FIFA, başkanını seçiyor

FIFA, başkanını seçiyor

Dünyanın merakla beklediği FIFA Kongresi, yarın İsviçre'nin Zürih kentinde yapılacak.

FIFA başkanlık seçimi, eski FIFA Başkanı Blatter ile eski UEFA Başkanı Platini'nin altışar yıl hak mahrumiyeti cezası almasına kadar giden yolsuzluk skandalının gölgesinde gerçekleşecek.

Dünya  futbolunun yeni patronunun belli olacağı Olağanüstü FIFA Kongresi, yarın  İsviçre'nin Zürih kentinde yapılacak.
 
Yolsuzluk soruşturmalarının gölgesinde gerçekleştirilecek FIFA  başkanlık seçiminde UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantino, Asya Futbol  Konfederasyonu (AFC) Başkanı Şeyh Salman bin İbrahim el-Halife, Ürdün Prensi Ali  bin el-Hüseyin, eski FIFA Genel Sekreter Yardımcısı Jerome Champagne ve Güney  Afrikalı ünlü iş adamı Tokyo Sexwale yarışacak.
 
Geçtiğimiz yıl ABD'de açılan yolsuzluk davası kapsamında FIFA'nın üst  düzey yöneticilerinin gözaltına alınmasıyla başlayan futbol dünyasına hakim olan  kaos ortamı, Sepp Blatter'in, gelen tepkiler üzerine 5. kez başkanlığa  seçildikten sonra istifa edeceğini açıklamasıyla devam etti.
 
Blatter hakkında İsviçre Savcılığı tarafından 25 Eylül'de soruşturma  başlatıldı. Soruşturmadaki suçlamalar kapsamında Blatter'den 2 milyon İsviçre  frangı aldığı iddia edilen eski UEFA Başkanı Michel Platini'nin konu hakkında  bilgisine başvuruldu. Sürecin devamında iki futbol adamına da 90 gün futboldan  men cezası verildi.
 
Blatter ve Platini'nin ceza için yaptığı itirazların reddedilmesinin  ardından FIFA Etik Kurulu, iki futbol adamına ulusal ve uluslararası düzeyde  futbolla bağlantılı organizasyonlarda sekizer yıl yer almalarını yasakladı. Bu  ceza daha sonra altışar yıla indirildi.
 
Seçim öncesi adaylar hakkındaki ayrıntılar şöyle:
 
Gianni Infantino
 
Infantino, 2000'de avukat olarak girdiği UEFA'da 2009'dan bu  yana genel sekreterlik görevini yürütüyor. Türkiye'deki şike davası  sürecinde UEFA adına aldığı rolle gündeme gelen 45 yaşındaki Infantino,  Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve Avrupa Şampiyonası gibi büyük futbol  organizasyonlarının kura çekimlerinde UEFA'nın ekran yüzü haline de  geldi. Eski UEFA Başkanı Michel Platini'nin "sağ kolu" olarak gösterilen  İtalyan asıllı İsviçreli futbol adamı, Platini'nin futboldan men cezası alması ve  devre dışı kalmasıyla FIFA başkanlığına adaylığını açıklamıştı.
 
Infantino, başkanlık koltuğuna oturması halinde FIFA Dünya Kupası'nda  mücadele edecek takım sayısını 32'den 40'a çıkarmayı planladığını duyurdu. FIFA'ya üye 209 futbol federasyonunun her birine 4 yıllık süreçte  verilen katkı payının artırılacağını aktaran Infantino, 2016 Avrupa Şampiyonası  ve gelecek sezon UEFA Şampiyonlar Ligi'nde gol çizgisi teknolojisinin  kullanılmasına destek verdiğini kaydetti.
 
Tecrübeli futbol adamı, UEFA'nın şikeye karşı hareket etmesinden  dolayı kendisine ve ailesine yönelik ölüm tehditleri aldığını da duyurdu.
 
