7 yıldır süren göz altı torbası davası: İşten de atıldım, çöktüm

7 yıldır süren göz altı torbası davası: İşten de atıldım, çöktüm
Güncelleme:

İstanbul'da 2015 yılında göz torbalarından rahatsız olunca KBB uzmanı Ozan S.S.'ye ameliyat olan Hava Ünlü, gözlerinin altında iz kalınca Ozan S.S. dava açtı.

İstanbul'da yaşayan banka çalışanı Hava Ü. (37) göz altı torbalarından rahatsız olunca özel bir hastaneye başvurdu. Profesör Doktor Ozan S.S. (52) iddiaya göre ameliyat sonrasında Ü.'nün yüzünde hiçbir iz kalmayacağını vadederek 2015 yılında ameliyat gerçekleştirdi. Gözlerinin altında ameliyat izi kaldığını fark eden Ü., şikayetçi olunca Ozan S.S. hakkında 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Ozan S.S., yargılama sonucunda 9 bin lira adli para cezasına çarptırıldı fakat İSTİNAF kararı bozdu. Hukuk mücadelesinin 7 yıldır devam ettiğini kaydeden Ü., "Çok zor süreçler geçirdim. Psikolojik olarak ve ruhen çöktüm" dedi.

Bankada çalışan Hava Ü. (37) göz torbalarından rahatsız olunca özel bir hastaneye başvurdu. Kulak burun boğaz (KBB) uzmanı Profesör Doktor Ozan S.S., 12 Aralık 2015 tarihinde Ü.'nün gözlerinin altındaki torbaları almak için operasyon yaptı. Fakat ameliyat sonrası Ü.'nün sol gözünün altında 2 santim ve 2 buçuk santim olmak üzere iki kesik izi ve sağ gözünün altında skar dokusu izi kaldı.

 ADLİ TIP KURUMU: AMELİYAT TEKNİĞİ TIBBEN DOĞRU DEĞİL
Yüzünde iz kalmasının ardından Ü., şikayetçi olunca Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Ozan S.S. hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında istenen Adli Tıp Kurumu raporunda, "Söz konusu izler göz önünde bulundurulduğunda ameliyat tekniğinin tıbben doğru olmadığı, bu nedenle Ozan S.S.'nin uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olmadığı oy birliğiyle mütalaa olunur" ifadeleri kullanıldı.

2 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ
Raporun ardından Ozan S.S. hakkında 2019 yılında "Yüzde sabit iz bırakacak şekilde taksirle yaralama" suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

SUÇLAMAYI KABUL ETMEDİ
Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Ozan S.S., söz konusu ameliyatın göz altından ve göz içinden yapılacak kesiyle olabileceğini, kendisinin göz içinden yapmayı tercih ettiğini söyledi. Ameliyatın başarılı bir şekilde gerçekleştiğini fakat Ü.'nün bir süre sonra pansuman için hastaneye gelmediğini iddia eden Ozan S.S., "Benden kaynaklı herhangi bir hata söz konusu değildir. Ü.'nün yaralanmasına sebebiyet vermem söz konusu olamaz. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.

 YEREL MAHKEME 9 BİN LİRA ADLİ PARA CEZASINA ÇARPTIRDI
2021 yılında davayı karara bağlayan mahkeme sanık Ozan S.S.'yi "Yüzde sabit iz bırakacak şekilde taksirle yaralama" suçundan 9 bin lira adli para cezasına çarptırdı. Mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) yer olmadığına da hükmetti.

İSTİNAF KARARI BOZDU
Kararı 2022 yılında inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İSTİNAF) 19. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelere HAGB'ye yer olmadığına dair karar vermesinin usul ve yasaya aykırılık oluşturduğuna kanaat getirdi. İSTİNAF, bu nedenlerle yerel mahkemenin verdiği hükmün bozulmasına karar vererek dosyayı yeniden ilk derece mahkemesine gönderdi.

 TAZMİNAT DAVASI GÖRÜLMEYE DEVAM EDİYOR
Ayrıca Hava Ü., avukatı Feray Köksal aracılığıyla 100 bin lira manevi tazminat ve belirsiz maddi alacak davası açtı. Tazminat davasının Anadolu Adliyesi'nde görülmeye devam ettiği öğrenildi.

