Yıldırım'dan Avrupa'ya sert mesajlar

Yıldırım'dan Avrupa'ya sert mesajlar

Büyükelçilerle bir araya gelen Başbakan Yıldırım'ın eleştiri okları Avrupa'ya yönelikti.

 Başbakan Binali Yıldırım konuşmasında şunları kaydetti:

TERÖRLE MÜCADELEDE BAŞARININ SIRRI...

Bugün DEAŞ ve PKK Avrupa'da terör örgütü olarak kabul ediliyor. Peki DEAŞ'lı teröristlerin bayrağını ya da resmini Avrupa'nın herhangi bir yerinde görebiliyor musunuz? Ama PKK'nınkini görebiliyorsunuz. Terör örgütlerinin birini diğerine tercih etmek dünya barışına yapılabilecek en büyük ihanettir. Dostlarımıza söylüyoruz: Terör örgütlerinin hepsi aynı merkezden yönetilir. Bir terör örgütünü başka bir terör örgütü ile yok edemezsiniz. Başarının sırrı birlikte hareket etmek ve bilgi paylaşımıdır.

DEAŞ İLE SADECE TÜRKİYE MÜCADELE EDİYOR

İşlerinizin kolay olmadığını biliyoruz. Türkiye asimetrik bir saldırı altındadır. Bakınız bir yandan PKK, bir yandan DEAŞ, bir yandan FETÖ ile aynı anda kapsamlı bir mücadele veriyoruz. DEAŞ terör örgütü ile mücadelede bazı ülkeler sadece laf edebiliyor. DEAŞ ile gerçek anlamda mücadeleyi sadece Türkiye yapıyor. Bizim dış politikadaki amacımız dostlukları artırmak. Bunu yapınca küresel barışa anlamlı bir katkı sağlamış olacağız. Milyonlarca günahsız insanın geleceğini kurtaracağız. Suriye'de 5-6 senedir durum gittikçe kötüye gitti. Sonunda insiyatif almak ve acıları sona erdirmek için başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere hükümetimiz aktif rol aldı ve ateşkesi Rusya ve İran ile birlikte başlattık.

AVRUPA'NIN GÜVENLİĞİ TÜRKİYE'DEN BAŞLAR

Bu acılar inşallah yakın bir sürede sona erecek. 300 binden fazla Suriyeli öğrenciyi okutuyoruz. 3 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Bu çocukların, korumasız insanların bu savaşta bir günahı yok. Zor günlerinde komşularımıza yardımcı oluyoruz. dünyaya bakıyoruz, sırtımızı sıvazlamaktan başka hiçbir şey yaptıkları yok. Avrupa ülkeleri bol bol konuşuyor. Bırakın konuşmayı biraz yük alın. Bu yük sadece Türkiye'nin sırtında kalmamalı. Avrupa'nın güvenliği Türkiye'den başlar. Bizde bir olay oluyor, bir gün sonra Avrupa'da oluyor.

TÜRKİYE'YE ZARAR VERECEK HER TÜRLÜ FAALİYET İÇİN OLUK OLUK PARA HARCIYORLAR

Sizlere büyük iş düşüyor. Bulunduğunuz ülkelerdeki paydaşları tanıyarak mutlaka algı operasyonlarını kırmanız lazım. Daha fazla gayret göstermeniz lazım. Algı ile olgu dışarıda aynı değil. Burada bir yapı var, bu yapı çalışıyor. Bu FETÖ'cüler garip gurabadan Allah rızası diye topladıkları paraları, şimdi algı operasyonu yapmak için Türkiye'ye zarar verecek her türlü faaliyet için oluk oluk para harcıyorlar.

CENEVRE GÖRÜŞMELERİ

Kıbrıs'la ilgili görüşmelerimiz var. KKTC ile Rum tarafının arasında görüşmeler Cenevre'de devam ediyor. Alınan mesafeler var. Türkiye'yi ilgilendiren tarafı da var bu işin. Adada adil, eşit bir yönetim sistemi garanti altına alınmalıdır. Acı tecrübelerin ışığında her şeyin teminat altına alınması gerekiyor. Türk tarafı için teminat Türkiye, Rum tarafı için de Yunanistan'dır. AB, geçen sefer olduğu gibi işin kenarında durmamalıdır. Kıbrıs Türk tarafına 2004'te kazık attılar. Burada bir çözüm olacaksa, dörtlü özgürlükten taviz verilmemesi lazım. Napıyorsunuz? Siz Kıbrıs Rum tarafını Avrupa'ya sokmuş oluyorsunuz. Adaletsizlik olmaması lazım. AB'ne girişin bir provasını Kıbrıs'ta başlatabiliriz. Bu güvenceyide bir anlamda sağlamış olur. Bütün bunlar konuşulacak. Umarız yeterli bir sonuç çıkar.

HAVA OLSUN DİYE YAPILAN BİR PROJE DEĞİL

2009'dan beri dünyada yaprak kımıldamıyor. Büyüme var ama büyüme istihdam oluşturacak oranda değil. Mutlaka bölgesel işbirliklerini güçlendirmemiz lazım. Dünyanın en büyük havalimanını biz yapıyoruz. Bu hava olsun diye yapılan bir proje değil. Bu dünyadaki zenginliğin Batı'dan Doğu'ya doğru hareket etmesinin bir sonucudur. Türkiye buluşma merkezi haline geliyor. Hangi şartlarda bu havalimanını yapıyoruz? Küresel krize rağmen yapıyoruz. 2018'de birinci etabını açmış olacağız. Yeni İstanbul havalimanı Berlin havalimanının hikayesine benzemeyecek!

FETÖ İLE MÜCADELE BİTMEDİ

FETÖ ile mücadele devam ediyor. Bu iş bitmiş değil. FETÖ sadece bizim için değil, bulundukları bütün ülkeler için tehdittir. Diplomatik ve siyasi ilişkilerin ötesinde ekonomik ilişkilere nasıl bir boyut katarız, bunu düşünmemiz lazım.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Biz bu yeni anayasada parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçiyoruz. Bakanlar Kurulu ve Başbakanlık pozisyonları kalkıyor. Meclisin içinden hükümet çıkarma dönemi bitmiş oluyor. Bu değişiklik en köklü değişiklik. Bu değişikliğin temelini 2007'de attık. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi... Yürütmede erk'in tek olması lazım. Bu değişiklikle beraber yürütme ve yasamayı aynı anda seçiyoruz. Bunların ikisinin birbirini denetlediği bir sistemde getiriyoruz. Cumhurbaşkanı ile Yasama arasında bir anlaşmazlık olursa Cumhurbaşkanı seçime gidebiliyor ama mecliste seçime gidiyor. Aynı durum meclis içinde geçerli. Yürütme erki ile yasama erkinin birbirini güç olarak dengelemesi. Bu da çözümü ve uzlaşmayı getiriyor. Bu diğer başkanlık sistemlerine göre yeni bir boyut. İnşallah sonuçlarını göreceğiz. Demokrasinin gelişmesine vesile olacak diye düşünüyoruz. Tabi sonuçta kararı millet verecek.