Düşünce Özgürlüğü ve Sanayi Toplumu

Güncelleme:

Sanayi toplumlarında yazı’yla yaşamak ve geçinmek önemli bir olgudur.

Düşünceyi anlatım özgürlüğü, sosyal bir katma değer yaratır. Toplumu, besler.

Banknotun arkasında, yalnız fabrikalar, patent hakları değil, kalemler, kitaplar vardır…

Özgür aklın kendisini ‘anlatmasından, “aklı olan” siyasal erk, yararlanmasını bilir…

Gelişmiş toplumlar, düşünce özgürlüğünü kazanılmış bir insan hakkı olarak korurken...

Saydamlık, yolsuzlukla mücadele, basın özgürlüğü açısından, “diğerleri”, geriye gidiyor.

Üstelik, çifte standartların dünyasında, 11 Eylül’den sonra, bu anlamda dayanışma kalmadı.

Bir Afrikalı, bir Ortadoğulu, “Batı”yı Batıda eleştirebilirken, kendi ülkesinde özeleştiri yapamıyor…

Dünya genelinde, internetten “korkarak” yararlananların sayısı, klavyesini önkoşulsuz kullanabilenlerden kat be kat fazla.

Öte yandan “sığınmacılık” ve kaçak iş gücü baskısı altındaki ‘gelişmiş ülke toplumları’, özgürlük ve hakkaniyet açısından, giderek daha da sekter bir iklimdeler.

“Sosyalist” Fransa’nın son Mali harekatını (bir ankete göre) halkının büyük bölümü destekliyor!

Avrupa Birliği çevreleri, belli bir “etnik siyasete” “özgürlükler” bağlamındaki ‘duyarlı ilgisini, Türkiye’nin “ulusalcı” diye bilinen düşünce insanlarından esirgemekte…

Öte yandan, yasal hak arama olanaklarının genişlemediği bir devranda, “yeni” Anayasa’nın toplumu özgürleştireceği varsayımı ileri sürülmekte…

Türkiye, hapisteki gazetecileri ve tutuklu öğrencileri ile dünyada neredeyse liste başında!

Fakat Batı’nın “sekter”liği ile Doğu’nun “skolastiği” arasında, tanımlanacağımız yeri, hala bir ölçüde kendimiz belirliyoruz…

Büyük sermayenin, medya yatırımları dışında “yazana, çizene” ilgisizliğini alın, akademik çevrelerin “suskunluğu”yla toplayın…

Bu denkleme üretici kesimler ile siyaset arasındaki gevşek bağı ekleyin… Yasaklarla çarpın!

Eşittir: kanıksanmış yoksunluk, öğrenilmiş çaresizlik, edinilmiş “boşunalık duygusudur”.

Oysa, düşünce özgürlüğü gelişmeden ne sanayi toplumu olunabilir, ne de Dünya’da etkin ve saygın bir konuma gelinebilir…

Diğer Yazıları
İnsanlığın 1 Mayıs'a ihtiyacı var...
Akıl Sağlığını Yitirmekte olan Toplum!
Bir asırlık çınar nasıl batırılır ?
Belediye Encümenleri Böyle mi olmalıydı?