Herkes Kapısının Önünü Süpürsün!

Güncelleme:

Çevre temizliği konusunda dilimize yerleşmiş bir deyiştir:

“Herkes Devletten beklemese de, kapısının önünü süpürse”

Genellikle de havada kalır…

Şu son kışta apartman ve dükkan önündeki karlara sadece “bakıldığı” gibi.

O arada çevre’nin değeri okullarda ne kadar işleniyor bilemiyorum; ama,

Bizde yere tükürmekten çok ‘tüküren hazreti’ uyarmak ayıp kaçar, bunu biraz biliyorum.

Fakat yine de her yerde çevre konusundaki duyarlık giderek artmakta.

Evlerimiz, sokaklarımız, ofislerimiz, alış veriş merkezleri, limanlar, mesire yerleri…

Arzın merkezinde yaşadığımız daha dar boyutlu bir çevre tanımı içinde.

Tabii, onu da kapsayan daha geniş tabanlı bir çevresel sistem var:

Ozon tabakasının delinmesi, atıkların ve yakıtların toksin etkileri ile küresel ısınma konusunda ‘değerlendirilmesi’ gereken, bir (dış) dünya…

Medyanın da katkısıyla, giderek artmakta olan “çevre duyarlığı”, işte bu geniş çevre eksenindeki uyanışın da bir yansıması.

“Haydi Yapalım Dünya” sloganıyla, çeşitli ülkelerde gönüllüler bir araya geliyorlar. (1)

İlki 2008 baharında Estonya’da gerçekleştirilen ve 50.000 kişinin katıldığı etkinlikte, on milyon kg. çeri çöpü kaldırmış insanlar.

Hesapladım: Bir kişiye 200 kg çöp düşüyor, her bir insan ortalama ağırlığının üç katı çöpü temizlemiş…

İlgi -belli ki- gayet iyi: Romanya 500.000, Finlandiya 300.000, Portekiz 100.000 kişiyle katılmış, benzer etkinliklere.

“Dünya Temizliği Eylemi için 100 Ülkenin Gönüllüleri Birleşiyor” deniyor, Türkiye’den de katılımcıların açtığı sosyal medya paylaşım sayfalarında…

24 Mart’tan 25 Eylül’e kadar, yerkürenin çeşitli kentlerinde ve yerleşim birimlerinde çok fazla temizlik malzemesi tüketilecek anlaşılan.

Temizliğe erkek eli de değecek, işte buna bir “sakar” olarak bayıldım; bu, pek yaman!

Şimdilik 12 Mayıs günü belirlenmiş ülkemizde çeşitli kentlerdeki bu gönüllü temizlik seferberliği için…

Umalım, diğer ülkelerde olduğu gibi belediyeler ve sivil toplum örgütleri de alabildiğine destek olurlar, bu toplumsal çabaya…

Evet dar ve geniş anlamıyla daha temiz bir dünya’da yaşamak hepimizin hakkıdır.

Bu hak, tek başına kimseye ama aynı zamanda ortaklaşa herkese ait alanların temiz tutulmasına dair bir toplumsal sorumluluk duygusunda yansır, gelişir, güçlenir

…ve yaşlı dünyamızı kirleten, zehirleyen, kozmetik ve kimyasal türevlere karşı genişleyen bir dayanışma iklimine katkı sağlanırsa…

Sürdürülebilir, paylaşılabilir, geleceğe umutla bakılabilir bir yaşam, bizim olur!


(1): makaleyle ilgili linkler:
http://www.letsdoitworld.org/
http://www.facebook.com/Letsdoitturkiye?sk=wall#!/Letsdoitturkiye?sk=info

Diğer Yazıları
Akıl Sağlığını Yitirmekte olan Toplum!
Bir asırlık çınar nasıl batırılır ?
Belediye Encümenleri Böyle mi olmalıydı?
Çöken madencilik politikamızdır