Hollanda, İngiltere ve Hırvatistan gibi ülkelerin yanı sıra Avrupa  Kulüpler Birliği (ECA) ve Güney Amerika Futbol Konfederasyonu (CONMEBOL), adaylar  arasında ön plana çıkan isimlerden Infantino'yu desteklediklerini açıkladı.
 
Salman bin İbrahim el-Halife
 
Uzun yıllardır futbol camiasının içinde yer alan 50 yaşındaki Şeyh  Salman bin İbrahim el-Halife, FIFA'nın başkanlık seçiminde favori adaylar  arasında gösteriliyor.  Bahreyn Kraliyet Ailesi'nin üyelerinden Şeyh  Salman'ın futbolla ilgisi, ülkesinin 1. Futbol Ligi takımları arasında yer alan  Riffa'nın genç takımında 1980'li yıllarda forma giyerek başladı.
 
Bahreyn Futbol Federasyonunda 1996'dan itibaren çeşitli görevlerde  bulunan Salman, 2002'de ise aynı kurumda başkanlığa seçildi. Federasyon  başkanlığı döneminde gösterdiği başarıların ardından yöneticilik unvanını  uluslararası arenaya da taşıyan Şeyh Salman, FIFA Disiplin Komitesinde eş başkan  ve asbaşkanlık gibi çeşitli görevler üstlendi.   
 
Asya Futbol  Konfederasyonunda 2013'ten bu yana başkanlık görevine devam eden Bahreynli  Salman'ın 5 başkan adayı arasında yer aldığı FIFA'da göreve getirilmesine,  özellikle ülkesindeki insan hakları örgütleri şiddetle karşı çıkıyor. Söz konusu  örgütler, aralarında Bahreynli milli futbolcular ve atletlerin de yer aldığı  yaklaşık 150 sporcunun, 2011'de düzenlenen "Arap Baharı" gösterilerinde yer  alması nedeniyle Salman tarafından hapse atıldığını ve işkence gördüğünü öne  sürüyor. Şeyh Salman ise iddiaların doğruyu yansıtmadığını savunuyor.    FIFA'nın başkanlık seçiminde 209 oydan 100'ünü temsil eden Asya ve  Afrika kıtalarında yer alan birçok ülkenin, desteğini Şeyh Salman'a vermesi  bekleniyor.  Salman'ın seçim vaatleri arasında, FIFA'nın ticari ve  ekonomik yönüyle ilgilenen departmanla, futbolla ilgili kararlar alan bölümünün  birbirinden bağımsız iki ayrı yapıya ayrılması geliyor. Şeyh Salman, seçilmesi  halinde bağımsızlığını koruyacağını ve her kararın içinde yer almaktansa daha çok  "barış elçisi" görevini üstlenmek istediğini söylemişti.
 
Seçilmesi durumunda FIFA'nın 9. başkanı olacak Şeyh Salman ayrıca "İlk  Müslüman ve Avrupa ile Amerika kıtası dışından seçilen ilk FIFA Başkanı"  unvanlarını da elde edecek.
 
