İsrail Maşadır

Güncelleme:

Haber3.com yazarı İsmail Çetin yazdı: İsrail Maşadır

Küresel arena koltuğunda rahatsız olan ABD, rahatsız edenler için bölge bölge belli figüran devletler kullanarak o bölgeyi ve o bölgedeki sivrilen gücü zayıf düşürmek adına hamlelere imza atmaya çalışması stratejilerinin başındadır.

Küresel arenayı kuşbakışı seyredecek olursak; ABD’nin Türkiye, Çin, Rusya, İran gibi köklü medeniyetlere sahip, devlet olarak ayağı yere basan ülkelerden rahatsız olduğunu gözlemlemekteyiz.

Çin’in başına Tayvan’ı, Rusya’nın başına Ukrayna’yı, İlmi siyaset noktasında akıllı hareket eden İran’a yaptığı yaptırımlarla ve ülkemizin de çevresini ve sınırlarını ateş topuna çevirerek, işbirlikçilerinin de yardımıyla kontrol etme çabalarının en üst safhada olduğunu gözlemlemekteyiz.

Jeopolitik konum olarak bölgede en ortada duran ülkenin Türkiye’miz olduğu aşikârdır. Herkesin gözünün de ülkemizde olduğu gerçeğiyle atacağımız adımların en ufak dahi yanılma payının olmadığının altını çizerim.

Dünya arenasında ve bölgemizde kartların tekrar karıldığından hareketle ABD’nin dizayn harekatının yavaş yavaş sona doğru geldiğini hatırlatmak isterim. Arap ülkelerini ve Ortadoğu’yu acımadan yakıp, yıkarak perişan eden ABD İsrail’in en büyük hedefi olan Arzu Mevud’u da kullanarak amacına ulaşmak için adımlarını hızlandırdığını gözlemliyoruz.

İsrail topraklarını genişletmek isteyerek Arzu Mevud projesini gerçekleştirmek amacında olduğu, Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap ülkelerinin hepsinin ABD kontrolünde olduğu bilinen vahim ve acı gerçeği önümüze alarak hareket kabiliyeti kazanacak ve nihai hedefin de Türkiye olduğunu bildiğimizden dolayı geçmişte düştüğümüz hatalardan da ders çıkarıp komşularımızın sınır güvenliği bizim sınır güvenliğimiz desturundan hareket etmek ve ona göre şekil alarak ateş topunu sınırlarımıza yaklaştırmamak adına adımlar atıp, politikalar belirlemeliyiz.

ABD Dünya’nın öbür ucundan gelmiş bu bölgede herhangi bir noktasında uydurduğu aptal saptal yalan ve dolanlarla savaş başlatıp ülke yönetimini, yer altı ve yer üstü kaynaklarını elde ederek istediği atı oynatmaya çalışıyor. Bu amacına birçok devlette ulaşırken ulaşamadığı ülkeleri de kıskaca alarak kontrol etmek istiyor.

ABD’nin bu bölgede İsrail merkezli başlattığı terör harekâtında amaç sadece Gazze olmadığı aşikârdır. ABD, İngilizlerin, Fransızların, Almanların ülke başkanlarının İsrail’i ziyaret ederek destek bildirip savaş gemilerinin ard ard demirlemelerine karşı Çin’in bölgeye 6 savaş gemisini göndermesi, Rusya’nın “füzelerimin menzilindesin” açıklamaları işin boyutunu çok farklı bir noktaya çekti. Bölge ateş topuna dönerken ufak bir fitilin 3. Dünya savaşını tetikleyebileceği uzmanlar tarafından konuşulan konuların ilk sıralarında yer aldı.

Buradan hareketle bölgedeki gelişmeleri iki boyutuyla da inceleyecek olursak; Arap ülkelerinin başındakiler kaynaklarını paylaşmayıp, cahil bırakılan halkı sömürerek tek başına Karun oldukları için ABD, İsrail ve AB ülkeleri bu bölgede istediği biçim at oynatmaktadır.

Zaten olaya eğilip baktığımızda, ABD’nin Ortadoğu ve Arap ülkelerindeki dizayn şekli; tek adam rejimini devreye koyarak o kişiyi Karunlaştır, O kişi halkı cahil bıraksın ve yoksullaştırsın, sen O tek adamı kontrol altına al, otomatikman ülke ve kaynaklar senin olsun.

Ondan dolayı her daim altını çizdiğimiz gibi Atatürk’e gece gündüz dua edip, Cumhuriyetimize canımız pahasına sahip çıkmaktan başka bir çaremiz yoktur.

Madalyonu ters çevirip diğer cepheye bakacak olursak; ABD’nin doları, teknolojisi ve diliyle Dünya’ya hâkim olmaya çalıştığını gözlemleriz. Burada en büyük etkenin ise parasının olduğu realitedir. Dünya’da karşılığı olan bir para birimi olduğu için satın alma gücünün de her yerde geçerli olduğu aşikârdır.

Merhum Prof.Dr. Haydar Baş hocamızın ortaya koyduğu Milli Paralarla Ticareti devreye koyup doların hâkimiyetine son verilebilinirse işte o zaman ABD’nin sonunun geldiği gün olacağından hiç endişeniz olmasın.

Konumuzu bütünüyle ele alacak olursak; Atalarımız çok güzel söylemiş “Önce Can” aslolan ülkemizin bütünlüğü, halkımızın birliği ve dirliğidir. Ondan dolayı Suriye’deki hatalarımızı tekrarlamadan, Türkiye ve halkımız eksenli kararların altına imza atarak, şartlar ne olursa olsun, canımız pahasına Atatürk gibi dimdik durarak, kimsenin emellerine hizmet etmeden hareket etmek kaçınılmaz bir hal almıştır.

Altı çizilerek akıllara kazınılması gereken İsrail ve Suudi Arabistan bölgenin irinidir. Acilen bu irinin akıtılması bölgenin rahatlatılması şarttır. Maşalığını masum insanları katletmede kullanan İsrail’in teşviktarları AB ve ABD’nin yaklaşımı midelerin kaldıramayacağı şekilde insanlık dışı iken, acı ve üzücü taraf, “Filistin’in yanındayız.”diye nara atan İslam! Ülkelerinin kılını kıpırdatmaması, Dünya’nın da vahşete seyirci kalmasıdır.

Burada bu düğümün çözülmesindeki başrol oyuncusu İsrail değildir. İsrail sadece maşadır. Bu zulmün son bulması ABD’ye dur diyebilmekten geçmektedir.

“İsrail Kuran’daki İsrail’de, Arap Devletleri Kuran’daki Müslüman değil” Onun için Türk’ün Türk’ten başka dostu olmadığının, komşularımızın toprak bütünlüğünün bizim toprak bütünlüğümüz olduğunun altını çizer, Aslolanın Donkişotluğa soyunmadan, aklıselim hareket ederek, ülkemizin bütünlüğünü, halkımın birliğini sağlayıp, katile ve zalime dur diyecek adımların atılmasıdır.