AYM'den tartışılacak karar

AYM'den tartışılacak karar

Cinsel içerikli görüntülerinin internette dolaştığı iddiasıyla memurluktan atılan kadının açık kimliği ortaya çıktı.

Cinsel içerikli görüntülerinin internette dolaştığı duyumu üzerine devlet memurluğundan çıkarılan kadın, Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) bireysel başvuru yaptı. AYM, kadını haklı buldu ancak kararda açık kimliğine yer verince yeni bir mağduriyet oluştu. Mahkemenin sitesinden ve Resmi Gazete'den açık kimliğinin kaldırılması istemiyle dava açan kadına, Ankara 4. İdare Mahkemesi ret yanıtı verdi, Danıştay 10. Dairesi ise idare mahkemesinin kararını bozdu.

Özel hayatın gizliliğinin ihlali iddiasıyla bireysel başvuruda bulunan kadın, AnayasaMahkemesinin verdiği ihlal kararında açık kimliğinin yer alması nedeniyle bu kez Yüksek Mahkemeye dava açtı. Cinsel içerikli bazı görüntülerinin internette dolaştığı duyumu üzerine devlet memurluğundan çıkarılan kadın, yaptığı bireysel başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesince verilen kararda yer alan açık kimliğinin mahkeme sitesinden ve Resmi Gazete'den kaldırılması istemiyle dava açtı. Ankara 4. İdare Mahkemesi, kadının açtığı davayı incelenmeksizin reddetti, Danıştay 10. Dairesi ise idare mahkemesinin kararını bozdu. 

Cinsel içerikli bazı görüntülerinin internette dolaştığı duyumu üzerine hakkında başlatılan disiplin soruşturması sonucu devlet memurluğundan çıkarma cezası alan kadın, haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek, ihlalin tespitiyle yeniden yargılama yapılmasına ve uğradığı manevi zararın tazminine karar verilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu. Kadın, başvuru dilekçesinde kimliğinin gizli tutulmasını talep etti ancak Yüksek Mahkeme, bu talebi tüzüğündeki, "Kimliğin saklı tutulması talepleri ancak istisnai durumlarda ve gerekçesi haklı bulunursa kabul edilecektir." hükmü gereği reddetti.

İKİNCİ KEZ MAĞDUR OLDU

Başvuruyu karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, kadının Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan "özel hayatın gizliliği" hakkının ihlal edildiğine karar vererek, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilgili mahkemesine gönderilmesine hükmetti. Ancak Anayasa Mahkemesinin bu kararı, başvurucu kadının açık kimliği ve kimliğini belli eden bilgilerle mahkemenin sitesinde ve Resmi Gazete'de yayımlandı. Bunun üzerine kadın, yaptığı bireysel başvuru sonucunda verilen kararda açık kimliği ve kimliğini belli eden bilgilerin yer aldığını, bu nedenle kararın Anayasa Mahkemesinin ve Resmi Gazete'nin interneterişimine açık arşivi başta olmak üzere kamuya açık tüm kaynaklardan kaldırılması istemiyle dava açtı.

Davaya bakan Ankara 4. İdare Mahkemesi, başvuruyu incelenmeksizin reddetti. Mahkemenin kararında, davacının kimlik bilgilerinin ve kimliğini açık eden tüm bilgilerin, yargı kararı uyarınca yayımlandığı belirtildi. Davacının gizlilik talebinin ilgili bireysel başvuru dosyasında değerlendirildiği ve kabul edilmediği hatırlatılan kararda, bu kararın yargısal nitelikli olduğu, idari işlem niteliğinde ayrıca işlem tesis edilmediği kaydedildi. Kararda, "Davacının başvurusunun da söz konusu yargı kararının kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından, olayda idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir." denildi.

HUKUK KARMAŞASI SÜRÜYOR

Davacı kadın, Ankara 4. İdare Mahkemesinin kararını temyiz etti. Temyiz istemini görüşen Danıştay 10. Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.
Dairenin kararında, yargılama sürecindeki gizlilik talebinin reddi kararı ve buna ilişkin oylama çizelgesinin yargısal işlemlerden olduğu, bu tür yargısal işlemlerin idari davaya konu edilemeyeceği bildirildi. Bununla birlikte yargı organının, önüne gelen uyuşmazlıkta nihai kararını verdikten sonra davadan el çektiği, bu aşamadan sonra kararın nasıl ve ne şekilde yayımlanacağının yargılama sürecinden ayrılan işlem ve faaliyetlerle belirlendiği anlatıldı.
Anayasa Mahkemesinin, davacının bireysel başvurusu hakkında verdiği nihai kararla yargılama safhasının sona erdiği ancak bu kararın Resmi Gazete'de ve mahkemenin internet sitesinde yayımlanacağına dair bir ifadeye yer verilmediği kaydedildi.

Kararda, davalı idarenin temyize karşı savunmasında, "Kararın, 2. Bölüm başkanınca takdir edilerek, Resmi Gazete'de yayımlanmasının öngörülmesi üzerine yayımlandığı" yönündeki ifadenin de kararın yayımlanması aşamasının, yargılama sürecinden farklı bir aşama olduğunu, yayımlamaya ilişkin sürecin idari karar ve işlemlerle gerçekleştirildiğini teyit ettiği vurgulandı.

Kararda, şöyle denildi:

"Buna göre, davacının bireysel başvurusu hakkındaki kararın yayımlanmasına ilişkin işlem, yargı fonksiyonunun yerine getirilmesi kapsamında tesis edilen yargısal işlem değil, aksine idari bir işlem olduğundan, davacının açık kimliği ve kimliğini belli eden bilgilerin yer aldığı kararın, Anayasa Mahkemesinin ve Resmi Gazete'nin internet erişimine açık arşivi başta olmak üzere kamuya açık tüm kaynaklardan kaldırılması talebiyle yaptığı başvurunun zımnen reddi işleminin de bir idari işlem olduğu, dolayısıyla idari davaya konu edilebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın esası incelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir."