Cehennemler Kudursa!
Ulusun vicdanı ağır yara alıyor…
Bazı konular vardır ki, “şakası bile yapılmaz”!
Oysa “şaka değil” kimi çevreler “Apo” adlı caniye affı konuşuyor.
Ulusun vicdanı ağır yara alıyor.
Adı geçenin bırakın “af edilmesini”, “ev hapsine” bile çıkarılması bühtandır.
Sözüm-ona “terör bitermiş”; oysa arkada kalan yıllarda Hendek kalkışmasında test edildi;
Sekiz yüze yakın evladımızı şehit verdik; o ünlü “Açılım” denen sürecin sonunda…
İspanya’da ETA, İrlanda’da IRA nasıl sıfırlandı?
Terör, nerden geldi, nasıl konumlandı, nereye gider? Diğer deneyimler nasıldır?
Bu soruların yanıtı aranmalı ve yüreklice yanıtlar verilmelidir. Devekuşu taklidi yapılmaz!
İspanya ETA’yı halkın büyük vicdanında mahkum etti, milyonlar sel oldu kentlere aktı…
Bitirdi!
İrlanda’da IRA, ABD’ndeki kimi zenginlerin fonlarının kesilmesiyle sönümlendirildi…
Bitirildi!
24 Milyar dolarlık örgüt: PKK!
Peki PKK nedir? Türkiye’yi bölmek için emperyalistlerin kullandığı narko-terör örgütüdür.
Bu örgütün, yılda, 7 milyar dolar (akaryakıt dahil) kaçakçılıktan, 5 milyar dolar uyuşturucu taşımadan, 2 milyar dolar yurt dışı bağışlardan ve 10 milyar dolara yakın mafya işleyişinden geliri olduğu tahmin edilmektedir…
Kaldı ki, arkasında CIA, MOSSAD, MI6 gibi Batılı istihbarat örgütleri vardır…
Silah hatta ağır silah temini ise hibe mahiyetindedir… Batı bu konuda cömerttir.
Referandum yapılsa en başta Kürt kardeşlerimiz tepkilerini koyar!
Bizde, sağlıklı bir referandum yapılsa, PKK, Kürt kökenli kardeşlerimiz tarafından mahkum edilir; dahası örneğin, adı geçen terörist-başının “affı” usulünce bir referanduma taşınsa halkımızdan ağız dolusu bir “hayır!” feryadı çıkar…
Dış desteğe gelince… “Silah bırakması”, “mesleğini bırakması” anlamına gelir ki, işte o, şimdilik “müttefiklerimiz” sayesinde olası değildir…
2. İsrail inşa süreci başladı PKK kıymete bindi
Kaldı ki dış konjonktürde güncel gelişmeler, Suriye, İran üzerinde olduğu gibi Türkiye üzerinde de “bölünme” senaryolarının hız kazanmasına neden olmuştur…
İsrail- Filistin çatışmaları başladığında, “atılacak bir yanlış adım bizi 2. İsrail” ile komşu yapar demiştim. Zaman ne yazık ki haklılığımı teyit eden gelişmeleri ve kaygıları pekiştirdi.
Düşünelim, “durup dururken” HAMAS adlı örgüt İsrail plajlarında yüzlerce sivili öldürüyor.
Tabii İsrail hemen “devlet terörünün” gereğini icraya (!) koyuyor, çoluk çocuk on binlerce Filistinli öldürülüyor.
Bütün bunlar tesadüf olamaz…
Yine durup dururken, HTŞ ve ÖSO “güçlerini birleştirip”, Suriye’deki rejim yıkılıveriyor…
Ukrayna konusunda büyük zorluklar yaşayan Rusya, “alandan çekiliyor”, İran “geri itiliyor”; mıntıka temizliği ile İsrail ilerliyor…
İpek Yolunu kırmak, 3. Dünya savaşında zamanlama üstünlüğü kurmak
Tüm bu tabloya bakarken ve ABD, gerçekte Ortadoğu’da İsrail’i resmen vasi tayin ederken, hem İpek Yolu’nu akamete uğratıp, doları kurtarmaya, hem de Çin’i Pasifik’te kuşatarak 3. Dünya Savaşının zamanlamasını eline almaya çalışıyor…
İşte bu koşullarda PKK gerekirse bölünmüş gibi yapılır ama gerçekte Türkiye bölünmeden ıskartaya çıkarılmaz…
Bölge Merkezli siyaset ile Mavi Vatan’ı tahkim edemedik
Bu ortamda PKK, PYD, YPG birer aparat. Tıpkı, kısmen HAMAS ve HTŞ gibi; büyük saat Büyük Ortadoğu Projesi için çalışıyor!
Ne yazık ki, Türkiye, aradan geçen zaman içinde bölge merkezli dış siyaset izleyecek dirayeti ve -tıpkı Libya ile yaptığı gibi- Mısır, Suriye, Lübnan ile Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmaları yaparak, Akdeniz’de doğalgaz ve petrol yatakları üzerinde kendi payına düşecek hakkını konsolide edecek feraseti gösterememiştir.
Duygulara dayalı bir dış politikanın kahredici sonuçları olur
Bu bulanık ortamda akılcı siyaset ne kadar ricat ederse (gerilerse) eyyamcılık o kadar zirve yapar; şimdilerde bakıyoruz “yok efendim Türkiye için Musul ve Kerkük” başta Misakı Milli olanakları (“fırsatı”) belirmiş ve “genişlemiş” deniyor…
Böyle bir “genişleme” vaadi, ekonomik gücü belli olan ülkemiz ve de darmadağın dünya dengeleri içinden okunursa; tam anlamıyla bir “genleşme” ve çözülme ve bölünme şeklinde tercüme edilmeli ve doğru tanımlanmalıdır!…
Siz bir adım atarsınız, Federasyon peydah olur, size bir adım attırırlar, olmadı Konfederasyon doğar, sonra da İkiz Yasalar marifetiyle sizde iç çatışmalar çıkarıp, “topraklarınızda insan haklarını korumak ve halkların geleceğini tayin hakkını gerçekleştirmek bahanesiyle” ulusal bütünlüğünüze, toprak bütünlüğünüze tasallut ederler…
Var mısınız Toprak Reformuna, var mısınız Devletçi Sanayileşmeye
Şunu da eklemek gerekir. Güneydoğumuzdaki sorunların temeli ekonomi ve eğitimle ilgilidir. Kamu öncülüğünde sanayileşme ve Cumhuriyet’in eşitlikçi halkçı eğitim politikası ve kurumlarını ihya etmek ve yörede Gaffar Okkan misali halktan aydınların görev yapmasında titizlenmek zorundayız… Dert bizim, derman bizdedir. Dert hepimizin, derman, birliktedir!
Tabii ki, Türkiye kadim devlet geleneği ve engin devlet deneyimi ile bu tuzakları boşa çıkaracaktır… Dağarcığında ulusal varlık bilinci olan Türküyle, Kürdiyle halkımızın ve iktidarıyla muhalefeti ile siyasetimizin son derecede gerçekçi ve gerekli adımları atacağına inanıyorum…
Eli kanlı katile “ev hapsi” veya “affa” gelince…
Cehennemler kudursa, olmaz ve olmayacaktır!