyükekşi ile beraber.

Gayrimenkulde nasılsınız?

Gayrimenkulde şu ana kadar dört projeye girdik. Biri Kazlıçeşme’deBüyükyalı projesi, bir diğeri Sultanbeyli’de Atlas Park AVM, Watergarden malum ana konumuz ve bir de Adana’da AVM projemiz var, onun açılışını da Şubat ayında yapacağız.

EĞİTİM ALDIM AYAKKABININ TASARIMINI DA YAPARIM 

Ayakkabı çizimine yeteneğiniz var mı? Özel bir koleksiyon düşünmez misin? 

Çocukluğumdan kalma bir yanımdır. Eğitimini aldım zamanında, tasarım yaparım. Özel bir koleksiyon düşünmedim ama... Ben ticaret adamıyım! Bana mağaza sayıları, büyüme hedefleri, satış rakamları ile gel Gökay! Satın alma projeleri üzerine kafa yormak ve bunları tüketici ile buluşturmayı düşünüyorum hep. Bu sebeple kendimle alakalı özel koleksiyon falan gözüm görmüyor. Derdim tüketiciyi doğru malla nasıl buluşturabilirim ve bunun tedariğini nasıl yaparım! Yani, egomuzu tatmin etmiyoruz, işimize bakıyoruz.

“İstedik ki, insanlar buraya  kılık kıyafet almaya değil, sadece sosyalleşmeye ve eğlenmeye gelsin.”

“Hayatımızda fahiş fiyatlarla para kazanmadık. Aile olarak böyle düşünmedik. Az ama istikrarlı kazanalım dedik.”

DÜNYA KÜÇÜLDÜ GÖRSEL ZEVKLE ESTETİK KRİTERLER BELLİ

Ayakkabı başlı başına bir başlık! Ayrıca AVM projeleri, gayrimenkul yani konut işleri kadınlara daha çok hitap eder...

Kadınları ve çocukları...

Gaziantep erkeği kadın ruhundan iyi mi anlıyor yani?

Başladın yine sıkıştırmaya! Kadınlara yeniliği verirseniz, mutlu edersiniz. Ayakkabı en büyük örnek! Erkekte moda kadındaki kadar değişmez, bugün aldığın ayakkabının aynısını bulabilirsin. Gel gör ki kadın bir sene önce aldığı ayakkabının yüzüne bakmıyor. Kadın hep yeniliği arar çünkü muazzam bir alışveriş tutkusu var. Kadınlar yeniliğe daha çok karşılık verdiği için hedefimizde!

Bir ölçüsü, matematiği var mı?

Bunun ölçüsü bir şeye bağlı. Bir önce yaptığınız işin ölçüsü, sizi bir sonraki adımın ölçüsüne doğru yoldan götürüyor. Bir ürün güzelse, güzeldir bunun kadını, erkeği, çocuğu yok! Güzel bir tanedir. Artık dünya küçüldü görsel zevk ve estetik kriterler belli. İnsanlar her bilgiye, aklınıza gelebilecek her şeye tek tık ile ulaşabiliyorken onlara sunduğunuz hiçbir şeyi yabancı karşılamıyor. Türk halkı çok gelişti, kendini çok geliştirdi! Buna esinlenme diyebilirsin, kabul. Biz esinlendiğimiz her satırbaşını kendi kimliğimizi katarak, özgün hale getiriyoruz.

Yaptığınız yeni yatırımlarla ana sektörünüzden kayıp başka alanlarda uzmanlığınızı sürdürür müsünüz? 

Özümüz değişmez. Biz ayakkabı ve perakende işindeyiz. Lumberjack’i, Reno’yu bünyemize kattık. Amacımız bu alanlarda büyümek ve ilerlemek. Ziylan grubu, mümkün olduğu kadar fazla mağaza ile maksimum tüketiciye hitap edecek. Gerçekten başarılı olacağımıza inandığımız işlerin de takipçisi olduk. Gayrimenkul bu sebeple hayatımıza girdi. Ama bir enerji içeceği işinde bizi göremezsiniz ya da hiçbir zaman medyada bir yatırım yapmayı düşünmeyiz çünkü işimiz bu değil!

HAYALİM 2023’E KADAR  TÜRKİYE’DEN ÇIKAN 10 GLOBAL MARKADAN BİRİ OLABİLMEK!

Hayalinizdeki proje ne?

Hayalim değil, hayallerim var! 2012 yılında İtalyanlardan satın aldığımız Lumberjack hayalimdi mesela... Sonra Reno hayalim oldu, gerçekleşti. Şimdi hayalim şirketimizin 2023 senesine kadar Türkiye’den çıkan 10 global markadan bir tanesi olabilmesi!

Ziylan’ın da 2023 hedefleri var yani?

Ziylanın hedefi zaten o! 2023 hedefi doğrultusunda 10 global marka haline gelmek!Bu zamana kadar hayallerimizi gerçekleştirdik bundan sonra, bunu da gerçekleştireceğiz inşallah! Sayın Cumhurbaşkanımız’ınTürk şirketlerine vermiş olduğu hedeftir bu, biz de bu hedefleri gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bunun için başka markalar almak mı gerekiyor, Avrupa’dan başka markala mı almalıyız ne gerekiyorsa yapacağız.

Bu yoğunluk içinde kendinize vakit ayırabiliyor musunuz?

