HDP'nin başarısının perde arkasında o var !

HDP'nin başarısının perde arkasında o var !

Oylardaki kaymayı gördüğü halde HDP'nin üzerine oynamayan CHP yönetimi ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun aslında HDP zaferinde payı var.

Yrd.Doç.Dr. Mehmet Karlı, Radikal gazetesi için yazdı:

AKP’nin tek başına iktidarı sona eriyor. Evet HDP barajı geçiyor ve AKP tek başına iktidarı kaybediyor. Elbet bu işten anlayanlar detaylı olarak inceleyeceklerdir ama resim çok açık gibi: önemli oranda CHP ’li stratejik oy kullandı ve HDP’yi barajın üstüne taşıdılar. Bunun sonucunda CHP 2011 seçimlerindeki oyunun altında dahi kalmış olabilir.

Şimdi CHP’nin bu oy oranına bakıp Kemal Kılıçdaroğlu ’na yüklenmeye çalışanlar olacaktır. Ülkede bu kadar olay oluyorken nasıl oluyor da CHP’nin oyu düşüyor diyenler olacaktır. Mevzu bahis CHP olduğuna göre kazan kaynatanlar elbet bulunacaktır. Ama durun derim bir dakika.

Tüm devlet imkanlarının AKP için kullanıldığı, askerinden polisine, savcısından valisine, havuz medyasından TRT’sine, YSK’sından istihbaratına her bir devlet organının iktidara çalıştığı bir ortamda tek başına iktidara son veriliyor. Tarafsız kalacağına namusu ve şerefi üzerine yemin eden bir Cumhurbaşkanı’nın Allah’ın her günü en az bir miting düzenlediği bir ülkede tek başına iktidar devriliyor. Türkiye demokrasisi yarı otoriterlikten totaliterliğe dönüşmenin eşiğinden döndürülüyor. Acaba anayasayı değiştirebilirler mi çizgisinden acaba koalisyon kurabilirler mi aşamasına geçiliyor. Bu az bir başarı mıdır?

Hiç kuşkunuz olmasın ki bu başarıda Kemal Kılıçdaroğlu ’nun çok büyük payı vardır. HDP’nin Türkiye partisi haline gelmesinde tabii ki ana başarı kendi siyasetçilerindedir. Ama onları şeytanlaştırmadan, meşruluklarının altını çizerek, her çözüm süreci açıklamasında muhatabının HDP olduğunun altını çizen Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bu yönde büyük katkısı olmuştur. CHP, sosyal demokrat bir çizgiye geçmese, Deniz Baykal çizgisini sürdürse, AKP’nin yaptığı gibi kutuplaşmaya o da körükle gitse HDP’ye bu nebze bir kayış olur muydu düşünün lütfen.

Evet Kemal Kılıçdaroplu çizgisi CHP ve HDP’yi birbirine yakınlaştırmıştır. Ve evet bu duruş CHP’den HDP’ye kayışın önünü açmıştır. Ama işte tam da bu sayede Türkiye’de 12 Eylül’den sonra ilk defa sol oylar yüzde 37.5 mertebesine gelmiştir. Tam da bu sayede Kürt siyaseti belki de ilk defa bu derecede Türkiyelileşmiştir. Tam da bu sayede yaklaşık yirmi yıl önce DEP’li vekillere yapılanların özrünü tüm Türkiye oyları ile dilemiştir.

Ve unutmamalı bazen partiler kaybederken de kazanırlar. CHP tarihini bilenler bunu en iyi anlayanlar olmalı. 1950’de CHP seçimi kaybedip iktidarı Demokrat Parti’ye devrettiğinde İsmet İnönü ne demişti hatırlar mısınız? Bu benim en büyük yenilgim ama aynı zamanda en büyük zaferimdi dedi. Aynen de öyle. Belki CHP seçimi kaybetti ama Türkiye’ye demokrasiyi getirme payesini kazandı. Bugün bile hala seçimle gitmeye direnenlerin ne kadar çok olduğunu gördüğünüzde 1950’de bunu yapmanın ne önemli olduğunu görmek gerek. CHP sandıkta o gün kaybetmişti ama tarih önünde kazanan oldu.

Kılıçdaroğlu da işte bu yoldan yürüdü. Kendinden önce zamanında Erdal İnönü’nün HEP ile seçim işbirliği yaparken gösterdiğine benzer bir tavrı gösterdi ve HDP’nin Türkiyeleşmesine katkı sundu. Belki sandıkta istediğini bulamadı ama tarih önünde Türkiye demokrasisini kurtardı.

Ve belki de Türkiye’de sol bir iktidarın imkanını yarattı. Unutmayın Türkiye’de çok partili dönemde solun iktidara en çok yaklaştığı 1973, 1977 seçimlerinde en güçlü olduğu yerlerden biri de Güneydoğu idi. Evet o CHP’nin içinde bugünkü Kürt siyaseti de vardı. Ahmet Türk’ler o CHP’de siyaset yaptı. Ve Kılıçdaroğlu tekrar o yakınlaşmanın önü açtı.

Kemal Kılıçdaroğlu 2011 sonuçlarının altında kalırsam istifa edeceğim demişti. Seçim sonucu sadece rakamlarda görülmez. Tek başına iktidar sona ermiş, Türkiye’de sol oylar yüzde 37.5 mertebesine çekilmiş, Türkiye demokrasisi gerisi dönüşü olmayan bir yola girmenin eşiğinden çevrilmiştir. CHP kullandığı sol dille, uzunca süre sonra ön plana çıkardığı sol politikaları ile, demokrasiden yana, çoğulculuktan yana tavrı ile Türkiye’de demokrasi bloğunu güçlendirmiştir. CHP’yi iktidara yaklaştırmıştır. Bunlar hiçbir rakamın açıklayamayacağı başarılardır. Kemal Kılıçdaroğlu istifa etmemeli, partiyi sola, sosyal demokrasiye, çoğulculuğa çekerek, parti içi demokrasiyi tesis ederek başlattığı değişimi devam ettirmelidir.