Ali bin el-Hüseyin
 
Infantino ve Şeyh Salman'dan sonra seçimin favorisi gösterilen Ürdün  Prensi Ali bin el-Hüseyin, öğrenim hayatının büyük bölümünü İngiltere ve ABD'de  geçirdi.  40 yaşındaki Ürdün Prensi, 1999'dan 2008'e kadar ağabeyi Ürdün  Kralı II. Abdullah'ı korumakla görevli, Kraliyet Muhafızları'nın altındaki özel  birimin kumandanlığını üstlendi.  Prens Ali, 2008'de Ürdün Ulusal  Güvenlik ve Kriz Yönetimi Merkezinin başına geçti. Sonrasındaysa hala görevini  sürdürdüğü Ürdün Kraliyet Film Komisyonu ve Ürdün Futbol Federasyonunun  başkanlığına geldi. Prens ayrıca 13 üyesi bulunan Batı Asya Futbol Konfederasyonu  Başkanı görevini de sürdürüyor.  29 Mayıs 2015'teki seçimde, Sepp  Blatter'in 133-73 üstünlük sağladığı ilk turun ardından adaylıktan çekilen  el-Hüseyin, 2018 ve 2022 Dünya Kupası adaylık süreçlerindeki rüşvet iddialarını  inceleyen FIFA Etik Kurulu Soruşturma Komisyonu'nun eski başkanı Michael  Garcia'nın hazırladığı raporun, kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini  düşünüyor.  430 sayfalık bir rapor hazırlayan Garcia, raporu ele alan  FIFA Etik Kurulu Adalet Komisyonu Başkanı Hans-Joachim Eckert'ın hazırladığı ve  soruşturmanın kapatılmasını öngören 42 sayfalık değerlendirmeye, somut bilgi  yetersizliği ve verilerin hatalı olması iddiasıyla itiraz etmişti. Garcia'nın,  soruşturmanın kapatılması kararına yaptığı itirazın FIFA Disiplin Kurulunca  reddedilmesinin ardından istifa etmesi, dönemin FIFA Başkanı Blatter'in imajını  olumsuz etkilemişti.  FIFA başkanlığı süresini, dörder yıllık 2 dönemle  kısıtlamak istediğini belirten Prens Ali, daha "şeffaf" bir FIFA istiyor ve  seçilmesi halinde 10 yıllık bir reform programıyla kurumun iç yapısını  değiştireceğini ifade ediyor.  Seçilirse eski Birleşmiş Milletler Genel  Sekreteri Kofi Annan'ın başkanlığını yapacağı bağımsız bir gözetim grubu  oluşturacağını söyleyen el-Hüseyin, yürüttükleri yolsuzluk soruşturmalarında  İsviçre ve ABD ile tam işbirliği içinde olacakları taahhüdünde  bulunuyor.  Seçimde oy kullanılan kabinlerin şeffaf olması yönünde  FIFA'ya yaptığı, başvurunun hızlandırılmış bir şekilde incelenmesi talebinin  reddedilmesi üzerine seçimlerin ertelenmesi için Uluslararası Spor Tahkim  Mahkemesi'ne (CAS) başvuran Prens Ali, kulüpler, federasyonlar ve turnuvanın ev  sahipleriyle uzlaşılması durumunda FIFA Dünya Kupası'na katılan takım sayısının  artırılabileceğinin yanı sıra üye federasyonlara her yıl için en az 1 milyon  dolar vermeyi vadediyor.  Seçimi kazanırsa Şeyh Salman gibi "İlk Müslüman  ve Avrupa veya Amerika kıtası dışından seçilen ilk FIFA Başkanı" unvanlarını  alacak Prens Ali, maçlarda teknolojiden daha fazla faydalanılması gerektiğini ve  kadın futbolcuların hakları için mücadele edeceğini de vurguluyor.
 
Jerome Champagne
 
Başkan adayları arasındaki bir diğer isim ise Blatter'in  2002-2005 yıllarında birlikte çalıştığı eski FIFA Genel Sekreter Yardımcısı  Jerome Champagne.   Eski Fransız diplomat Champagne, 2014'ün ocak ayında  adaylığını ilan ettiği toplantıda, "Farklı bir FIFA'ya ihtiyacımız var. Daha  demokratik, daha saygın, daha iyi davranış sergileyen ve daha fazla çalışan bir  FIFA'ya" ifadelerini kullanmıştı. Başvuru için 5 ulusal federasyondan destek  alması gereken Champagne, bunu başaramadığı için adaylıktan  çekilmişti.  Eski FIFA yöneticisi, 1983-1998 yıllarında Fransa Dışişleri  Bakanlığında çeşitli görevlerde bulundu. Champagne'ın FIFA serüveni, Fransa'da  düzenlenen 1998 FIFA Dünya Kupası'nın ardından başladı. Fransa 1998'de,  Diplomatik Danışman ve Organizasyon Komitesi Protokol Başkanlığı görevini  üstlenen Champagne, 1999'da 11 yıllık FIFA kariyerine adım attı.  Sepp  Blatter'in 1998'de başkan seçilmesinin ardından davet ettiği Champagne, 1999-2002  yıllarında FIFA Başkanı Uluslararası Danışmanı, 2002-2005 yıllarında Genel  Sekreter Yardımcısı, 2005-2007 yıllarında Başkan Temsilcisi ve 2007-2010'da ise  Uluslararası İlişkiler Direktörü olarak çalıştı.  2010'dan bu yana  Kosova, Filistin, Kongo ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi ülkelerin futbol  federasyonlarında bağımsız danışman olarak çalışmalarını sürdüren 57 yaşındaki  Champagne, FIFA'da köklü reformlar gerektiğini dile getirse de futboldan 6 yıl  men edilen Blatter'i kamuoyu önünde eleştirmekten kaçındı.  2012’de “21.  yüzyıl için hangi FIFA” başlıklı, 26 sayfalık bir bildirge yayımlayan Champagne,  amatör ile profesyonel futbol, Avrupa ile diğer kıtalardaki futbol, kulüpler ve  milli takımlar, zengin ile düşük gelirli kulüpler arasında "denge" kurulması  gerektiğini savunuyor.  FIFA Dünya Kupası'na katılacak takım sayısının  40'a yükseltilmesine karşı çıkan Champagne, FIFA'nın üye federasyonlara  uyguladığı gelir dağılımını değiştirmek istiyor.
 
