Orduyu yıpratmaya çalışanlara....

Güncelleme:

Orduyu, hukumete yaranmak adına yıpratmaya çalışan ve eleştirenleri, ülkemin geleceği açısından tehlikeli görüyorum.

Her ne kadar hukumeti eleştirmemek esasına dayalı olarak hayatınızı kazansanızda, en azından, orduyu yıpratma konusunda da sessiz kalma hakkınızı koruyabilirsiniz.

Çünkü aklı başında her vatandaş bilir ki, siz ve sizin gibi demokrat ve aydın geçinen insanların asıl derdi ve asıl inandıkları şey kazandıkları paradır.

Dolayısıyla iktidarlar gelir geçer ama sizin yandaşlığınız hiç bir zaman bitmez, kim paranızı öderse, onun borusunu öttürürsünüz. Hatta, yarın öbür gün en çok eleştirdiğiniz, hakaretlere boğduğunuz kesimleri, gün gelip devran döndüğünde, en ön saflarda sizler alkışlarsınız.

Benim merak ettiğim konuysa, sizlerin bu tavrınızı kaç para için yaptığınız, yani ne kadarlık bir ücret karşılığında, kalemlerinizi havaya salladığınız.

Orduyu yıpratmak sizin ne işinize yarıyor? Daha doğrusu, sizin işinize yaradığı belli de, bu ülkenin vergisini ödeyen, askere evladını yollayan, şehitliği en kutsal mertebe sayıp, yüreğine taş basan onurlu ve acılı insanların ne işine yarıyor onu hiç düşünüyor musunuz.

Düşünüp de, vicdanlarınızda hiç sızlama hissetmiyor musunuz?

Aldığınız üç kuruş paralar, vicdanınızın sesini susturacak kadar çok mu geliyor size?

İşte bunları çok merak ediyorum.

Bunları kime söylediğimin çok önemi yok, bu gün falanca gazetenin yazarı olur, ertesi gün başka bir gazete ve internet sitesinin sahibi olur.

İnsanlar değişir, kafaları ve cibilliyetleri değişmez.

O kadar çok var ki, günümüzde bu tip insanlardan.

Atatürk' ün de dediği çok anlamlı bir sözden yola çıkarak;

Gelecekte de, yurt içinde ve dışında, seni bu kaynaktan yoksun etmek isteyen kötücüller bulunacaktır . Bir gün, bağımsızlığını ve cumhuriyetini savunmak zorunda kalırsan; ödeve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve koşullarını düşünmeyeceksin! Bu olanaklar ve koşullar çok elverişsiz olabilir. Bağımsızlığına ve cumhuriyetine kıymak isteyecek düşmanlar , bütün dünyada benzeri görülmedik bir utku kazanmış olabilirler. Zorla ve aldatıcı düzenlerle sevgili yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün gemilikleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine düşman girmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, yurdunda, iş başında bulunanlar, aymazlık ve sapkınlık içinde olabilirler. Üstelik, hainlik de yapabilirler . Daha kötüsü, iş başında bulunan kişiler, kendi çıkarlarını, yurduna girmiş olan düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir

Yani düşmanı dışarıda aramaya gerek yok, yanıbaşımızda, içimizde, orduyu PKK ile işbirliği yapmakla itham edebilecek kadar kendini kaybetmiş bir zihniyete sahipler.

Şeytanın avukatlığına soyunmuş gibi de, öyle akıllıca örnekler vermişler ki; evlatlarınızı askere yollamayın diye, aileleri can damarından yakalıyor.

Kimse evladını askere yollayıp, şehit haberini almak istemez şüphesiz ama bu konuyu böylesine dış güçlerle desteklenmiş bir terör örgütü varken, orduya faturayı kesmek ancak bir vicdansızın işi olabilir.

Biraz ağır ve sert yazmış olabilirim ama ortada dönen ucuz dolaplardan benim vicdanım sızlıyor doğrusu, tüm kabahatim sadece bu......