''Ben olmadan da Galatasaray'ı yeneriz''

''Ben olmadan da Galatasaray'ı yeneriz''

Jeremain Lens, Kadıköy'deki derbi öncesi önemli açıklamalarda bulundu...

Sakatlığı nedeniyle derbide görev alamayacak olan Hollandalı oyuncu, “Ben olmadan da Galatasaray’ı mağlup edebiliriz. Bu nedenle Lens takımın yüzde 80’i gibi yorumlar doğru değil” ifadelerini  kullandı.

Lens, “İnsanlar, takım için önemli olduğumu düşünebilir. Ama ben sadece işimi yapıyorum. Ben takımın parçasıyım. Yıldızı değilim. Ben böyle hissetmiyorum. Biz F.Bahçe’den bahsediyoruz, benden değil” dedi.
 
Fenerbahçe’nin bu sezonki en önemli isimlerinden biri tartışmasız Jeremain Lens. Dick Advocaat’ın takımın başına geçmesinden sonra Sunderland’ten kiralık olarak transfer edilen Hollandalı futbolcu, performansıyla herkesi kendine hayran bıraktı.  
 
Lens, kesinlikle Fenerbahçe’nin yıldızı olduğu fikrine katılmıyor. Sadece işini yaptığını ve takımın bir parçası olduğunun altını çiziyor. Bu derbi için büyük heyecan duyduğunu ancak forma giyemeyeceği için üzgün olduğunu belirten Hollandalı futbolcu, genel yorumların aksine kendisi olmadan da derbiyi kazanabileceklerini düşünüyor.

Performansı, İstanbul’daki hayatı, gelecek planları ve derbi hakkında önemli açıklamalar yapan Lens, sarı-lacivertli kulüpte kalmayı çok istediğini de net şekilde açıkladı.    

En üstte değilim  
 
Sohbete en üst form seviyesine gelmişken yaşadığı sakatlıktan başlıyoruz...  
 
“Henüz en iyi seviyemde değildim. En iyi seviyeme yaklaşıyordum. İyi bir seviyeye gelmiştim. Bu sakatlıktan önce de bir sakatlık yaşamıştım. 4 hafta önce sakatlıktan çıkmıştım. Benim için oynamamak ve antrenman yapamamak zordu. Yeniden sakatlanmam benim adıma bir geri adım oldu. Şimdi tekrar beklemek zorundayım. Kas sakatlıkları yaşadığınızda dikkatli olmalısınız. Kısa süre içinde çok fazla maç oynadım. Çok önemli maçlarımız vardı. Kazanmaya ihtiyacımız vardı. Buradaki maçların ardından milli takıma gittim ve sakatlandım. Bu maç için gerçekten çok heyecanlanmıştım. Oynayamayacağım için üzgünüm. Taraftar için, kendim için, takım için üzgünüm. Çünkü takımıma iyi bir sonuç için yardımcı olabileceğimi düşünüyordum. Şu an gerçek olan ise sakat olduğum ve maçta oynamayacağım. Takımıma ve arkadaşlarıma destek vereceğim. Umarım iyi bir sonuç alırız.”  
 
Hollandalı futbolcuya takımın en iyi oyuncusu olarak görüldüğünü ve derbide olması durumunda Fenerbahçe’nin rahat kazanabileceği yorumlarını hatırlatıyoruz.
    
 “Evet bu tip yorumlar duydum. Ama benim için önemli olan şu. İyi bir takımımız var. Bu nedenle Lens takımın yüzde 80’i gibi yorumlar yapmak doğru değil. Ben takımın bir parçasıyım. Ben olmadan Galatasaray’ı mağlup edebiliriz. Buraya gelir gelmez çok sayıda maç oynadım. İyi sonuçlar almaya başladık. İnsanlar, takım için önemli olduğumu düşünebilir. Ama ben sadece işimi yapıyorum. Herşey iyi gidiyor şu anda. Futbolda iyi ve kötü dönemler olur. Ama önemli olan kazanma ruhunu korumak, tekrar tekrar mücadele etmek. Sonunda takım için üzerime düşeni gol ya da asistlerle yapmaya çalışıyorum. Ben takımın parçasıyım. Kendimden bahsetmeyi sevmiyorum. Çünkü ben takımın yıldızı değilim. Ben böyle hissetmiyorum. Biz Fenerbahçe’den bahsediyoruz, Lens’ten değil. 23 kişiden bahsediyoruz. Takım olarak birşeyler yapıyoruz. Tabii ki bazen ben öne çıkıyorum bazen başkası. Ama bu futbol. Bazı istatistikler gördüm ve bu beni mutlu etti. Ama önemli olan takımın başarılı olması.”  

