Kılıçdaroğlu: ''5'li çebu milleti soyuyor''

Kılıçdaroğlu: ''5'li çebu milleti soyuyor''
Güncelleme:

CHP lideri Kılıçdaroğlu, kanaat önderleri, muhtarlar ve STK temsilcileri buluşmasında "Sosyal devlet, fakirin fukaranın yanında olur. Bu milletin sırtından devleti soyanlar var. Milyarlarca dolar bu milleti soyan bir ekip var. Biz bunlara 5'li çete diyoruz" dedi. Kılıçdaroğlu göç sorununa ilişkin de "Mülteci sorunun çözmeye kararlıyım" diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'daki kanaat önderleri, muhtarlar ve STK temsilcileri buluşmasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İktidarın sosyo-ekonomik politikaları, dış politika sorunları ve devam eden göç dalgasına ilişkin açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, "İşi ehline teslim etmezseniz sonu felakettir. Devleti yöneten kişinin milletten toplanan verginin hesabını millete vermek zorundadır. Buna biz devlette saydamlık, şeffaflık diyoruz" diye konuştu.

Konuşmasında, "Bu milletin sırtından devleti soyanlar var. Milyarlarca dolar bu milleti soyan bir ekip var" diyen Kılıçdaroğlu, "Biz bunlara 5'li çete diyoruz. 'Milletin cebinden 5 kuruş çıkmayacak' diyorlardı, şimdi milletin cebinden milyarlarca dolar çıkıyor. Artık bu soygun dönemine son vereceğiz" şeklinde konuştu.

Merkez Bankası rezervlerine ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, gerçekte Merkez Bankası'nın döviz rezervinin -53 milyar 200 milyon dolar olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Merkez Bankası'nın rezervi 109 milyar dolar oldu. Yakında 115 dolar olacak" dedi devleti yöneten kişi. Soru şu, IMF'yi söyleyemiyor. 115 dolar olacak diyor. Bu kimin parası? Türkiye Cumhuriyeti'nin parası mı? Çin'in, Katar'ın Güney Kore'nin parası, borç almışız. IMF'den para almışız, getirmişiz Merkez Bankası'na koymuşuz. Başkasından almışız kendi kasamıza koymuşuz ama bu para bizim paramız değil. Gerçekte Merkez Bankası'nın döviz rezervi -53 milyar 200 milyon dolar."

'MÜLTECİ SORUNUN ÇÖZMEYE KARARLIYIM'

Türkiye'ye yönelik göç dalgasına ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, "Mülteci sorununu çözmeye kararlıyım. En geç 2 yıl içinde evlerini, hastanelerini, okullarını yapacağız ve diyeceğiz 'Al kardeşim ülkende evini yaptık.' Esad ile görüşeceğiz. Mülteci olarak Türkiye'de olup, sizin topraklarınıza gelenlerin burnu bile kanamayacak diyeceğiz. Herkes kendi ülkesinde huzur içinde olmasını sağlayacağız" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Devlet önyargı ile yönetilmez. Devlet kinle, öfkeyle, kuşkuyla yönetilmez. Akılla, mantıkla, istişare ile, erdem ile yönetilir." diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

Devleti yönetecek kişinin bütün vatandaşlarına aynı mesafede olması, herkesi kucaklaması lazım. Ayrım yapmaması lazım. Devleti yönetecek kişinin adil olması lazım. Adil olmazsa toplumda ayrışma ve kutuplaşma olur. Adalet çok önemli bir kavramdır. Dünya adalet üzerine inşa edilmiştir. Devleti yönetecek kişinin adil olması lazım, topluma örnek olması lazım. İnancımıza göre israf haramdır. Devleti yönetecek kişinin israf yapmaması lazım. İsraf başta olursa aşağıya kadar yüz binlerce ailede çocuklar yatağa aç girer. İsrafı en baştan başlayıp aşağıya kadar inerseniz zararı Türkiye'ye, insanımıza verirsiniz.

'DEMOKRASİNİN TEMEL KURALLARINDA DEVLET SIRRI OLMAZ'

Devleti yönetecek kişilerin liyakatli olması lazım. Bir arkeologu getirip sen hakimlik yap diyemezsiniz. Herkes kendi alanında yetişmek, görevini yapmak zorundadır. İşi ehline teslim etmek gibi temel bir kuralımız vardır. İşi ehline teslim etmezseniz sonu felakettir. Devleti yöneten kişinin milletten toplanan verginin hesabını millete vermek zorundadır. Buna biz devlette saydamlık, şeffaflık diyoruz.

Şehir Hastaneleri yapıyoruz, otobanlar yapıyoruz derler. E güzel. Ama bir soru soruyorum. Kaça yaptınız? Bu sorunun cevabını kimse bilmiyor. Benim bilmeye hakkım var, çünkü o parayı ben ödüyorum. Muhtarın da, esnafın, sanayicinin, ev kadının da bilmeye hakkı var. Çünkü vergiyi onlar ödüyorlar. Burada devlet sırrı olmaz. Demokrasinin temel kurallarında devlet sırrı olmaz.

'HER AY 10 BİN DOLAR RÜŞVET ALAN SİYASETÇİ KİM?'

Şöyle bir ülke düşünün. O ülkenin İçişleri Bakanı çıkıyor, "Bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar rüşvet veriliyor" diyor. Bizim kanunlarımıza göre bu suçtur. Bunu ben söylesem derler ki bir siyasi söylüyor. Bunu söyleyen emniyetin ve istihbaratın başında olan bakan söylüyor. Her ay 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçi kim? Ahlaksız birisinin TBMM'de yerinin olmaması lazım. Eğer kul hakkı yiyorsa, bunun ortaya çıkarılması lazım. Savcının derhal harekete geçmesi lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti doğru yönetiliyor mu? Adaletle, erdemle yönetiliyor mu? Söylediğim sadece 10 bin dolar.

Bir de 128 milyar doları düşünün. Bir bakıyoruz bu para buharlaşmış. Kime sattın, kaça sattın belli değil. Afiş asıyoruz, afişleri indiriyorlar. Bir lira, 10 lira değil. 128 milyar dolar. Hala bir açıklama yok. Vatandaşın cebinde diyorlar. Esnafa sordum, "Nerde beyim" diyor. Bakkala sorduk yok. Nerede bu para ve kimlere verildi?

'MERKEZ BANKASI'NIN DÖVİZ REZERVİ -53 MİLYAR 200 MİLYON DOLAR'

"Merkez Bankası'nın rezervi 109 milyar dolar oldu. Yakında 115 dolar olacak" dedi devleti yöneten kişi. Soru şu, IMF'yi söyleyemiyor. 115 dolar olacak diyor. Bu kimin parası? Türkiye Cumhuriyeti'nin parası mı? Çin'in, Katar'ın Güney Kore'nin parası, borç almışız. IMF'den para almışız, getirmişiz Merkez Bankası'na koymuşuz. Başkasından almışız kendi kasamıza koymuşuz ama bu para bizim paramız değil. Gerçekte Merkez Bankası'nın döviz rezervi -53 milyar 200 milyon dolar.

Dünyada döviz bolluğu var. Almanya eksi faizle borçlanır. Biz dünyanın en yüksek faizini ödeyen ülkelerden biriyiz. Hangi gerekçe ile en yüksek faizi ödüyoruz biz? Bir ayda ödediğimiz faiz 1 milyar 800 milyon dolar. Bir günde ödediğimiz faiz 57 milyon 800 bin dolar. Bir saatte ödediğimiz faiz 2 milyon 400 bin dolar faiz ediyoruz. 18 yılda ödediğimiz faiz 187 milyar 588 milyon dolar.

GÖÇ DALGASI

Öteden beri Türkiye'nin 'Yurtta Barış Dünyada Barış' ekseninde bir dış politika oluşturmasını savunan biriyim. Bütün komşularımızla ilişkilerimizi büyütmek ve geliştirmek zorundayız. 3 milyon 600 bin Suriyeli var resmi kayıtlara göre. Gayrı resmi kayıtlara göre 5 milyon.

Biz bu insanlar için 40 milyar dolar para harcadık. Peki bu insanlar ne olacak? Bu yetmedi şimdi Afganistan'dan geliyorlar. Kadın, yaşlı, çocuk da değil hepsi genç. Ne yapacağız? Karşı çıkıyorum. Bu söz Erdoğan'a ait bana ait değil. "Finansmanı iyi yönettiğimiz için mültecileri Türkiye'ye alıyoruz" Parti Sözcüsü de açıklama yapıyor, "Bir tek mülteci almayacağız" diyor. Yahu seni kim takar arkadaş.

Devleti temiz yöneteceğiz. 5 yıl içinde Türkiye farklı bir Türkiye olacak. 5 yıl içinde mülteci, sığınmacı sorunlarının tamamını çözeceğiz. Türkiye'de yatırımı da dengeli dağıtmak zorundasınız. Devleti yönetmek sıradan bir olay değildir. Dış politikayı da milli yapacağız. Dış politikada iktidar ve muhalefet olmaz.

En tepedeki insan parayı veren düdüğü çalar ben mültecileri alırım yeter ki sen bana para ver diyor. E biz parayı verelim onlar külfete katlansınlar. Bu ırkçılık değildir. Bu güzel ülkede, izlenen yanlış politikalarda hem sığınmacılar hem biz mahvoluyoruz. Adamlar burada kalmak istemiyor, Avrupa'ya gitmek istiyor. Onlar ise "Sakın buraya almayın para verelim siz orada tutun" diyorlar. Biz sizin taşeronunuz muyuz? "

Bu milletin sırtından devleti soyanlar var. Milyarlarca dolar bu milleti soyan bir ekip var. Biz bunlara 5'li çete diyoruz. 'Milletin cebinden 5 kuruş çıkmayacak' diyorlardı, şimdi milletin cebinden milyarlarca dolar çıkıyor. Artık bu soygun dönemine son vereceğiz."