Türkiye tüketerek büyüdü...

Türkiye tüketerek büyüdü...
Güncelleme:

Uzmanlar, Türkiye'nin büyümesiyle ilgili ilginç açıklamalarda bulundu.

Alan Yatırım Araştırma Uzmanı Gezgin, “Büyümeye en büyük katkı hane halkı harcamaları ve devletten” dedi.

Alan Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Burçak Gezgin, büyümeye en büyük katkı hane halkı harcamaları ve devletten geldiğini söyledi.

Burçak Gezgin yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye ekonomisinin 2015 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 5.7, yılın tamamında ise yüzde 4 büyüdüğünü belirterek, özellikle 2015 yılındaki yüzde 4’lük büyüme rakamında en önemli katkıyı hanehalkı harcamaları ve devletin harcamalarının sağladığını dile getirdi ve “2015 yılında büyümenin yüzde 3’lük kısmı, hanehalkı harcamalarından kaynaklandı. Yani Türkiye ekonomisi güçlü talebin devam etmesi nedeniyle büyümeye devam ediyor. Diğer taraftan devlet harcamalarının da büyümeye katkısı 2015 yılında yüzde 0,76 seviyesinde oldu” diye konuştu.

Gezgin, özellikle 2015 yılında iki seçim dönemi geçirilmesinin inşaat alt yapı yatırımlarının artmasını sağladığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

“2014 yılında devletin inşaat sektörüne aktardığı kaynak yüzde 10.7 daralmasına rağmen, 2015 yılında yüzde 8,4 arttı. İnşaat sektörüne devletin yaptığı yatırım toplam büyümemizin 13’te birini oluştururken, özel sektör harcamaları gerileme gösterdi.

Sanayi sektörü 2015 yılında yüzde 3.3 büyümesine rağmen 2014 yılına göre gerileme gösterdi. Özelikle yılı oldukça kötü geçiren madencilik sektörü 4. çeyrekte toparlandı. İnşaat sektörüne ise  son iki çeyrekte devlet desteğinin önemli katkısı oldu. Önümüzdeki dönemde de büyük inşaat yatırımlarıyla birlikte sektörün daha iyi performans sergilemesi beklenebilir. Ancak sanayi sektöründeki büyüme hızının gerilemesi, Türkiye ekonomisi için olumsuz sinyal olabilir. Kalıcı büyümenin sağlanması için özellikle sanayi sektöründe sürdürülebilir bir büyüme yakalanması şart. Özellikle inşaat sektörüyle uzun vadede büyümeyi sürdürmemiz zor ve suni bir büyüme olacaktır. Hizmet sektöründe ise  en yüksek büyümeyi finans ve teknik faaliyetler sektörleri sağladı.”

Burçak Gezgin, sonuç olarak, Türkiye ekonomisinin 2015 yılı büyümesinin, güçlü kalmaya devam eden iç talep ve devlet harcamalarının etkisiyle olmuş gözüktüğünü ifade etti ve “Her ne kadar küresel ekonomiler için olumlu geçmeyen bir yılda ivmelenerek büyümeyi sağlayıp yüzde 4 gibi bir rakam yakalamış olsak da, büyüme rakamlarının kalıcı olması için özellikle sanayi sektöründe ivmelenen bir büyümeye ihtiyacımız var. Aksi halde inşaat yatırımlarının olmadığı ve iç talebin zayıf olduğu yıllarda, sürdürülebilir bir büyüme yakalayamayabiliriz. Bu sonuçlarla ise gelişmekte olan ülkeler arasında Hindistan ve Çin’in gerisinde kalırken Güney Afrika, Rusya ve Brezilya’nın üzerinde yer aldık” diyerek sözlerini tamamladı.

KİŞİ BAŞI GELİR DÜŞTÜ

Türkiye ekonomisinin 4. çeyrekte yüzde 5 bandında yoğunlaşan beklentilere karşılık yüzde 5,7 büyüyerek güçlü bir performans gösterdiğini söyleyen ALB Menkul Araştırma Uzmanı Enver Erkan, “Böylece 2015 yılı büyümesi de yüzde 4 olarak gerçekleşti. Özellikle 4. çeyrekte başta sanayi üretimi ve güven endeksleri olmak üzere öncü göstergelerde yakalanan güçlü momentum, 4. çeyreğe ilişkin büyüme beklentilerinin de yükselmesini sağladı. Üretim yöntemiyle hesaplanan gayrisafi yurtiçi hasıla, 2015 yılının 4. çeyreğinde de beklentilerin üzerinde artarak 34,77 milyar TL olurken, TL’nin değerinin düşmesi kişi başı milli gelire olumsuz yansıdı. 2015 yılında kişi başı gelir 9261 dolara kadar düştü, bu değer 2014 yılında 10.395 dolar seviyesindeydi” dedi.

Erkan, şöyle devam etti: “GSYH büyüme hızının alt kalemlerine baktığımızda, en önemli katkının devletin nihai tüketim harcamaları, bir başka deyişle kamu harcamalarından geldiğini görüyoruz. 2015 yılının 4. çeyreğinde kamu harcamaları yüzde 6,7’lik bir büyüme gösterirken, hane halkı tüketim harcamalarında da yüzde 4,5 büyüme hızı görmekteyiz. Genel olarak harcama bazlı kalemlerin büyümeye olumlu katkı verdiği dikkat çekiyor. Bu durum gelişmiş ülke ekonomilerinde belki şu anda arzulanan bir tablo olabilir, ancak sanayi üretiminde istikrarı sağlayamayan ve yoğun şekilde ithalata bağlı olarak ihracat yapan bir ekonomik modele sahip olan Türkiye’de önemli olan üretim ve yatırımlarla ilgili kalemlerin katkısı.”

Seçim belirsizliğinin yoğun olduğu 3. çeyrekte ekonomik büyümenin gösterdiği yüksek performansın 4. çeyrekle beraber iyice ivmelendiğinin görüldüğünü söyleyen Erkan, “İthalat ve ihracat tarafındaki seyir biraz olumlu gibi görünse de, buradaki iyileşme kur ve enerji fiyat seviyelerinden kaynaklanıyor. İthalattaki daralmanın da içerideki üretim ve dolayısıyla ihracat açısından da baskılayıcı etkisinin olduğunu görmek gerekiyor” diye konuştu.

2016 yılının ilk aylarına ilişkin öncü göstergelerden ise henüz net sinyaller alınamadığını kaydeden Erkan, şunları söyledi: “İthalattaki azalmayla beraber dış ticaret açığı gerileme momentumuna devam ederken; Kasım ayında 77,15 seviyesini görmüş tüketici güveni 2016 yılı ile beraber 67 seviyesine geriledi. Sanayi öncü göstergelerinde ve sanayi üretiminde ise karışık bir momentum görülüyor. Geçen yıl olduğu gibi ilk yarının biraz sıkıntılı geçmesi, ikinci yarı ise küresel ekonomilerde beklenen iyileşmeyle beraber ekonominin ivmelenmesi beklenebilir. 2016 yılında ise yüzde 3-4 bandında bir büyüme beklemekle beraber, küresel ekonomilerde gerçekleşebilecek olası hızlı bir toparlanma büyümeyi kolaylıkla yüzde 4 üzerine de taşıyabilir.”

Etiketler türkiye büyüme uzman