Diyarbakırlı soprano

Diyarbakırlı soprano

İtalyan müzik direktörlerinin karşısında Diyarbakırlı genç bir kız var.

Floransa’da Maggio Fiorentino Musicale’de Pervin Çakar tarifsiz bir yalnızlığı yaşarken, küçük yüreğinde şunlar geçiyor: “Bir sesim var, bir de Tanrım”

Diyarbakır’dan İtalya’nın Perugia’sına uzanan postmoderniteye taş çıkartacak bir başarı hikâyesi böylece başlıyor. Babası öğretmen olan Pervin Çakar zorlu bir yaşam hikâyesi yaşıyor. Baba nereye Pervin ve ailesi oraya sürükleniyor. İlkokul eğitimi paramparça köyden köye bir savruluş ve nihayet vatanı bellediği Diyarbakır’a geri dönüş. 5. sınıfta artık Pervin Çakar Bismil’dedir.

Çakar, çocukluğunu ve nasıl sıkıntılı bir yaşamdan İtalya’ya onu sürükleyen hayat hikâyesini anlatırken, biraz durgun, bazen de heyecan ve umutla anlatıyor:

“Babam öğretmen, Türkiye sıkıntılı bir dönem geçiriyor. Hep bir yerlere sürükleniyoruz. İlkokulu Ordu’ya bağlı Fatsa ilçesinin Saitler köyünde okudum. Maddi sıkıntılar içinde büyüdüm. 5 çocuklu ailenin en büyüğüyüm. İlkokul 5. sınıftayken babamın tayini Bismil’e çıktı, Diyarbakır’a tekrar dönüşümüz böyle gerçekleşti. Çocukken hep TRT radyosunda Türk Halk Müzikleriyle büyüdüm. Diğer müzikleri de severek dinlerdim. İyi bir müzik kulağım vardı. Bismil’de Halk Eğitim Merkezi’nin düzenlediği müzik yarışmasında birinci olmuştum. Bu benim için özel bir andır.”

İyi bir müzik kulağı olduğunu söyleyen ve sesini dinleyen herkes tarafından beğenilen Pervin Çakar soluğu Diyarbakır Anadolu Güzel Sanatlar Lisesinde alır.

O yılları bakın nasıl anlatıyor: “ Diyarbakır Anadolu Güzel Sanatlar Lisesine kaydoldum. Burada Klasik Batı müziğiyle tanıştım. GAP İdaresi bir kompozisyon yarışması düzenledi, bu yarışmada Türkiye 2. oldum. GAP İdaresi Eski Başkanı Olcay Ünver bana Maria Callas’ın bir opera CD’sini hediye etti. Elimde CD’yi çalacak bir CD çalar olmadığı için Maria Callas’ı dinleyememiştim. Tam olarak 4 yıl sonra CD’yi dinleyebildim. Gazi Üniversitesi müzik eğitim fakültesine yazıldım. Burada ses eğitimi dersi diye bir ders vardı. Öğretim görevlisi olan Serap Yükrük Şan bölümüne geçmemin bana çok şey kazandıracağını söyledi. Sesimin güzel ve uygun olduğunu söyledi.” Böylece Pervin Çakar’ın Şan eğitimi başladı.

Çakar, ilk defa Operaya Ankara Devlet Operasına gidiyor ve Operadan o kadar çok etkileniyor ki, gözleri yaşarıyor, o anları anlatırken oldukça heyecanlanıyor:

“Hayatımda ilk operayı, Ankara devlet opera sahnesinde izledim ve oldukça etkilendim. Gözlerim yaşardı, sahneye gözlerim takılı kalmıştı. O an içimden şunu geçirdim; ‘Bir gün ben de o sahnede olmalıydım.’ Bugün Bilkent Üniversitesinde öğretim görevlisi ve Ankara Operasında Solist sanatçı olan Oylun Pirolli’ye sesimi dinletmeye gittim. Kendisi bana 6 ay çalışarak opera sınavlarına katılabileceğimi söyledi, öyle de oldu. Bizzat kendisi karşılıksız olarak beni çalıştırdı. Artık Ankara Devlet Operasının sözleşmeli bir opera sanatçısıydım.”

Türkiye’de yeni sesler keşfetmeye gelen Giuseppe Spirito, Pervin Çakar’ın sesinden oldukça etkileniyor ve bu Çakar’ın hayatında yeni bir dönemin açılmasına neden oluyor.

Pervin Çakar kendisini Diyarbakır’dan İtalya’ya taşıyacak olan hayat hikâyesini ve çektiği sıkıntıları dile getirirken, biraz hüzünlü ve kırgın bir ses tonuyla ama geleceğe inanarak, İtalya’da başlayacak olan zorlu yaşamını anlatmaya devam ediyor:
“Giuseppe Spirito bana Roma’ya uçuş biletini al, diğer masraflarını ben karşılarım” dedi. Ailem başlarda Opera söylememe pek sıcak bakmıyordu, bir de buna Roma’ya gidiş eklenince, iyice kaygıları arttı. Bana olan güven ve sevgileri bu kaygıların ortadan kalkmasını sağladı. Şimdi benimle gurur duyuyorlar. Hatta önceleri onaylamadıkları operayı bugün dinliyor ve eleştiri bile getiriyorlar. Roma’ya indiğimde beni müthiş bir yalnızlık duygusu kapladı, kendimi çok garip his ettim. Asıl en büyük yalnızlığı Floransa’daki ünlü tiyatro Maggio Fiorentino Musicale’de yaşadım. O an içimden şu geçti; ‘Bir sesim var, bir de tanrım var’ İçerde müthiş bir sessizlik vardı. Beni dinleyen müzik direktörleri sesimi çok beğenmişlerdi. Bana: ‘La Voce D’oro yani; ‘altın sesli kız’ dediler. Türkiye’ye döndüm ama aklım İtalya’daydı. Tekrar İtalya’ya dönmek için gerekli maddi alt yapıyı sağlamak durumundaydım. Çalmadık kapı bırakmadım, hiç kimseden gerekli desteği alamadım. Sonra kısa süreli bile olsa destek buldum ama hiçbir zaman verilen destekler uzun süreli olmadı. Daha sonra bir işadamı bana istediğim uzun süreli desteği verdi, bir de İtalyan Kültür Merkezinin vermiş olduğu İtalyan devlet bursu ile ben İtalya’ya gittim. Şuan bursum bitti. Opera sanatçılığı yanında yaşamımı kazanmak için çalışmak zorundayım. Zaten buna alışık biriyim, İtalya’ya gittiğim günden bu yana çeşitli işlerde çalışıyorum.”

İspanyol Opera sanatçısı Carmen Gonzales ile çalışan Pervin Çakar, İtalyan televizyon ve gazetelerinde yer almaya başlıyor. Yetenekli Opera sanatçısı oldukça yoğun bir dönem geçiriyor. Çakar, birçok operada söylüyor. Sanatçı kişiliği hep ön planda, işte Pervin Çakar’ın anlatımıyla müzik yaşamı:

“İtalya’da, İspanyolların ünlü bir sanatçısı olan Carmen Gonzales ile çalışmaya başladım. Opera tekniği ve Opera repertuarım üzerine çalışmalar yaptık. Hayatımda en şanslı olay, çalıştığım hiç kimsenin benim müzik eğitimimi geliştirmede bir karşılık beklemeden destek olmalarıydı. Galiba bana inanıyor ve güveniyorlardı. Ben de onların güven ve inançlarını boşa çıkarmadım. İtalya’da bu yıl içerisinde Fransızca bir opera olan, Werther adlı Operada, Milano’da bir operada söyledim. Daha sonra Mozart’ın 250. doğum yılı nedeniyle, Perugia ve çevre şehirlerde L’impresario Teatrale operasında söyledim. İtalya’da birçok konserler verdim. Son olarak Hollanda’nın Başkenti Amsterdam’da sahneye çıktım.”

Herkesin bir ütopyası var, Opera sanatçısı Pervin Çakar’ın da bir ütopyası var ama o dünyanın en iyi Opera sanatçılarından biri olmak istiyor ve bunun için çok çalışması gerektiğini iyi biliyor. Benim ütopyam diyor Çakar:

“Dünyaca ünlü bir opera sanatçısı olmak ve dünyanın en büyük opera sahnelerinde operacı olmak istiyorum.” Pervin Çakar’ın önümüzdeki yıl yine çok dolu bir programı var. 1981 doğumlu Pervin Çakar, Gazi Üniversitesi Şan bölümü mezunu. İtalya Ancona’da Accademia D’ar’te Lirica’da 1 sene eğitim gördü. Perugia’da Accademia Musicale Umbra’da eğitimini sürdürdü. İspanyol opera sanatçısı Carmen Gonzales ile çalıştı. Ankara Devlet Opera ve Balesinde bir yıl Solist ve Korist olarak çalışan Çakar, 23. Hans Gabor Belvedere opera yarışmasında Türkiye’yi temsil etti. Türkiye’de 10. Eskişehir müzik Festivalinde Carmina Burana, Ankara Devlet Opera ve Balesinde Deidamia adlı operada solist olarak yer aldı. İtalya’da Werther ve L’impresario Teatrale adlı operalarda başrol oynadı. İtalya, Hollanda ve Türkiye’de birçok konser verdi.

Pervin Çakar 21 Ocak’ta İtalya Bastia’da bir opera konseri verecek. Daha sonra Floransa’nın Fiesole şehrinde Rigolletto operasında Gilda rolünde ve Ocak- Şubat aylarında Lecce şehrinin tiyatrosunda Almanca bir opera olan R. Strauss Der Rosenkavalier (Güllü Şövalye) operasında Marianne rolüyle izleyicilerin karşısına çıkacak. Pervin Çakar’ın programı böyle devam ediyor.

Haber3.com
Volkan Taha ŞEKER