Mersin Adliyesi önünde özgür basına destek eylemi

Mersin Adliyesi önünde özgür basına destek eylemi

Demokrasi ve basın özgürlüğüne yönelik yapılan operasyon ve gözaltılar, Mersin Adliyesi önünde toplanan kalabalık tarafından protesto edildi. Ellerinde çeşitli pankartların bulunduğu kalabalık, 'Özgür basın susturulamaz' sloganları...

Demokrasi ve basın özgürlüğüne yönelik yapılan operasyon ve gözaltılar, Mersin Adliyesi önünde toplanan kalabalık tarafından protesto edildi. Ellerinde çeşitli pankartların bulunduğu kalabalık, 'Özgür basın susturulamaz' sloganları attı. Adnan Menderes, Turgut Özal ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun fotoğraflarını taşıyan vatandaşlar, operasyonlara tepki göstererek adliyeye sevk edilenlerin serbest bırakılmasını istedi.

Eyleme Mersin'de bulunan Hakkari Genç İşadamları Derneği (HAKİAD) Başkanı Hüseyin Biçer de destek verdi. Biçer, yaptığı açıklamada, burada bulunmasının nedeninin yapılan zulümlere 'dur' demek olduğunu söyledi.

Hakkari ve Doğu Anadolu Bölgesinde yapılan zulümlerin haddi ve hesabının olmadığını anlatan Biçer, "Yıllarca insanları asit kuyularına atan, yıllarca faili meçhul cinayetlerin altına imza atan insanlar yakalandı ve tek celsede müebbetler alındı, buna rağmen serbest bırakıldı. Adalet bunun neresinde? Yıllarca insanlara zulmedildi, hakaret edildi ve bunlara şu anda açık açık çekler verildi ve şu an beraberler. Burada adalet nerede?" diye sordu.

Zaman gazetesi, Samanyolu, Bugün ve Kanaltürk televizyonlarının yıllarca bu adaletsizliği anlattığını vurgulayan Biçer "Şu an için ise bir linç kampanyası içindeler. Yazıklar olsun üzülüyoruz." ifadesini kullandı.

"Ben şu an mevcut, en tepedeki beyefendi için söylüyorum; onun için çok çektim. Vallahi billahi ihanetle, hakaretle, buna benzer türlü türlü sıkıntılara maruz kaldım." diyen Biçer, sözlerini şöyle tamamladı: "Sırf o adamı sevdim diye. Ama şu an bana yapılan, milletimize ve arkadaşlarımıza yapılan zulmü kesinlikle gururuma yediremiyorum. Yazıklar olsun diyorum. Bu kadar da değil, insan açık açık gözlerinin içine baka baka yalan söylemez, söylememeli. Allah bunu kabul etmez. O yüzden şunu unutmayın; özgür basın susturulamaz."

Naciye Kaygusuz isimli bir kadın ise yapılan zulme 'dur' demek için adliye önünde olduklarını ifade etti. Anne olduğunu, 4 tane oğlunun geleceği adına endişe duyduğu için destek vermeye geldiğini kaydeden Kaygusuz, "Eğer Zaman'a yapılanlar başka gazetelere de yapılsaydı yine burada olacaktım. Burada kimden olduğunuz, ne olduğunuz önemli değil. Burada ülkesini seven, doğru iş yapan insanların susturulmasını endişe içinde izliyorum. Ben bir anneyim, ülkemi ve ülkemde yaşayan her insanı seviyorum. Benim için hangi gruptan olduğu hiç önemli değil. Ben bir insanı değerlendirirken, iyi mi kötü mü? İyiyse onlarla iletişim kurabilirim, bir arada olabilirim, iş yapabilirim. Ve ben bu gruptan herhangi bir zarar, kötülük bugüne kadar görmedim. Zaman Gazetesi, New York Times Gazetesi kadar değerli ve ciddidir. Haberleri sulandırmaz, insanları yanlış yönlendirmez. Demokrasiye inanıyorum ve ülkemizde sadece alkışlayan, sadece pohpohlayan bir zihniyet yaratılmaya çalışılıyor. İnsanlar dönüştürülüyor, susturuluyor ya da korkutuluyor. Ben korkuya karşı 'dur' diyorum. İnsanların gözlerini açmasını istiyorum. Sadece beden dilini iyi kullanan bir lideri alkışlamasını reddediyorum." şeklinde konuştu.

Emine ve Elife Özgür isimli kadınlar da yapılanların hukuk garabeti olduğunu ifade ederek, yanlışlardan bir an önce dönülerek yöneticilerden Allah'ın 'Adl' ismi şerifi ile memlekete hükmetmelerini istediler. CİHAN