Düşük Tansiyon Nedenleri

Düşük Tansiyon Nedenleri
Güncelleme:

Düşük tansiyon neden olur? Düşük tansiyon, vücudun tansiyonu sağlıklı aralıklarda tutamaması durumunda ortaya çıkmaktadır.

Bu durum pek çok farklı faktör nedeniyle gelişebilmektedir. Bununla birlikte, belirli yaş gruplarında düşük tansiyona yatkınlık daha fazla olabilmektedir.

Düşük tansiyon kendi içinde türlere ayrılmaktadır. Düşük tansiyon türleri ve nedenleri şöyle sıralanmaktadır:

Ortostatik Hipotansiyon

Kişi oturduğu zaman ya da uzanır bir pozisyondayken kan basıncında ani bir düşüş olduğunda ortaya çıkmaktadır. Daha çok yaşlı insanlarda gelişen bu durumu tetikleyen pek çok faktör bulunmaktadır.

Dehidrasyon yani sıvı kaybı, ortostatik hipotansiyonun en yaygın nedeni olarak bilinmektedir.  Yeterli miktarda sıvı alınmadığı takdirde ya da fiziksel aktivite sırasında çok fazla terledikten sonra sıvı tüketilmediğinde, vücutta sıvı kaybı yaşanabilmektedir. Sıvı kaybı sonucunda ateş, kusma ve ciddi ishal de ortaya çıkabilmektedir.

Ortostatik hipotansiyon hamilelik sırasında da gelişebilmektedir. Bu durum genellikle doğumdan sonra düzelmektedir.

Postprandiyal hipotansiyon da (bir tür ortostatik hipotansiyon) genellikle yaşlı insanları etkilemektedir. Postprandiyal hipotansiyon, yemek yedikten sonra kan basıncında anide düşmesi durumudur.

Ortostatik hipotansiyon riskini artırabilen tıbbi faktörler ise şunlardır:

·         Kalp krizi, kalp kapak hastalığı, bradikardi (çok düşük kalp hızı) ve kalp yetmezliği gibi kalp rahatsızlıkları sahip olmak (bu koşullar, kalbin vücuda yeterli miktarda kan pompalamasını önlemektedir)

·         Anemi (kansızlık)

·         Şiddetli enfeksiyonlar

·         Tiroid bozuklukları, Addison hastalığı, düşük kan şekeri ve diyabet gibi endokrin koşulları

·         Parkinson hastalığı gibi merkezi sinir sistemi bozuklukları

·         Pulmoner embolizm

Yüksek tansiyon ve kalp hastalığı için kullanılan bazı ilaçlar da ortostatik hipotansiyon riskini artırabilmektedir. Bu ilaçlar şöyle sıralanmaktadır:

·         Diüretikler (idrar söktürücü ilaçlar)

·         Kalsiyum kanal blokerleri

·         Anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörleri

·         Anjiyotensin II reseptör blokerleri

·         Nitratlar

·         Beta blokerleri

Anksiyete, depresyon, erektil disfonksiyon ve merkezi sinir sistemi bozuklukları gibi sağlık problemlerinin tedavisinde kullanılan ilaçlarda ortostatik hipotansiyonun ortaya çıkmasına yol açabilmektedir.

Alkol, barbitüratlar ve bazı reçeteli ve reçetesiz ilaçların da tetikleyici olabileceği düşünülmektedir.

Ortostatik hipotansiyon gelişimini tetikleyebilecek durumlardan bazıları ise aşırı sıcağa maruz kalmak ya da uzun süre boyunca hareketsiz kalmak da olabilmektedir.

Nörojenik Hipotansiyon

Beyin ve kalp arasındaki fonksiyonlarda meydana gelen bir bozukluk sonucunda nöropatik hipotansiyon gelişebilmektedir. Örnek vermek gerekirse, kişi çok fazla oturduğunda kan bacaklarda toplanmaya başlamaktadır. Bu durumuna bağlı olarak beyin vücuttaki kan basıncının yüksek olduğunu düşünerek kalp atış hızını yavaşlatmaktadır. Baş dönmesi gibi belirtiler hissedilebilmektedir.

