Narin cinayetinde 2 ayrı iddianame: 15 şüpheli var, 2 tutuklu tahliye edildi

Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlDiyarbakır'da kayıp olarak aranırken günler sonra cansız bedeni bir çuvalın içinde gizlendiği dere yatağında bulunan ve korkunç bir aile içi cinayete kurban gittiği ortaya çıkan minik Narin cinayetinde 6'sı tutuklu 15 şüpheli hakkında iki ayrı iddianame hazırlanırken 2 kişi de tahliye edildi.
Diyarbakır'da Narin (8) cinayetine ilişkin yürütülen soruşturmada, ‘suçluyu kayırma’ suçundan yargılanan 3’ü çocuk 15 şüpheli hakkında iki ayrı iddianame hazırlandı. İddianamede, şüphelilerin gördüklerini iddia ettikleri saatte Narin’ı görme ihtimallerinin olmadığı belirtilerek, 6 aydan 5’er yıla kadar ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edildi. Tutuklu olan ve 15 şüpheli arasında yer alan H.G. ve S.G.’ın işçisi R.A. (16) tahliye edildi. Böylece 'suçluyu kayırma' suçundan 6 tutuklu kaldı.
Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolduktan sonra arama çalışmalarının 19'uncu gününde dere yatağında çuvalda, üzeri 30, 25 ve 20 kilo ağırlığındaki 3 taşla kapatılıp, çalılıklarla gizlenmiş halde cansız bedeni bulunan Narin'ın cinayetine ilişkin tutuklanan 12 kişiden 4'ü hakkında, Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede; aracında Narin'e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası S.G., annesi Y.G. ve ağabeyi E.G. ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları N.B. hakkında, HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre, olay anında aynı evde oldukları tespit edildiği belirtilerek, 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Davanın 26 Aralık'ta başlayan ve 28 Aralık’ta sona eren 2'nci duruşmasında S.G., E.G. ve Y.G.’a ‘İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, N.B.’a ise ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Mahkeme, sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti.
R.A. TAHLİYE EDİLDİ, İKİ İDDİANAME HAZIRLANDI
Narin'ın öldürülmesine ilişkin 3’ü çocuk 15 şüpheli hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı. Başsavcılık tarafından hazırlanan 2 iddianameden biri Diyarbakır 17. Asliye Ceza Mahkemesine, 18 yaşından küçük 3 şüpheli hakkındaki diğer iddianame ise 2’nci Çocuk Mahkemesine sunuldu. İddianamelerde 15 şüpheli hakkında ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5'er yıla kadar ayrı ayrı hapis cezası istendi. 15 şüpheli içerisinde yer alan tutuklu şüpheliler H.G. ve S.G.’ın işçisi R.A. (16) tahliye edildi. Bu 2 şüpheli tutuksuz yargılanacak. Böylece, bu suçtan tutuklu kalan sayısı 6'ya düştü.
Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede ‘Suçluyu kayırma’ suçundan tutuksuz yargılanan B.G., K.G., İ.G., Ö.G., H.G. ve Ş.K. ile aynı suçtan tutuklu olan B.G., F.G. M.G., M.A., M.K., M.K.’nın gördüklerini iddia ettikleri saatte Narin’ı görme ihtimallerinin olmadığı belirtilerek, “Dosya kapsamında alınan ifadeler ile toplanılan deliller dikkate alındığında, Narin’ı muhtemel ölüm saatinden sonra gördüğünü zaman belirtmek suretiyle beyan eden şüphelilerin birbirlerinden haberli olarak zaman belirttikleri, nitekim ifadeleri irdelendiğinde belirtilen zamanların birbirlerinden farklı ve bir sıralama içerisinde olduğu, ancak gördüklerini iddia ettikleri zaman diliminde Narin’ı görme ihtimallerinin bulunmadığı, bu haliyle şüphelilerin belli bir organizasyon içerisinde planlı hareket ettikleri ve önceden aldıkları karar ile Narin’ın bulunmasına yönelik arama tarama faaliyetlerini sekteye uğratmak, zora sokmak ve şüphelilerin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla hareket ederek kronolojik sıralama içerisinde zaman belirttiklerinin anlaşıldığı, bu hareketleriyle arama tarama faaliyetlerinin vermiş oldukları zaman diliminden sonraki zamana odaklanmasını sağladıkları, bunun da Narin’ın cansız bedeninin geç bulunmasına ve dolayısıyla beden üzerinde elde edilebilecek delillerin çürümeye bağlı olarak yok olmasına sebebiyet verdiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, şahısların yukarıda izah edilen sebeplerle verdikleri beyanların kendi aralarında çelişkili ve tutarsız beyanlar olduğu, yargılamada netleşen maddi delillerle de uyuşmadığı, buna rağmen ısrarla aynı şekilde beyanda bulunmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, jandarma personelinin sürekli takip edilip dinlenilerek çalışmalara engel olunmaya çalışıldığı, bir kısım şahısların ellerinde bulunan çubuklarla yangın çıkmasını sebebiyet vererek, bir kısım şahsın bulduğu iddia ettiği terlik ile olayın seyrini değiştirmeye çalışarak, bir kısım şahsın ise telefon kayıtlarını silerek organize bir biçimde olayın ve gerçek fail ya da faillerin tespitine engel olmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır” denildi.
AYRI AYRI CEZALANDIRILMALARI İSTENDİ
İddianamede, sanıkların işlemiş oldukları suç nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edilerek, “Kayıp şahıs olarak başlanan araştırma çalışmalarında bu tür beyanlar ile eylemler sebebiyle araştırmaların farklı mecralara yöneltildiği ve cinayet eylemi ile eylemi gerçekleştirenlere yönelik araştırma yapılmasının açıkça engellenildiği, bu şekilde şüphelilerin verdikleri gerçek dışı beyanlarıyla, tutanak içeriklerinde bulunduğu şekilde yangın çıkararak, jandarma personelini takip ederek ve dinleyerek, telefon kayıtlarını silerek suç işleyen kişilerin araştırmadan kurtulmalarına imkan sağlamak suretiyle ortak saikle hareket ederek üzerlerine atılı ‘Suçluyu Kayırma’ suçunu işledikleri ve bu hususta yeterli şüphenin elde edildiği anlaşılmakla, yukarıda izah olunan nedenlerle üzerlerine atılı ‘Suçluyu kayırma’ suçunu işlediklerine dair 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/2 maddesi uyarınca yeterli delil elde edilen şüphelilerin yargılamalarının mahkemenizce yapılarak eylemine uyan yukarıda yazılı sevk maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmalarına, adli emanette bulunan harddisk ve flash belleklerin dosyasında delil olarak saklanılmasına, şüphelilere ait cep telefonlarının ise sahiplerine iadesine, işlemiş oldukları suçun kasti suç olması nedeni ile haklarında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunması durumunda 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 53’üncü maddesinin 1’inci fıkrası gereğince belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına, şüphelilerin gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 63.maddesi gereğince cezalarından mahsubuna, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 325/1 maddesi gereğince tüm yargılama giderlerinin şüphelilerden müteselsilen tahsiline karar verilmesi, kamu adına iddia ve talep olunur” denildi.
DHA
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol