Erdoğan ve Trump'a önemli mektup

Erdoğan ve Trump'a önemli mektup
Güncelleme:

Türkiye ve ABD arasındaki krizi sona erdirmek için Mehmet Ali Yalçındağ ve Amerikan Türk Konseyi Başkanı General James L. Jones devreye girdi.

Türk Amerikan İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, ve Amerikan Türk Konseyi Başkanı General James L. Jones Türk-Amerikan ilişkilerine yönelik Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a imzalarının bulunduğu diplomatik bir mektup yazdı.

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök,  mektubu köşesine taşıyarak yorumladı. Özkök 'Gazetecilik içgüdüm 'bir şeyler var' dedi' vurgusu yaptığı mektup için, üstü örtülü bir endişeden bahsedildiğine dikkat çekerken, "Türk ve Amerikan iş dünyası iki başkana 'Lütfen Rubicon’u geçmeyin' dileğini arz ediyorlar" dedi. 

Yazar, mektupta  'Rubicon’u geçmek' tanımlamasının siyasette “İlişkilerde geri dönüşü olmayan bir noktayı geçmek” anlamında kullanıldığını ifade etti. 

Erdoğan ve Trump'a önemli mektup - Resim : 1

Ertuğrul Özkök'ün "İşte iki başkana iki imza ile gönderilen o mektup" başlığıyla (24 Temmuz 2018) yayımlanan yazısı şöyle: 

"Şu an iki başkanın önünde bir mektup duruyor. Mektupların altında yan yana iki imza var.

Biri Türk, öteki Amerikalı. 

Biri Mehmet Ali Yalçındağ... Türk Amerikan İş Konseyi Başkanı...

Öteki General James L. Jones... Amerikan Türk Konseyi Başkanı...

İki derneğin başkanı işte bu yan yana imzaları ile Erdoğan ile Trump’a ortak bir mektup yazmışlar.

Önce mektuptaki çok önemli bir ayrıntıyı aktarayım.

Mektubun İngilizcesi “Dear Mr. President” diye başlıyor.

Merak ettim, acaba Türkçesinde bugüne kadar alıştığımız gibi “Sayın Cumhurbaşkanı” mı deniyor, yoksa “Sayın Başkan” mı... Türkçesi ise aynen şöyle yazılmış:

“Sayın Başkan...”

Mektubun ikinci özelliğine gelince...

Son derece dikkatli bir dil ve üslupla yazılmış. Yani Amerikan pragmatizminden çok Türk devleti diplomatik üslubu hâkim.

Ben diplomatik ayrıntılarını törpüleyerek, günlük dille aktarmaya çalıştım.

Bence biraz gecikmiş olsa da çok önemli ve yapıcı bir gelişme...

Çünkü, duygusal tepkileri bir kenara bırakırsak, Türk-Amerikan ilişkilerinin daha da kötüleşmesinin kimseye yararı yok.

Gazetecilik içgüdüm 'bir şeyler var' dedi

Bir süre önce “Yok mu Cavit Çağlar’ın Rusya ile aramızda yaptığını yapacak biri” diye sormuştum.

Dün de Ahmet Hakan aynı soruyu sormuş.

Varmış ve devreye girmişler bile... 

Dün New York Times gazetesinde, Türk ve Amerikan iş konseylerinin başkanlarının sözlerini okuyunca gazetecilik içgüdüm bana “Galiba bir şeyler var” dedi. Merak edip biraz araştırdım.

Sonunda Times’ta olmayan önemli bir ayrıntıyı öğrendim. 

İki başkan ortak imzalı mektup göndermişler.

Yorum mektuptaki gizli endişe: Lütfen Rubıcon'u geçmeyin 
 
YİNE o devlet üslubunun biraz arkasına geçersek, görüyoruz ki bu mektupta üstü örtülü bir endişe seziliyor. 

Türk ve Amerikan iş dünyası iki başkana “Lütfen Rubicon’u geçmeyin” dileğini arz ediyorlar.

NOT: Rubicon’u geçmek, adını İtalya’da bulunan nehirden alan bir deyim. Siyasette “İlişkilerde geri dönüşü olmayan bir noktayı geçmek” anlamında kullanılıyor.

Mektubun metni/ ancak ikiniz karşılıklı görüşerek çözebilirsiniz
 
Mektup şu cümle ile başlıyor:

“Karşılıklı destek ve işbirliği tarihimizde bugüne kadar hiç tanık olmadığımız bir krizle karşı karşıyayız.”

Özetle şöyle devam ediyor:

“Karşılıklı iki dernek olarak çok güçlü tarihi ilişkilerimizin durumundan endişeliyiz.”

“Siz iki başkan lütfen, bu konuyu şahsen karşılıklı olarak görüşünüz.”

“Ancak sizlerin liderliği ve meseleye direkt olarak el koymanız sayesinde bu sorunun tarihi ilişkilerimize daha fazla zarar vermesine engel olabilirsiniz.”

“Sorunun daha da ağırlaşmasına karşı iki tarafın bizleri bölen değil, birleştiren konulara odaklanmasının yararına inanıyoruz.”

“Türk ve Amerikan iş dünyası olarak, hükümetlerin ilişkileri daha pozitif bir zemine çıpalamaları için atacağı adımlara tam destek vereceğimizi ilan ediyoruz.”

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

Seçiniz...