Empati

Güncelleme:

İnanmayanların en büyük savı şudur din adına; İnsan ölümü gördü, ölümden çok korktu ve sonra zihninde Tanrı’ yı yarattı.

Bir çok kendini dindar diye tanımlayarak, kendine üst bir benlik oluşturan insanlar, özellikle Müslüman ise; Tanrı kelimesinin söylenmesine bile tahammül edemez mesela. Bunu söyleyen birine dinsiz gözü ile bakacak kadar hoş görüşsüz ve yargılayıcıdırlar.

Her neyse Gezi Olayları insanların Turnasol kağıdı gibi gerçek yüzlerini ortaya çıkarttı. Kavramlar, sloganlar havada uçuştu. Ak koyun, kara koyun kim açıkça gözüktü…

Twitter adeta Turnasolların Efendisi oldu…

Bazı yandaş gazete ‘cicikleri’, olaylar sırasında twitler  kayıt altına alınmış, yakında polis gelip twit atanları evinden alacakmış falan gibi, çocukların yaptığı şekilde hayalet hikayeleri anlatarak, karşıt görüşlü insanları korku imparatorluğu içine çekmeye çalıştılar.

Haklıydılar da bir anlamda. Hukumet de bu yolu denedi ama ‘Twitter Hukumeti’, biz kimsenin hesabını, kimseye açmayız dediler, bizimkileri üzdüler….

Gezi Olayları; organize olmadan tüm dünya da kabul görmüş, desteklenmiş, özgürlüğe yönelik yapılmış , vatandaşların kendiliğinden harekete geçtiği bir toplumsal uyanış, istemsiz bir harekettir. Tarihte başka bir benzeri de yoktur, muhteşem bir olaydır ve zaten  tarihe de geçmiştir.
Ancak bu olayları savunan insanların bazı twitlerine bakıyorum da; küfür, kıyamet, hakaret gırla gidiyor.

İnsan istediği şeye inanır, inanmaz, yandaş olur ya da olmaz. Siyasi tercihinde de herkes normal şartlarda ve ülkelerde özgürdür. Biz de öyle değil ayrı. Terör örgütü üyeliği zannı ile yıllardır hapiste yatan gazeteciler varken, düşünce özgürlüğünden bahsetmek kolay olmuyor.

Bu şiddet, hakaret, küfür, kıyamet nedir Allah aşkına?

Yani ben yandaş bir insan değilim ama her gördüğüm karşıt insanı da tasvip etmiyorum. Bu tarz insanlar, savundukları düşüncelere de zarar veriyorlar. Sonra deniliyor ki adam komünist işte bunlar böyle hakaret ve şiddet içindeler. Komünist düşünce ayrı, şiddet ve hakaret ayrı yerde durmalı.

Dinsiz insanlara yöneltilmiş bir suçlama var mesela bunlar da Allah korkusu yok diye.
Neden korksun? Eğer inanmıyorsa ve korkunca daha mı tehlikesiz olacak insan? O halde İslami Terör grupları, ya da şeriatla yönetilen ülkelerde, kadınları diri diri toprağa gömüp taşlayanlar, el, kol kesenler bunlar Allah korkusu olan insanlar mı?

Birilerine en ağır şekilde iftira atan, arkalarından olmadıkları şekilde dedikodularını yapan insanlar, namaz kılınca tövbe edince bu günahları silinmiş mi oluyor?

Ben bunlara inanmıyorum. Dinler insanları islah etmiyor. Ama inanmayan insanlarda da yanlış yapanlar çıkıyor. Böyle bakılınca, insan dinci ya da dinsiz insani özelliklerini geliştirmemişse insana benzemiyor.

Dünya üzerinde milyarlarca insan, milyarlarca inanış ve düşünce var. Biz neden hep herkesi kendimiz gibi düşünmeye, inanmaya zorluyoruz? Ne kadar gereksiz bir tavır.

Sayıca çok olursak, daha mı güçlü olacağız, daha mı istediğimizi yaptırır konuma geleceğiz?

Belki bir dönem ama sonra hep bizim gibi düşünmeyenlerle farklı olacağız ve çatışma kaçınılmaz olacak…

Düşünce çeşitliliği eğer saygıyı hak ediyorsa, herkesi kendimize benzetmekten vazgeçmeliyiz, insanları kendimiz gibi düşünmüyor diye yargılamaktan vazgeçmeliyiz. İsteyen inanır, istemeyen inanmaz. Birinin bir şeye inanmıyor olması, bizden bir şey kaybettirmez. İnanan insanın, inanmayana; sen kafirsin cehennemde yanacaksın, veya senden adam olmaz demesi ile inanmayan insanın, karşısındakine küfür etmesi aynı derecede çirkindir. Biri birinden farklı değil aslında.

Zıt kutuplarda durmak çatışma getiriyor formül basit. Kaldı ki;  neden olmasın, herkesin herkesten öğreneceği pek çok şey olabilir….