Göz tedavisinde ''no touch'' dönemi

Göz tedavisinde ''no touch'' dönemi

Göze dokunmadan yapılan lazer tedavisi olan No Touch Laser hakkında merak ettikleriniz...

Kişiye özel, bıçaksız ve “göze dokunmadan” yapılan bir lazer tedavisi olan No Touch yöntemiyle miyopi, hipermetropi ve astigmat düzeltiliyor. Tedaviden sonra hastalarda daha az göz kuruluğu görülüyor, gözün darbeye dayanıklılığı azalmıyor, deniz ve havuzda yüzmek için haftalarca beklemek gerekmiyor.

Veni Vidi Göz Merkezi Medikal Koordinatörü Op. Dr. Ertan Sunay, No Touch Laser konusunda şu bilgileri verdi:

No Touch tedavisinde göze “kısa veya uzun”, “bıçakla veya lazerle” hiçbir kesi yapılmaz.

Tedavi sırasında göze vakum uygulanmaz. Gözden disk biçiminde doku parçası çıkarma işlemi yapılmaz.     

Bu tedavide, göze hiçbir cihaz teması olmadan, göze dokunulmadan lazer uygulanır. Bu yaklaşım, tedavi sırasında gözlerine dokunulmasını istemeyen kişiler için ideal bir çözüm oluşturuyor.  

No Touch tedavisinin diğer yöntemlerden önemli bir diğer farkı, ince kornealı gözlere de uygulanabilmesi. Kornea kalınlığı 500 mikrondan daha ince olan gözlere bile No Touch yöntemi uygulanabilir.

Bu teknikle miyopi, hipermetropi ve astigmat düzeltmesi yapılabilir.

Daha önce katarakt ameliyatı geçirmiş ve göz içi lensi takılmış ama göz numaraları sıfırlanamamış hastalarda da bu yöntem güvenle kullanılmakta.

Kornea nakli ameliyatı olmuş ve yüksek göz numarası gelişmiş hastalarda da No Touch tekniğiyle tedavi yapılabilir.

No Touch tedavisinden sonra gözde darbeye karşı bir hassasiyet gelişmez. Tedaviden sadece 3 gün sonra, kişinin boks yapması bile mümkündür çünkü bu tedaviyle kornea dayanıklılığında bir azalma olmaz.

Önümüz yaz, hepimiz deniz veya havuzlara gireceğiz. No Touch tedavisinin avantajlarından birisi, diğer tedavi yöntemleri gibi hastaya uzun süre yüzme yasağı konulmaması.

Bir başka avantaj, lazer tedavisi sonrasında geçici de olsa gelişen göz kuruluğunun No Touch yönteminde en az olması. Bunun da nedeni, göze küçük veya büyük olsun hiçbir kesi yapılmadığı için, gözün yüzey nemini sağlayan ince sinirlerin diğer yöntemlerdeki gibi kesilmemiş olması.

“Bir lazer tedavisinin, göze dokunulmadan yapılmasının ulaşılabilecek en yüksek zirve olduğunu” belirten Dr Ertan Sunay, gelecekte, sadece bu biçimde işlev gören lazer teknolojilerinin kalıcı olacağına inanıyor.