Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Kaymakamlar Toplantısı

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Kaymakamlar Toplantısı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "Arkamızda binlerce yıllık bir devlet geleneği vardır. Biz bir kabile devleti değiliz. Biz çok asil bir devlet ve asil bir milletiz" - "Bu sahtekarların söylediği, işte 'bizim vatan arayışımız yok' filan, bunları biz yutmayız.

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin nevzuhur bir devlet olmadığını belirterek, "Arkamızda binlerce yıllık bir devlet geleneği vardır. Biz bir kabile devleti değiliz. Biz çok asil bir devlet ve asil bir milletiz" dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Kaymakamlar Toplantısı'nda konuştu. Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı forsunda sembolik olarak temsil edilen 16 büyük devlete ilave olarak, geniş bir coğrafyada çok sayıda devlet kurmuş bir millet olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun dünyada çok az topluma ve devlete nasip olan bir zenginlik olduğunu vurguladı.

Devlet ve millet arasında güçlü bir güven duygusu bulunduğunu belirten Erdoğan, "Biz devletine güvenen insanların evlerinde, iş yerlerinde, tarlalarında huzur içinde yaşadığı yönetim tarzını sürdürmek mecburiyetindeyiz. Bugün de aynı anlayışı ilçeleriyle, mahalleleriyle, köyleriyle ülkemizin 81 vilayetinin tamamında, 780 bin kilometrekare vatan toprağının her karışında hakim kılmanın çabası içindeyiz. Sıkıntılarımız yok mu? Elbette var. Ama bugünün sıkıntıları bizi binlerce yıllık sorumluluklarımızdan uzaklaştıramaz. Hem bu sorunların üstesinden geleceğiz hem de devlet ve yönetim geleneğimizi adalet, güvenlik ve refah temeli üzerinde sürekli daha yükseğe çıkaracağız. Arkamızda binlerce yıllık bir devlet geleneği vardır. Biz bir kabile devleti değiliz. Biz çok asil bir devlet ve asil bir milletiz" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin hiçbir meselesinin kendilerini yormayacağını, karşılarına çıkan her meselenin kendilerine daha çok çalışma, daha çok mücadele etme ve gayret gösterme azmi verdiğini bildirdi.

Halk ozanı Neşet Ertaş'ın "Aşkınan çalışan yorulmaz" sözlerini anımsatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Mesele bu aşk. Eğer aşk varsa, yorulmazsın kardeşim. O dağları deler. Biz de millete hizmet aşkıyla çalıştığımız müddetçe Allah'ın izniyle yorulmayız. Bu aziz ülkenin her karış toprağı şehitlerimizin kanıyla, ecdadımızın alın teriyle sulanarak vatanımız haline gelmiştir. Bugün de kanımızı ve alın terimizi sakınmadan bulunduğumuz görevlerin hakkını vererek, ecdadımıza, şehitlerimize layık olduğumuzu göstermeliyiz. Yılmadan, usanmadan, çekinmeden, korkmadan bu işin de üzerine üzerine gideceğiz. Biz tek milletimiz. Çeşitli etnik unsurlar olabilir. Türk'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Abhaz'ı, Roman'ı ama tek milletiz, tek bayrağız. Bizim ülkemizde ikinci bir bayrak söz konusu değildir. Onun için de 'bayrakları bayrak yapan üzerindeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Ve tek vatan, 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Bu sahtekarların söylediği işte 'bizim vatan arayışımız yok' filan bunları biz yutmayız. Onu külahıma anlatsınlar. Bunların dertlerini biz biliyoruz. Onun için de 780 bin kilometrekarelik vatan toprakları üzerinde yaşamak isteyenler, bir hukuk devleti olan ülkemizde hukukun kendilerine tanıdığı neyse bu hakkı kullanmak suretiyle yaşamalıdır. Ben hangi haklara sahipsem, sen de aynı haklara sahipsin, rahat dur ya. Parlamentoya giriyor musun? Giriyorsun. Makamlara gelmekse geliyor musun? Geliyorsun. Daha ne istiyorsun ya? Ama dert başka. Bu güzel ülkemizi, bu vatan topraklarımızı bölmek, parçalamak, buralardan o tarihi hesaplarını kendilerine göre yerine getirmek. Ve tek devlet. Bu devletin içinde bir başka devlet olamaz. Türkiye Cumhuriyeti, devlet tek. Birisi paralel devlet yapılanması diye çıkmış, öbürü kendine göre bir başka devlet yapılanması anlayışı ile ortada dolaşıyor. Hiçbiriniz bu ülkede Allah'ın izniyle böyle bir arayışın karşılığını bulamayacaksınız. Bedelini de ağır ödeyeceksiniz, ödüyorsunuz. Şehitlerimiz var ama biz buna inanarak yola çıktık. Rabbimiz onun müjdesini bize verdi. 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ama siz bilemezsiniz.' Mesele budur. Bu topraklar şüheda fışkırır. Bu topraklar böyle topraklar. Batı'da bunu görürsün, Doğu'da da bunu görürsün. Kuzey'de de bunu görürsün, Güney'de de bunu görürsün. Bu şehitlerimizin olmadığı yer yok."


(Sürecek)