Erdoğan'ın yıllar önce yazdığı mektubu ortaya çıktı

Erdoğan'ın yıllar önce yazdığı mektubu ortaya çıktı
Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak, babasının Pınarhisar Cezaevi'nden yazdığı mektubu paylaştı.

Esra Albayrak, Üsküdar Tenzile Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin mezuniyet töreninde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Pınarhisar Cezaevi'nden yazdığı mektubu paylaştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Esra  Albayrak, İmam Hatip Lisesi öğrencisi olmanın önemli bir sorumluluk getirdiğini  belirterek, "Bu okullarda okuyan öğrencilerin geniş bir ufukla dünyaya ve  Türkiye’ye bakması gerekir." dedi. 

Esra Albayrak, Üsküdar Tenzile Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin  Hidiv Kasrı'ndaki mezuniyet törenine katıldı. 

 Burada katılımcılara hitaben bir konuşma yapan Albayrak, bir  öğrencinin hayatındaki en etkili insanın öğretmenler olduğunu dile getirerek,  öğretmenlerin Nurettin Topçu’nun ifadesi ile "genç ruhları işleyen karakter  yapıcılar olduğunu" söyledi.

 "Adeta bir demirci ustası gibi onları örsünüzde döverek işleyen  öğretmenlerimize emekleri için çok teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız." diyen  Albayrak, şöyle devam etti:

  "İmam Hatip Lisesi mezunu olarak, arkadaşlarıma şunu söylemek  istiyorum. Bu sene mezun olan 350 kıymetli arkadaşıma. Çok  şanslısınız çünkü  Türkiye’nin siyasi hayatından en çok etkilenen okullardan birisinden mezun  oluyorsunuz. Fakat bu etkiye rağmen geleneğini hiç bozmadan başarılı çizgisini  sürdürmüş bir gelenekten söz ediyorum. Arkadaşlar, başlangıcında merhum Tevfik  İleri gibi büyük devlet adamlarımızın olduğu, çok kıymetli Sadettin Ökten hocamız  gibi değerli ilim insanlarımızın olduğu bir zincirin son halkalarısınız siz.  Bunun farkında olmanızı istiyorum, ve bununla gurur duymanızı istiyorum. İmam  Hatip Lisesi mezunu olmak önemli bir sorumluluk. Bu okullarda okuyan öğrenciler  geniş bir ufukla Türkiye'ye ve dünyaya bakması gerekir."

İmam hatiplileri diğerlerinden ayıran bir başka özelliğin, batı ilim  metodolojisi ile birlikte İslami ilimler metodolojisini bir arada görmeleri  olduğunu kaydeden Albayrak, bugün bunun ne kadar kıymetli olduğunu pek çok  öğrencinin fark edemediğini ancak üniversite hayatında bu mukayeseli eğitimin ne  kadar büyük avantaj sağladığını ileride göreceklerini vurguladı.

Albayrak, şunları söyledi:

"Dünyada en köklü iki ilim geleneğine de daha lise sıralarındayken  muhatap olmanın ne büyük ön açıcı olduğunu bizzat tecrübe edeceksiniz. Sevgili  arkadaşlar sizler çok farklı bir Türkiye’ye doğdunuz. Siyasal şartların sizi  mecbur ettiği okullarda, üniversitelerde okumak yerine kendi emeğiniz, gayretiniz  ve tercihinizle seçtiğiniz okullarda okuma imkanına sahipsiniz bugün."

  Her dönemin kendine göre zorluklarının olduğunu ve  tarihin belki de  en hızlı akan dönemine şahit olunduğunu dile getiren Albayrak, 20-25 yıl sonra  bugün mevcut mesleklerin yüzde 47'sinin ortadan kalkmış olacağını ve bu sebeple  böyle bir dünyaya hazır olunması gerektiğini aktardı.  

  "Yaşadığımız çağ bizleri küreselleşmeye mecbur ediyor. Küreselleşirken  şayet köklerimizi unutursak, kimliğimizi yeterince tanımazsak işte o zaman vakum  dediğimiz bir boşluğa düşeriz, bir kimlik bunalımı içine gireriz." diyen  Albayrak, bu nedenle öğrencilerin ufkunu geniş tutması ve Bağdat’tan Londra’ya,  Semerkant’tan Endülüs’e, Atlantik’ten Pasifik'e kadar kuşatıcı bir ufukla  Türkiye’ye ve dünyaya bakması gerektiğini söyledi.   

Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ancak Mevlana’nın dediği gibi pergelin bir ayağı bu coğrafyada olsun.  O zaman hiç yalpalamayacaksınız. 'Neyim, kimim, ne için yaşıyorum' diye  sormayacaksınız. Şekspir'i bildiğiniz kadar lütfen İbn-i Arabi’yi de bilin,  lütfen Gazali’yi de bilin, lütfen Akif’i de bilin. Mozart'a kulak verdiğiniz  kadar, Beethowen'i dinlediğiniz kadar, lütfen Itri'yi de dinleyin. Dede Efendi'yi  de dinleyin. Sevgili kardeşlerim, sizlere kardeşlerim demek istiyorum, müsaade  ederseniz, önümüzde uzun fakat inanıyorum ki aydınlık bir yol var, aydınlık bir  gelecek var. Şunu hiçbir zaman unutmayın. Hayat sizden öncekileri sınadığı gibi  sizleri de elbette sınayacak. Karşınıza elbette zorluklar, öngöremediğiniz  problemler çıkacak." 

28 Şubat  sürecinde lise ikinci sınıfta olduğunu ve o dönem zorunlu  olan Milli Güvenlik derslerine başörtülü olarak girmelerinin yasaklandığını  anlatan Albayrak, bir sene boyunca arkadaşlarıyla yasağa karşı ciddi bir şekilde  direndiklerini vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:

"Gerçekten dillere destan bir direniş olduğunu söyleyebilirim.  Yaklaşık 10 tane 10. Sınıfın olduğu bir okulda tek direnen sınıf olarak seneyi  tamamladık. Fakat takdir edersiniz ki henüz 15 yaşında bir genç için eğitim hakkı  ile dini inanç özgürlükleri arasında bir tercih yapmak ve o küçücük bedeni ile  devlet aygıtını karşısında bulmak, zaman zaman ruhlarımızı ciddi anlamda  hırpalayabiliyordu."

Erdoğan'ın yıllar önce yazdığı mektubu ortaya çıktı - Resim : 1

  Esra Albayrak, o dönem Pınarhisar Cezaevinde bulunan babası  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazarak duygularını dile getirdiğini,  babasının cevabi mektubunun ise hayatında hep ön açıcı ve hep yön verici olduğunu  dile getirdi.  

"Kendi şahsımda hepimize ülkenin geleceğine yazıldığına inandığım için  paylaşma vaktinin de geldiğine inanıyorum. Benim için taşıması zor bir emanet,  sizleri kardeşim bildiğim için müsaadenizle okumak istiyorum." istiyorum diyen  Albayrak, babasının mektubunda şu sözlere yer verdiğini aktardı:

  "Özüm, sözüm, umudum, canım kızım benim. Duyguların duygumdur.  Hissiyatın tercümanımdır çıkışımda, hüznün hüznümdür. Sevgili kızım, günlerin  kötüsü olmaz, günlere olumsuzlukları yükleyenler olur, tabii ki bunun aksi de  mümkün. Zamana çirkinlikleri veya güzellikleri yükleyenler bizleriz. İşte zararda  veya karda olanlar, zamanı kirletenler veya temiz tutanlar değil mi? Canım kızım  umudum, amacı büyük olanların hisleri hiçbir zaman bulanık olmamalı. Biliyoruz ki  bu yolun sıkıntılı anları var, sıkıntılı veya bulanık anları hislerimizin  olgunluğu ile aşacağız. Nefsinizle bir savaş veriyorsunuz, Başaracağınıza  Allah’ın izniyle inancım sonsuz.

Kızım sizin gayretiniz, aşkınız, sevdanız hep ne için? Sizin ne  içininiz var ya kızım, bunun için sabır, anlam yüklü sabır. Özüm, canım, sen yine  net olmalısın, sen yine ilkeli olmalısın. Aydınlığın önünde, karanlığın olduğunu  unutma. Sabrın sonu selamettir.  Her olanda bir hayır vardır, ibret alın yeter.  Bu olaylar sizleri de bizleri de eğitiyor, yetişiyorum. Var ya 'yandım, piştim,  oldum' Hayrın da şerrin de olgunluk noktası vardır. Hayrın olgunluk noktası  olduktan sonra şer, şerrin olgunluk noktasına ulaştıktan sonra hayır başlar.  İnşallah yakındır, seviyorum sizleri."

AA