İran'dan AB ve ABD'ye nükleer tehdit

İran'dan AB ve ABD'ye nükleer tehdit
Güncelleme:

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, ABD ve Avrupa'nın yaptırımları kaldıracak adımlar atmaması halinde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişlerinin nükleer tesislerdeki denetimlerini azaltmak dahil olmak üzere nükleer programı genişletecek adımlar atacaklarını söyledi.

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif İran devriminin 42'nci yıl dönümü münasebetiyle yayımladığı yazılı mesajında, ABD ve komşu ülkelerle ilişkiler ve ülkesinin nükleer programı hakkında açıklamalarda bulundu.

ABD yönetimine nükleer anlaşmaya dönerek yaptırımları kaldırması çağrısını yineleyen Zarif, "Washington'daki yeni yönetimle yeni bir yaklaşım deneme fırsatı var ancak mevcut pencere hızla kapanıyor." ifadelerini kullandı.

ABD ve Avrupa'nın nükleer anlaşma kapsamındaki taahhütlerini yerine getirmemesi halinde yakında nükleer alanda yeni adımlar atacaklarını vurgulayan Zarif, mesajında şu ifadelere yerdi:

"Meclisimiz tarafından kabul edilen ve nükleer programımızı genişletmek ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın müfettişleri ile işbirliğimizi azaltmak da dahil olmak üzere alınacak bu tedbirler, nükleer anlaşma kapsamındaki haklarımızla da uyumludur. Bu adımlar yalnızca ABD yönetiminin, Trump'ın (İran'a karşı) azami başarısızlığından ders almaya karar vermesi halinde önlenebilir." değerlendirmesinde bulundu.

İran'ın komşularıyla her zaman iyi ilişkilerden yana olduğunu ifade eden Zarif, bölge ülkelerinin yabancı güçlere güvenmek yerine birbirlerine güvenmesi gerektiğini kaydetti.

Nükleer anlaşma düğümü

İran ile ABD, Çin, Fransa, Almanya, Rusya ve İngiltere arasında 2015'te Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve gelmesinin ardından Washington, 8 Mayıs 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekilerek, İran'a yeniden yaptırım uygulamaya başlamıştı.

Tahran da yaptırımlara karşılık 5 Ocak 2020'de anlaşmadaki taahhütlerini tamamen durdurmuş ve yüksek düzeyde uranyum zenginleştirme işlemi dahil bir dizi adım atmıştı.

İran, 27 Kasım 2020'de bilim insanı Muhsin Fahrizade'ye düzenlenen suikastın ardından hükümetin itirazlarına rağmen 1 Aralık 2020'de Mecliste onaylanan nükleer yasa kapsamında, 5 Ocak'ta uranyumu yüzde 20 zenginleştirdiğini, 13 Ocak'ta da nükleer silah üretiminde de kullanılan uranyum metali üretimi için çalışmalara başladığını duyurmuştu.

Yasa ayrıca, nükleer anlaşmanın taraflarının 21 Şubat'a kadar Tahran'ın bankacılık ilişkilerini ve petrol ihracatını normale döndürecek adımlar atmaması halinde, İran'ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) kapsamında 2016'dan bu yana gönüllü olarak uyguladığı Ek Protokol'den ayrılmasını zorunlu kılıyor. Tahran yönetimi, Ek Protokol uyarınca, UAEA müfettişlerinin nükleer tesislerini istedikleri anda aniden denetlemelerine izin vermişti.

ABD'de göreve gelen Biden yönetimi, Tahran'ın anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmesi halinde anlaşmaya geri döneceklerini duyurmuştu. İran ise anlaşmadan çekilen taraf olarak öncelikle ABD'nin anlaşmaya dönmesini ve yaptırımlarını kaldırmasını istiyor.