Tokyo Sexwale
 
Güney Amerikalı işadamı ve politikacı Tokyo Sexwale, FIFA'da  başkanlık seçimine katılan ilk Afrikalı aday olarak öne çıkmasına rağmen favori  isimler arasında bulunmuyor.  Ülkesinin en önemli siyasi figürleri  arasında yer alan, insan haklarının gelişmesi ve ırkçılığa karşı mücadelede  önemli roller üstlenen Sexwale, 1977'de hükümeti devirmeye çalışmak ve terör  suçlamalarıyla 18 yıl hapis cezası almıştı.  Robben Adaları'nda 13 yıl  cezaevinde kaldığı dönemde politik nedenlerle hapishanede yatan kişilerin futbol  maçlarına çıkması için kurulan Makana Futbol Birliğinin devam etmesine önemli  katkılarda bulunan Sexwale, bu çabaları nedeniyle FIFA tarafından "onur üyesi"  seçildi.  Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ilk siyahi devlet başkanı ve  ırkçılığa karşı mücadelesiyle tanınan, 2013'te hayatını kaybeden dünyaca ünlü  lider Nelson Mandela'nın 1994'te yönetime gelmesiyle siyasi rolü daha da büyüyen  Sexwale, 4 yıl devam eden politika yöneticiliğinin ardından kariyerine iş adamı  olarak devam etmeye başladı.  Elmas, petrol, maden ve mülk ticaretine  girmesinin ardından 1998'de Güney Amerika'nın en zengin iş adamları arasına adını  yazdıran Sexwale'in futbola ilgisi ise 2010'da arttı.  Futboldan 8 yıl  men cezası alan Sepp Blatter'i destekleyen ve Güney Afrika'nın ev sahipliği  yaptığı 2010 FIFA Dünya Kupası'nda organizasyon komitesinde yer alan Sexwale,  rüşvet aldığı gerekçesi?yle devam eden FIFA soruşturmasında ABD'li savcılara da  ifade vermişti.  FIFA'nın ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele komitesinde  de görev alan 62 yaşındaki Sexwale'ın, FIFA başkanlık seçiminde Afrika Futbol  Konfederasyonu'ndan (CAF) tam destek alamadığı ve oylarının sınırlı sayıda  kalacağı öne sürülüyor.  Sexwale, FIFA'nın başkanlık yarışına  katılmasıyla ilgili olarak daha önce yaptığı açıklamada, "Her zaman ırkçılıkla  savaştım. Irkçılığın doğrudan karşılığı olan bir suç olması nedeniyle Avrupa  futbol endüstrisine bu yönde bir ithamda bulunmam doğru olmaz ama bu konuda  ihmalleri oldu. Artık teni renkli birisinin FIFA'da göreve gelme zamanı geldi"  ifadelerini kullanmıştı.