''Yeni anayasa yapmak yeni Cumhuriyet kurmak değil''

''Yeni anayasa yapmak yeni Cumhuriyet kurmak değil''
Güncelleme:

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Bekir Bozdağ yeni anayasa tartışmalarına ilişkin olarak ''Yeni anayasa yapmak yeni Cumhuriyet kurmak değil'' dedi.

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gündeme getirdiği yeni anayasa tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bozdağ, "Yeni bir anayasa yapmak, Türkiye'nin darbe anlayışıyla yönetilme utancından kurtulması demektir. Yeni bir anayasa yapmak, 'Anayasayı sadece darbeciler yapar' gibi absürt bir düşünceyi savunan kimi çevrelere karşı, sivil insanların demokratik ve hür ortamda anayasa yapabileceğini göstermek demektir" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE 1961'DEN BU YANA DARBE ANAYASALARIYLA YÖNETİLİYOR'

Bozdağ, üniversiteler, barolar, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, iş dünyası, medya ve sivil toplum kuruluşları dahiL herkesin yeni anayasa konusunda hemfikir olduğunu ileri sürdü. Daha önce yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren Bozdağ, Hüsamettin Cindoruk'un TBMM Başkanı olduğu 1995 yılında bir çalışma yapıldığını, ardından AK Parti'nin iktidara gelmesiyle bu çalışmaların devam ettiğini ifade etti. Bozdağ, "Yeni anayasa talebi, Türk milletinin ortak ve değişmez talebi, büyük bir özlemidir. Bugüne kadar Türkiye'de her kesimin üzerinde ittifak edip de yapamadığı tek şey; yeni anayasadır. Herkes 'Yeni anayasaya ihtiyaç var' diyor ama maalesef yeni anayasayı hayata geçiremedik. Yeni anayasa yapmayı bugüne kadar büyük uzlaşı temin ederek başaramadık. Bu bizim için büyük bir ayıptır. Çünkü Türkiye 1961'den bu yana darbe anayasalarıyla yönetiliyor. Darbe anayasasıyla yönetilmeyi Türkiye'ye yaşatmaya kimsenin hakkı yok. Bu bizim için büyük bir utançtır. Bütün siyasi partilerin bu konuya taktikle değil samimiyetle bakması lazım. AK Parti yeni anayasa konusunda dün olduğu gibi bugün de samimidir" dedi.

"AK Parti 20 yıldır iktidarda, neden şimdiye kadar anayasa yapmadı?" tepkilerine de değinen Bozdağ, "Biz, bu konuda hep çalıştık. Seçim beyannamelerimizde ve hükümet programlarımızda bu konuya yer verdik. Ergun Özbudun başkanlığında yeni anayasa taslağı çalışması yürütüldü. 2008 yılında AK Parti'ye kapatma davası açıldı. Bu davada AK Parti'nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu ileri sürüldü. Ancak AK Parti'ye kapatma davasının esas nedeni AK Parti'nin yeni Anayasa çalışmasını başlatması ve uyarılara rağmen bu çalışmadan vazgeçmemiş olmasıdır. Biz bunu yaşadık. Sonra cumhurbaşkanlığı seçiminde kriz yaşadık ve bunun akabinde halk oylamasıyla cumhurbaşkanı seçiminin millet tarafından yapılması kabul edildi" diye konuştu.

Sıfırdan yeni bir anayasa yapmanın "yeni bir cumhuriyet kurmak" anlamına gelmediğini söyleyen Bozdağ, "Türkiye'de 1921 Anayasa'sı var, o zaman buna birinci cumhuriyet dememiz mi gerekiyor? 1924 Anayasa'sı sıfırdan yapıldı, buna da ikinci cumhuriyet; 1961 Anayasası sıfırdan yapıldı, buna da üçüncü cumhuriyet, 1982 Anayasa'sı sıfırdan yapıldı, buna da dördüncü cumhuriyet mi diyeceğiz? Yok öyle bir şey. Sıfırdan yeni bir anayasa yapmak, yeni bir cumhuriyet kurmak değil. Anayasa, toplumsal bir sözleşmedir. 'Bundan sonra bir anayasa yapmayız.' demek, toplumun geleceğine ipotek kurmaktır" değerlendirmesinde bulundu.

 'GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM YOK'

Muhalefetin güçlendirilmiş parlamenter sistem talebine geçmek istemesine de değinen Bozdağ, "Literatürü bilenler, 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' diye bir sistem olmadığını biliyor. 'Güçlendirilmiş' ifadesi, mevcut hükümet ve siyasetçilerin parlamenter sistemden duydukları rahatsızlıkları gizlemek için kullandıkları bir tabir. Neden parlamenter sisteme dönmek istediklerini söylemiyorlar da 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' diyorlar? Çünkü Türk milleti de bu sistemden rahatsız. Bu sistemden rahatsız olmayan yok. Rahmetli Özal, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit de başkanlık sistemini istiyordu. Türkiye'de iktidarların büyük çoğunluğu, ülkenin parlamenter sistemle yönetilemediğini görmüş ve sistem değişikliği talebinde bulunmuştur. İktidar olamayan, ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlenemeyenler parlamenter sistemi talep ediyor" diye konuştu.

'AYM KARARI HERKESİ BAĞLAR'

Anayasa Mahkemesi'nin Milletvekilliği düşürülen CHP’li Enis Berberoğlu hakkındaki kararına ilişkin, "Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlar. Bu tartışma dışı bir konu. Bunu tartışmak Türkiye'ye zarar verir. Bu çok net bir durum. Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar fakat Anayasa Mahkemesi'nin herhangi bir konudaki kararını da muhatabına ulaştırması lazım. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nin, Berberoğlu konusunda verdiği hak ihlali kararının muhatabı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesidir" ifadelerini kullandı.