'Et yiyen bakteri'nin kurbanı oldu

'Et yiyen bakteri'nin kurbanı oldu

9 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra taburcu edilen 68 yaşındaki Ayşen nine 5 gün sonra yaşamını yitirdi.

Yoğun bakımda 9 gün boyunca tedavi gördükten sonra 'iyileşti' denilerek taburcu edilen 68 yaşındaki Ayşen Şengül beş gün sonra 'et yiyen bakteri'den hayatını kaybetti. Annesine eksik ve yanlış tedavi uygulandığını savunan Ayhan Şengül, doktorlar hakkında 'taksirli adam öldürme' suçundan dava açılmasını istedi.

Bulantı ve kaşıntıdan şikayetçi olan 68 yaşındaki Ayşe Şengül 22 Ekim 2014 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’ne götürüldü. Doktorlar Şengül’e zaatürreye bağlı solunum yetmezliği ile kronik böbrek yetmezliği tanısı koydu. Yeterli donanıma sahip olmadıklarını belirten Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi doktorları, Şengül’ü özel bir hastaneye sevk etti. 22 Ekim 2014 tarihinde özel hastaneye kaldırılan Şengül aynı gün yoğun bakım servisine yatırıldı. Şengül, 9 gün boyunca solunum yetmezliği ile enfeksiyon tedavisi gördü. Dokuzuncu günün sonunda Şengül’ün iyileştiğini söyleyen doktorlar, 31 Ekim 2014 tarihinde yoğun bakım ünitesinden çıkararak evine tahliye etti. Tekerlekli sandalye ile hastaneden ayrılan Şengül, 5 Kasım’da tekrar fenalaşınca ailesi tarafından Bakırköy Dr. Şadi Konuk Eğitim Araştırma Hastanesi acil servisine götürüldü.

Acil serviste Şengül’ü muayene eden doktorlar, kasık bölgesinde halk arasında 'et yiyen bakteri' adıyla bilinen yumuşak doku enfeksiyonunun oluştuğunu, iltihap kana karıştığı için ameliyat edilmezse yaşamını yitirebileceği bilgisini aileye verdi. Ardından Şengül ameliyata alındı. Ancak ameliyat sırasında hayatını kaybetti.

Annesine eksik ve yanlış tedavi uygulandığını savunan Ayhan Şengül, Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na suçduyurusunda bulunarak tedaviyi yapan doktorlar hakkında ‘taksirli adam öldürme’ suçundan dava açılmasını istedi. Savcı, Ayhan Şengül ile birlikte 3 yakınının da ifadelerini aldı. Ayrıca Şengül’ün tedavi gördüğü yoğun bakım ünitesinde bulunan kamera görüntüleri ile Şengül’ün tedavi dosyasını da istedi. Savcılık soruşturması halen devam ediyor.

EPİKRİZ RAPORU, ‘HASTANIN SAĞLIĞI İYİ, TABURCU EDİLECEK’

Özel hastanenin Şengül’e uyguladığı tedaviyi özetleyen epikriz raporuna göre Şengül yoğun bakıma alındığı gün antibiyotik tedavisi görmeye başladı. Rapora göre Şengül’ün sağlığı giderek düzelmeye başladı. Dokuzuncu günün sonunda epikriz raporunda Şengül’ün sağlık durumu ile ilgili, "Ampicid ve Klacid tedavisine devam ediliyor. Genel durumu iyi olan hastanın eve taburcu olması planladı" ifadesi kullanıldı. Aynı gün Şengül yoğun bakımdan çıkarılarak eve tahliye edildi. Annesinin yoğun bakımdayken yumuşak deri iltihabına yakalandığını savunan oğul Ayhan Şengül yaşadıklarını şu şekilde aktardı: ‘Annem yoğun bakımdayken doktorlar durumunun iyi olduğunu söylüyordu. Ancak yoğun bakımdan çıkartır çıkartmaz taburcu ettiler. En az birkaç gün daha annemin gözetim altında kalması lazımdı. Annemi eve getirdiğimizde altını değiştirdiğimiz zaman kasık altında bir yara olduğunu ve yaradan iltihap aktığını fark ettik. Ayrıca iznimiz olmadan yaranın olduğu bölüme cerrahi müdahale yapılmış. Bakırköy Dr. Şadi Konuk Hastanesi'ndeki doktorlar anneme enfeksiyon tedavisi yapılmadığını ve enfeksiyonun bütün vücuda yayıldığını söylediler. Eksik ve yanlış tedavi uygulandığı için annem hayatını kaybetti. Annemin ölümünden sorumlu olanların cezalandırılmasını istiyoruz.’’

SAVCILIK KAMERA GÖRÜNTÜLERİNİ İSTEDİ

Şengül’e uygulanan tedavi hizmetinin hasta hakları yönetmeliğine uygun olmadığını ve aydınlatılmış onam olmadan hastaya cerrahi müdahale yapıldığı belirten aile avukatı Şahin Çarşambalı da şunları söyledi: "Doktorların hastayı tedavi etmeden taburcu ederek ölümüne sebebiyet verdiğini düşünüyoruz. Bu nedenle doktorlar görevlerini ihmal ederek Şengül’ün ölümüne sebebiyet vermiştir. Söz konusu sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Hastaya yapılan tedavi ile ilgili hastanenin her türlü kayıt tutma yükümlülüğü bulunuyor. Bu kayıtlar hasta yakını ile paylaşılmadı. Hasta yakınlarını bilgilendirme ihlali de söz konusu. Savcılık kararı ile acil yoğun bakım ünitesinin kamera kayıtlarını istedik. Olayın aydınlatılması için İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne, BİMER’e ve İstanbul Tabip Odası'na müracaat ettik."