Haftanın iki, vakit bulursam üç günün Kickbox yapıyorum. Kişisel bakım derken de sık kuaföre giderim, solaryum alışkanlığım var. Herkes gibi el ve ayak bakımını önemserim. Tüm bunları yazacak mısın ya?

Gündelik hayat içinde geçmişe dönüp bakma huyunuz var mıdır?

Geçmiş geçmişte kalmıştır, asla dönüp bakmam!

Peki ya gelecekte?

Allah izin verirse bir gün mutlaka Hacca gitmek istiyorum.  Umre yaptım bir iki defa, şimdi sıra Hac’da.

Hazır olmayı mı bekliyorsunuz?

Bunun beklentisi, hazırlığı yoktur biliyorsun. Allah nasip eder ve gerçekleşir. Bekliyorum. En büyük isteğim hacı olmak.

Tatile çıktığımda bile gözüm hep vitrinlerindeki topuklularda

İstanbul doğumlusunuz, Amerika’da eğitim aldınız ama Gazianteplisiniz. Bu Doğu-Batı sentezinin avantajları ve dezavantajları neler diye sorsam?

Ben aileden gelen önemli değerlere sahip çıkan, eğitimlerle yeniliklere açık çağa ayak uyduran, girişimci ve vizyoner bir kimlikle gözünü ileri dikmiş bir yapıyı temsil ediyorum. Geleneklere bağlıyım ama tecrübelere önem veririm, gençlere güvenirim. Attığım adımlar sağlam olsun, kontrollü büyüyeyim isterim. Kanımda doğduğum toprakların kültürü var. Sorduklarında gururla İstanbul doğumlu olmama rağmen, Gaziantep’liyim diyorum. Memleketçiyimdir de hani, Gaziantep’i damarlarıma kadar hissederim. Gazianteplilerin ticarete ve sanayiye kafası çok çalışır. Birçok büyük şirket buradan çıkmıştır, çok göç alır bu sebeple. Tüm bunları söylerken de doğu - batı kültürünün çok ayrıştığını filan da düşünmüyorum.

Korkularınız var mı?

Akla ilk kaybetme korkusu geliyor ama insan bunu düşünerek hayatı dolu dolu yaşayamaz. Kaybetme korku ve tedirginliği ile yaşarsanız tereddüte düşersiniz, tereddüte düştüğünüzde karar verme noktasında başarılı olamazsınız. Korkular varsa da, onlardan muaf yaşamayı 15 Temmuz sonrası öğrendik.

SİNİRLİYKEN HIZLI KARAR ALIR VE HIZLI YEMEK YERİM!

Peki ya zaafların?

Çok ani kararlar verebiliyorum ve bazen bu ani kararlarım ertesi gün aleyhime olabiliyor. Sinirliyken kararlar vermekten hep kaçmak istemişimdir, yanlış dönüyor çünkü bana. Törpülemeye çalışıyorum.

YORULACAKSAK GENÇKEN YORULALIM, SONRA YORULMANIN ANLAMI YOK!

Agresifsiniz yani...

Zaman zaman agresif olabiliyoruz maalesef! Bir de şunu söyleyeyim çok hızlı yemek yiyorum, onu da hep düzeltmeye çalışıyorum!

Aile sizin için ne ifade ediyor?

Birlik, beraberlik ve mutluluğun resmidir aile benim için.  Biz varsak ailemiz olduğu için varız. Bir elin beş parmağı, ötesi yok! Ailemi üç kelimeyle sınırlayamam, çok şey var içinde...

Nelerden vazgeçersiniz aileniz için?

Ailem için sahip olduğum her şeyden vazgeçerim! Ailem hayatta en büyük bağım, yaşama sebebimdir. Ailem  için varım ben!

Genç yaşta üstlendiğiniz bu kadar sorumluluk yormadı mı?

İşinizi severseniz, aşkla ve heyecanla yaparsanız sizi yormaz, keyif verir. Bakma burada oturduğuma sıkılgan bir yapım var, iki saatten fazla tutamazsın beni sabit bir yerde! Dolanmaya başlarım, elim ayağım oynamaya başlar. Yorulacaksak da gençken yorulalım, yaşlandıktan sonra yorulmanın bir anlamı yok!

Nereye kadar?

Gittiği yere kadar! İçimdeki aşk yani çalışma aşkı ölene kadar...

Ya aşk ölürse, diri tutmak lazım...

Ölmez! Olur da yaptığım işten zevk alamaz hale gelirim, o zaman bırakırım ama illa yapacak başka bir şey bulurum. Şu aşamada sorumluluk ağır olmasına rağmen bana iyi geliyor. Dedim ya boşta kalırsam sıkılır ve arayışa geçerim. Her boşta kaldığımda da kendime bir iş çıkarırım.

Mesela?

Tatile giderim. Tatile giderim ama gözüm ayakkabı vitrinlerinde olur yani yine iş peşindeyimdir. Türkiye’de başka ne olabilir düşüncesinde olurum hep! Başka, başka hep başka!

Sıkılgan bir yapım var. İki saaten fazla tutamazsın beni bir yerde. Dolanmaya başlarım, elim ayağım oynar.  

Kaybetme korkusu yaşarsanız tereddüte düşersiniz, dolayısıyla karar verme noktasında başarılı olamazsınız. Korkular varsa da onlardan muaf yaşamayı 15 Temmuz sonrasında öğrendik.