Saraç, Taha Akyol'u bir defa daha üzdü

Saraç, Taha Akyol'u bir defa daha üzdü
Güncelleme:

Duayen gazeteci Taha Akyol ile yeni YÖK Başkanı Yekta Saraç polemiğinde varan 2 : Yeni YÖK Başkanı Prof. Saraç, Taha Akyol'u bir defa daha üzdü.

Basın camiası sarsıldı, Taha Akyol bir daha üzüldü.

20.08.2015 günlü Hürriyet gazetesinde yer alan köşe yazısının başlığının “YÖK’ten Haberler” olunca eğitim camiası duayen gazeteci Taha Akyol’un YÖK’ten aldığı önemli bilgileri kamuoyu ile paylaşacağı sanısıyla heyecanladı. Yazısının sonuna “yarın devam edeceğini” de ekleyince müthiş gazeteciden müthiş YÖK kulisleri geliyor heyecanı doruklara taşındı. Ancak yeni YÖK Başklanı Saraç tarafından üzüntüye maruz bırakılan Akyol, bu kez de eğitim camiasını üzdü.

Meğer Taha Akyol yine duayenliğini göstererek, YÖK’ün ilahiyat fakültelerinde paralelciler veriyor diye makaslanan Kelam ve Felsefe derslerinin müfredattan çıkartılmasına üzülmüş olduğu; yerleştirildiği halde kayıt yaptırmayan 209 bin öğrencinin durumunu ise sorgulamadığı görüldü.

Sistemi sorgulamayan ama kaldırılırsa ilahiyatçılarda ve dindarlarda aklın azalacağı sonucu doğuracağı hususunu dikkatlere sunan ve Kelam ve Felsefe derslerinin ilahiyat fakültelerinde müfredattan kaldırılmış olmasının Türkiye’de ne büyük sorunlar yaratacağını vurgulayan Akyol, bir eğitimcinin, “dindarlar akıllanırsa sizi takip ederler mi” sorusunu ise yanıtsız bıraktı.

YÖK’ün tek sorununun ilahiyat fakültelerinin Kelam ve Felsefe derslerine tek bir araştırma görevlisi kadrosu dahi vermediği olduğunu belirten Taha Akyol, yeni YÖK Başkanı’nın “ağzından kalite damladığı” vurgusunu bu yazısında yapmadığı görüldü.

Tarihteki muhteşem İslam Medeniyeti özlemi içinde kavrulan Taha Akyol, Kelam ve Felsefe derslerini kaldıran Saraç YÖK’ünü de fazla eleştirmediği, dostça tavsiyelerde bulunduğu gözleniyor.

Konuyu takip eden muhabirimiz, Akyol-Saraç polemiğinin bu dostça cereyanının bütün basın camiasına da örnek olduğu düşüncesinin giderek medyada yayıldığını belirtiyor.

Bu dostça polemiklerin zarardan çok kalite getireceği, sadece YÖK’ü değil, medyayı da kalite okyanusuna döndüreceği ağızdan ağza yayılıyor.

Ancak, doğru soru sormasını bilemeyen ÖSYM’nin, kontenjan belirlemek yetkisini bir ceza yaptırımı gibi kullanarak yandaş üniversitelere kıyak geçen, bağımsız üniversitelerin de kontenjanlarını azaltan  bir YÖK’ün, soruları çaldıran, KPSS dahil bir çok merkezi sınavda şaibeli uygulamalarda bulunan ÖSYM’nin kalitesini kim sorgulayacak sorusu da dilden dile yayılıyor.

 Üniversitelerin sayısının 200’e vardığı bir durumda hâlâ merkezi olarak kontenjanların ayarlanması ve yerleştirmelerin merkezi olarak yapılması, 200 bine varan öğrenci kitlesinin dilediği ve sevdiği bir bölümde okumamasına yol açarken, üniversitelerin kontenjanlarını doldurmak çabası liselerin rehber öğretmenlerine bedava master derecesi dağıtmak gibi çeşitli cambazlıklar yapmaya  kadar varan hüllelerle yaratıcı pazarlama yöntemlerine ulaşıyor; bugüne kadar kalite diye kağıt üzerindeki çifte standarta açık her bölümde en az “üç öğretim üyesi” şartından başka ilke geliştiremeyen YÖK, bir de bir tanesi yetmiyormuş gibi 2. YÖK’ü, Yükseköğrenim Kalite Kurulu adıyla kurarak, vesayet mekanizmasını bütün pençeleri ile gençler ve onları yetiştirecek üniversitelere uyguluyor.

Eğitim camiasının muhabirimize yansıyan genel kanısı bu çerçevede oluşurken, ağzından kalite damlayan yeni YÖK Başkanı Saraç ile duayen gazeteci Taha Akyol arasındaki dostça polemiğin memleket hayrına olacağı kuşku götürmeyen sonuçları merakla bekleniyor.

İlgili haberler:

http://www.haber3.com/yekta-sarac-taha-akyolu-bir-kez-daha-sevindirdi-3536809h.htm

http://www.turkiyekamu.com/egitim/sarac-yokten-bagimsiz-kalite-kurulu-olusturulacak-h266169.html

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/07/20150723-3.htm