Sahada eğleniyorum
 

Lens’e artık kendisinden beklentilerin çok fazla olduğunu ifade edip üzerindeki olası baskıyı soruyoruz...   

 “Üzerimde bu konuyla ilgili bir baskı hissetmiyorum. Yapabildiğim şeyi seviyorum. Sahadayken eğleniyorum. Belki insanlar benim yıldız olduğumu düşünüyor ama ben öyle düşünmüyorum. Sahada normal bir oyuncuyum ve ne yapabiliyorsam onu yapıyorum.”  
 
Hollandalı kendisini bu kadar kısa sürede kabul ettirmesi ve sevilmesi ile ilgili sorumuza ise şu cevabı veriyor;

 “Taraftarın beni kısa sürede sevmesi sürpriz oldu. Eğer takım için önemliyseniz insanlar bunu görebiliyor. İnsanlar sahada gördüklerinin karşılığını gösteriyorlar. Beni ve takımı desteklemelerinden dolayı mutluyum. Umarım bu şekilde devam ederler...” 

Burada kalmak isterim
 
Fenerbahçe’yi seviyorum. İnsanların bana yaklaşımını seviyorum. Burada uzun süre kalırsam sürpriz olmaz. Ama bu bana bağlı değil. Başka faktörlere bağlı.
 
Bonservisi Sunderland’te bulunan Hollandalı futbolcunun kalıcı transferi için taraftarın ciddi bir isteği var. Peki Lens bu konuyla ilgili ne düşünüyor?    
 
"Tüm opsiyonlar mümkün. 9 aylık bir süreç için geldim. Sezon sonu ne olacak bilmiyorum. Kiralık oyuncular genellikle bonservisi elinde olan kulübe dönüyor. Şu anki gidişattan memnunum. Fenerbahçe’yi seviyorum. İnsanların bana yaklaşımını seviyorum. Burada uzun süre kalırsam sürpriz olmaz. Ama bu bana bağlı değil. Başka faktörlere bağlı. Fenerbahçe, Sunderland ve diğer konular. Neler olacağını göreceğiz. Ama eğer bana ‘kalmak ister misin?’ diye soruyorsanız, ‘Evet’ derim. İyi bir kulüp. Burada kalmak isterim...”   

Lens, Fenerbahçe’yi seçmesinin temel sebeplerinden birinin de teknik direktör Advocaat olduğunu söylüyor...    

 “Ana sebep teknik direktörü tanımam. O beni tanıyor. Benim nasıl oynadığımı ve ben de onun nasıl çalıştığını biliyorum. Bu durum olayları kolaylaştırıyor. Takıma adapte olmam, kendimi iyi hissetmemde çok önemli. Bu açıdan herşey beklediğim gibi gidiyor. Bana özgüven veriyor. Bu açıdan kendisiyle iyi bir ilişkimiz var. Sadece teknik ekipten değil sağlık ekibinden de çok mutluyum. Herkesten mutluyum. Bu da tüm takımın iyi sonuçlar almasına yardımcı oluyor...” 

İyi tarafta olmaya alışığım
 
Birçok üst düzey yabancı futbolcu özellikle hücum oyuncusu lige alışmakta zorluk yaşamıştı. Lens’te bu adaptasyon süreci neredeyse hiç yaşanmadı. Bunun sebebini ise şu şekilde açıklıyor;

 “Buraya çabuk alışmamın birkaç sebebi var. Teknik ekibi tanıyorum. Bazı takım arkadaşlarımı önceden tanıyorum. Diğer arkadaşlarım beni çok iyi karşıladı. İlk dakikadan bu yana kendimi takımda ve kulüpte rahat hissetim. Fenerbahçe’nin oyun stili de bunda etkili oldu. Benim alıştığım anlayışa uygun oynuyor takım. Benim önceki kulüplerime bakarsanız şampiyonluk için mücadele eden takımlarda oynadım. Ben daha iyi tarafta olmaya ve defansı zorlamaya alışığım. Dar alanlarda nasıl etkili olacağımı biliyorum. Kendi yolumu buradan bulup işimi yapmayı biliyorum.”  
 
