Kabil Havalimanı’nı SADAT mı işletecek?

Kabil Havalimanı’nı SADAT mı işletecek?
Güncelleme:

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun "Tek başına Katar ya da Türkiye’nin üstleneceği bir iş değil" sözleri sonrasında gözlerin çevrildiği SADAT, Kabil Havalimanı'nın kendileri tarafından işletileceği iddialarına yanıt verdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önceki gün yaptığı açıklamada, Kabil Havalimanı’nın işletmesi ile ilgili “Tek başına Katar ya da Türkiye’nin üstleneceği bir iş değil. İlle bir devlet olmak zorunda değil, şirketler de var” dedi. Çavuşoğlu’nun sözleri akıllara Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ı (SADAT) getirdi. SADAT iddialara yanıt verdi.

Odatv TV, SADAT’a Kabil Havalimanı’nın işletilmesi ile ilgili birkaç soru sordu.

Odatv, SADAT yönetimine merak edilen şu soruları yöneltti:

“- Sayın Bakan Çavuşoğlu’nun SADAT’ı işaret ettiğini düşünüyor musunuz?

– Kabil Havalimanı’nın işletmesi ile ilgili girişiminiz oldu mu, ya da bu konuda size teklif geldi mi?

– Kabil Havalimanı’nın işletmesi hakkında SADAT olarak sizin öneriniz nedir?”

SADAT’ın sorulara yanıtı şöyle oldu:

1) Şirketimiz Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı güvenliği veya işletilmesi ile ilgili herhangi bir girişimde bulunmamıştır.

2) Şirketimize bu yönde herhangi bir resmi veya gayrı resmi talep de ulaşmamıştır.

3) Şirketimizin uluslararası bir havalimanının işletilmesi ve/veya güvenliğinin sağlanması gibi kompleks görevleri yerine getirebilme imkân ve kabiliyetine sahip olduğunu bilerek adımızı ananlara teveccühleri için teşekkür ederiz. Fakat şirketimizden alınmayan bilgilere itibar edilmemesi rica olunur.

SADAT'I KİMLER NEDEN KURDU ?

Suriye'deki El Nusra örgütüne silah taşıdığı iddia edilen SADAT kendisini "savunma alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren şirket" olarak tanımlıyor. Ancak SADAT hakkında kurulduğu günden bu yana farklı iddialar dile getirildi.

SADAT 28 Şubat 2012 tarihinde emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ve 23 emekli subay ve astsubay tarafından kuruldu. Şirketin kuruluş içeriğinde, uluslararası alanda askeri ve iç eğitim, savunma danışmanlığı ve mühimmat alımı gibi tanımlar yer alıyor.

Şirketin kurucu üyeleri, Savunma Danışmanlık'ın kısaltması olarak kullanılan 'SADAT'ın Arapçada "seyitler" anlamına geldiği için bu ismi seçtiklerini ifade ediyor.

 SADAT'ın kuruluş amacı nedir?

SADAT'ın resmi internet sayfasındaki "misyonumuz" sayfasında, kurumun kuruluş sebebi şu ifadelerle açıklanıyor:

"Uluslararası alanda Silahlı Kuvvetlerin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonu amacıyla, stratejik danışmanlık, özel savunma ve güvenlik eğitimleri ile donatım alanlarında hizmet vererek, İslam Ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmak ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da Dünya Süper Güçleri arasındaki hak ettiği yeri almasına yardımcı olmaktır"

SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi kimdir?

Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Genelkurmay Özel Harp Dairesi ve KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı'nda yaklaşık 30 yıl görev yaptı. Kara Harp Akademisi'nde eğitmen olarak derslere giren Tanrıverdi’nin öğrencilerinden biri de Savunma Bakanı Hulusi Akar idi.

Tuğgeneralliğe yükselen Tanrıverdi, 28 Şubat döneminde resmi olarak "kadrosuzluk" gerekçesiyle emekli edildi. Fakat o dönemde birçok askeri personel gibi "islamcı" olarak kategorize edildiği için askeri kariyerine son verildi.

Tanrıverdi askeri kariyerinden sonra, kendisi gibi emekli edilen askerler ile kurulan Adaleti Savunanlar Derneği’ne (ASDER) katıldı, ve 5 yıl boyunca kurumun genel başkanlığını pozisyonunda bulundu.

Daha sonra Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM) aracılığıyla TSK’nın yeniden yapılandırılmasına yönelik fikirleri gündeme gelmeye başladı.

SADAT'ı kurmadan önce Tanrıverdi, ABD'de askeri strateji alanından danışmanlık yapan Amerikalı özel şirketlerin işleyişi hakkında çalışmalar yürüttü.

Erdoğan ile nasıl tanıştı ?

1994'te Recep Tayyip Erdoğan İstanbul belediye başkanı seçildiğinde, askeri kanadından nadir destekçileri arasında Tanrıverdi vardı.

Erdoğan’ın adaylığı sırasında Tanrıverdi İstanbul Maltepe’de Tugay Komutanı olarak görev yapıyordu. Bu sırada, ortak bir tanıdıkları vasıtasıyla tanışan Erdoğan ve Tanrıverdi’nin ilişkisinin zamanla dostluğa dönüştüğü iddia ediliyor.

Erdoğan'ın güvendiği bir isim olan Tanrıverdi, Ağustos 2016'da Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına atanmıştı. Tanrıverdi, özellikle savunma alanında, Erdoğan'ın en önemli danışmanlarından biri oldu.

Tanrıverdi'nin Aralık 2019’da İstanbul'da düzenlenen bir kongrede yaptığı konuşma büyük tepkilere neden olmuştu.

Tanrıverdi’nin, "Mehdi’nin gelişine hazırlanmamız gerekiyor" şeklindeki açıklamasına gelen yoğun tepkiler, Ocak 2020’de hem başdanışmanlık hem de Güvenlik ve Dış Politika Kurul Üyeliği görevlerinden alınmasına sebep oldu etti.

OdaTV.com