Şokla Bağlantılı Şiddetli Hipotansiyon

Birçok farklı koşul ya da durum, şoka bağlı olarak ciddi hipotansiyona yol açabilmektedir. Bu faktörlerin bazıları ortostatik hipotansiyona da neden olabilmektedir. Şok durumunda kan basıncı çok düşmekte, ancak kendi kendine normale dönmemektedir. Bu nedenle şok gibi acil durumlar hemen tedavi altına alınmalıdır.

Bazı ciddi enfeksiyonlar da kişinin şok yaşamasına neden olabilmektedir. Bu tür bir şok septik şok olarak tanımlanmaktadır. Bakterilerin kan dolaşımına girmesi söz konusu olduğunda, tehlikeli olabilecek kadar düşük tansiyona yol açan bir toksin (zehir) salgılanmaktadır.

Vücutta meydana gelen ciddi kan veya sıvı kayıpları kişinin şoka girmesine yol açabilmektedir. Şokun bu türü ise hipovolemik olarak adlandırılmaktadır. Hipovolemik şoka neden olabilecek bazı koşullar şunlardır:

·         Büyük dış kanama (örneğin, ciddi bir kesim veya yaralanma)

·         Büyük iç kanama (örneğin, rüptüre bir kan damarından veya vücudun içinde kanamaya neden olan yaralanmalardan)

·         Ağır yanıklardan nedeniyle vücudun aşırı sıvı kaybetmesi

·         Pankreasın şiddetli şişmesi

·         Şiddetli ishal

·         Şiddetli böbrek hastalığı

·         Diüretiklerin aşırı kullanımı

Kalbin kan pompalamasını engelleyen herhangi bir faktör de vücudun şoka girmesine (kardiyojenik şok) neden olabilmektedir. Bununla birlikte, kalp krizi, pulmoner embolizm veya kalp fonksiyonunu bozan devam eden bir kalp ritim bozukluğu da (aritmi) bu tür bir şoka yol açabilmektedir.

Kan basıncında meydana gelen ani düşüş atardamarın da aşırı rahatlamasıyla sonuçlanabilmektedir. Bu durumda da vazodilatatör şok olarak adlandırılan şok türü gelişebilmektedir. Bazı nedenleri arasında şunlar yer almaktadır:

·         Ağır kafa travması

·         Bazı ilaçlara tepki

·         Karaciğer yetmezliği

·         Zehirlenme

·         Şiddetli bir alerjik reaksiyon

Düşük Tansiyon Nedir?

Hipotansiyon olarak da adlandırılan düşük tansiyon, kan basıncının anormal derecede düşmesi sonucunda oluşmaktadır. Kan basıncı kalbin vücuda kan pompalama gücünü ölçmek için kullanılan bir terimdir.





Düşük Tansiyon Tedavisi

Düşük tansiyon nasıl geçer? Düşük tansiyonun tedavisi nedenine bağlı olarak değişmektedir. Kullanılan ilaçların dozajlarında değişiklik yapılabilmekte ya da düşük tansiyona yol açan tıbbi koşul (örneğin bir mide ülseri) cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilmektedir. Neden belirli değilse, kan basıncını yükseltmeye yardımcı olan ilaçlar kullanılabilmektedir.

Düşük Tansiyon İçin Hangi Doktora Gidilir?

Başlangıç olarak, aile hekiminiz düşük tansiyonu teşhis ve tedavi etmeye yardımcı olabilmektedir. Gerekli olduğu takdirde, bir kalp sağlığı uzmanına (kardiyolog), böbrek sağlığı uzmanına (nefrolog) ya da beyin ve sinir hastalıkları uzmanına (nörolog) başvurabilirsiniz.

 

 

acil.net