Bu kadarını hiç beklemiyordum
 
“Buraya gelmeden önce uzun süre oynamamıştım. Buraya oynamaya ve kendimi iyi hissetmeye geldim. Buraya gelmeden önce bu kadar büyük bir taraftar ve kulüp beklemiyordum. Tabii ki büyük olduğunu biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. En çok şaşırdığım taraftar ve atmosfer oldu. Stat, kulüpteki insanlar... Bu kulüpte oynamak benim için gurur verici. Dürüst olmak gerekirse taraftarların bu kadar iyi olacağını beklemiyordum. İnsanlar bana Manchester maçındaki taraftarın derbiye göre sadece yüzde 50’si olduğunu söyledi. Düdük çaldıktan sonraki desteğe çok şaşırdım. O anın tadını çıkardım. Taraftar, takımın maça iyi başlamasına en az yüzde 10’luk bir katkı sağlıyor. Derbide yine takıma maça iyi başlaması ve maçı iyi bitirmesi için destek olacaklarından eminim...”    
Kolay bir goldü

Manchester United’a attığı müthiş frikik golü hale çok taze. Avrupa’da da büyük yankı bulan bu golün hikayesini anlatan Lens, bir maçta ilk kez frikik kullandığını da ifade ediyor;

 “Kolaydı. Antrenmanda birkaç kez çalıştık. İyi frikikler attım. Maçta daha önce atmamıştım. İlk frikik atışımdı. Bu benim anımdı. Simon ile konuştum. Uzak köşeye atmayı düşünüyordum. O da bana ‘Hayır kaleciye bak yakın köşeye atman’ gerekir dedi. Ben de o şekilde yaptım. Benim için de sürprizdi. Çünkü daha önce hiç frikik kullanmamıştım. İlk frikik atışımdı. Umarım devamı gelir...”
 
 Basit bir hayatım var
 
Kızının eğitimi devam ettiği için ailesi Hollanda’da kalan Lens, İstanbul’daki yaşantısından da söz etti...

“Burada kuzenimle birlikte yaşıyorum. Ailem burada değil. Kızımın Hollanda’da okulu devam ediyor. Geliyorlar buraya, seyahat ediyorlar. Mümkün olduğunda ben gidiyorum. Her gün dışarıda gezmiyorum. Evde basit bir hayatım vaar. Bence 15 milyondan fazla insan yaşıyor İstanbul’da. 18-19-20 milyon olduğunu duyuyorum. Kalabalık bir şehir. Trafik oldukça yoğun. Yarım saatlik yol, 2.5 saati bulabiliyor. Asya tarafında yaşıyorum ve genellikle burada kalıyorum. Çok fazla hobim var. İki köpeğim var onlarla zaman geçirmeyi seviyorum. Ben açık biriyim. İyimserimdir. Mutluyum. Her oyuncunun iyi ya da kötü durumu olabiliyor. Maçlardan sonra eve gidip dinlenmeyi istiyorum bir an önce.”
 
Kendimize bakıyoruz
 
Lens, Galatasaray ile ilgili ne düşünüyor? Fenerbahçe’yi hangi oyuncular zorlayabilir diye sorduğumuzda şu cevabı veriyor; 

 “Biz sadece kendimizi ve kendi kalitemizi düşünüyoruz. İyi takımız. Galatasaray’ı mağlup edebiliriz. Galatasaray’dan birçok oyuncunun teknik özellikleri ile ilgili konuşabilirim ama bu bizim için önemli değil. Şu an bu maçın kilit maç olduğunu söylemek için çok erken. Anahtar maçlarda değiliz henüz. Zirveye yaklaşma açısından önemli bir maç. Galatasaray’ın 2, Beşiktaş’ın 6, Başakşehir’in 8 puan gerisindeyiz. Bu nedenle bu maçı kazanmak zorundayız. Derbiye, final maçı ya da anahtar maç diyemem...” 
 
Her bölgede oynayabilirim 
 
“Kanat oyuncusu olarak başlıyorum. Teknik direktör, benim sol tarafta, ileri uçta ve 10 numarada oynayabileceğimi biliyor. Volkan ile alan değiştirme konusunda özgürlüğümüz var. 10 numara, ileri uç, kanatlar farketmez. Hücumda ihtiyacımız olanı yapmak için özgürlüğümüz var. Defansif anlamda da gerekli pozisyonları aldığınızda sorun olmuyor...” 

Milliyet