'AYNAYA BAKTIĞIMDA İKİ TANE KESİK OLDUĞUNU GÖRDÜM'
Hava Ü., Profesör Doktor Ozan S.S.'nin kendisine hiçbir iz kalmayacağı vaadinde bulunduğunu öne sürerek "Ameliyata girdim, çok ağrım vardı. Başımda refakatçi olarak duran kuzenim ve arkadaşım ağrım olduğunu doktora söyledi. O kadar ağrım vardı ki ağlıyordum. Çocuk olmadığımı, bunun mutlaka geçeceğini ve bunun normal olduğunu söyledi. Gözümdeki bantların bana sadece ödem için olduğunu ve herhangi bir kesik olmadığını söylemişti. Hastaneden çıktığımda dahi yüzümde kesik olduğunu bilmiyordum çünkü doktorum bana söylemedi. Ameliyattan sonra eve gittim, ağrılarım çok artıyordu. Üçüncü gün uyandığımda gözümdeki bant düştü ve annemin 'Gözünün altında kesik var, dikiş var' demesiyle aynaya koştum. Baktığımda gözümün altında iki tane kesik olduğunu gördüm" şeklinde konuştu.

'RAPORLAR NEDENİYLE İŞTEN ATILDIM'
Bunun ardından doktoruyla konuştuğunu ve doktorun kendisine "Herhangi bir sorun yok, bu iz yüzde yüz gidecek, kesinlikle hiçbir iz kalmayacak" dediğini iddia eden Ü., şöyle devam etti: "Daha sonra ağrılarım devam etti, şişliklerim daha kötüye gitti, morluklar artmaya başladı. Doktor her 3 ayda 1 kontrole gitmemi söylemesine rağmen ben her ay kontrole gidiyordum. Doktorum çok aceleci olduğumu söylüyordu bana. 3 ayın sonunda 6 ay sonra çok iyi olacağımı söyledi, 6 ay sonra gittim ve daha iyi olacağımı söyledi. 1 senenin sonunda ise artık gözümde 2 tane belirgin bir şekilde sabit bir iz vardı ve bunun bir daha asla geçmesinin mümkün olmadığını söyledi."

Doktordan şikayetçi olduğunu ve hukuk mücadelesinin 7 yıldır devam ettiğini kaydeden Ü., "Bu süreç içerisinde çok zor süreçler geçirdim. Rapor almak zorunda kaldım, düzeltme ameliyatı ve diğer ek tedaviler için aldığım raporlar nedeniyle işten atıldım. Psikolojik olarak ve ruhen çöktüm" dedi.

AVUKAT KÖKSAL: DOKTOR HAKKINDA DİSİPLİN CEZASI UYGULANDI
Avukat Feray Köksal ise müvekkilinin ameliyattan yaklaşık 1 yıl sonra kendisine geldiğini ve doktor hakkında savcılığa şikayet dilekçesi sunduklarını belirtti. Yapılan soruşturmada dosyanın Adli Tıp Kurumu'na gönderildiğini ve Adli Tıp Kurumu (ATK)'nun şüpheli doktoru ameliyat tekniği konusunda hatalı bulduğunu vurguladı.

Yapılan yargılama sonunca sanığın 9 bin lira adli para cezasına çarptırıldığını kaydeden Avukat Köksal, açtıkları belirsiz alacaklı tazminat davasının ise halen devam ettiğini söyledi. Avukat Köksal, şöyle devam etti: "ATK raporuna göre müvekkilimin sağ ve sol göz altında iki tane kalıcı iz niteliğinde skar yani ameliyat izi mevcut ve bu izlerle müvekkilimin ömür boyunca yaşaması gerekiyor. Fakat tazminat taleplerimizin kabulü halinde elde edeceğimiz parayla müvekkilimin birtakım tedaviler olması gerekiyor. Bunlar oldukça pahalı tedaviler. Biz davalı doktordan bu zararımızı bir an önce gidermesini talep ettik çünkü müvekkilimin yaşı ilerledikçe ameliyat izlerinin yok olması gittikçe güçleşiyor. Yani müvekkilimin zararı her geçen gün daha da büyüyor. Şu an tazminat davamızda dosya yine adli tıpta. Müvekkilimizin gözünde oluşan iş gücü kaybının tespiti için bir araştırma yapılıyor adli tıp tarafından. Yargılama süreci devam ediyor, müvekkilimin yaklaşık 7 yıldır mağduriyeti devam ediyor ve davalı doktor bugüne kadar müvekkilimin maddi ve manevi zararını henüz karşılaşamadı. Gerçekten doktoruna güvenerek bu ameliyatı olmasına rağmen kendisi ve tanıklar tarafından ifade edildiği üzere yüzde yüz iyileşme garantisi ve hiçbir iz kalmayacağına dair garanti verilerek yapılmış bir ameliyat. Ameliyat tekniği hatalı; göz pınarından yani gözün içinden girilerek yapılması gereken bir ameliyat, göz altından kesmek suretiyle yapılmış. Bu ameliyat tekniği İstanbul Tabip Odası tarafından da hatalı bulunarak davalı doktor aleyhinde disiplin cezası uygulanmıştır."