İnsan mutsuzluk için kurgulanmış bir makine mi?

Güncelleme:

İnsan mutsuz olmak için kendiyle kıyasıya bir yarış içinde.
Her insan kendiyle yarıştığı için, diğer insanları çok ciddiye almıyor.
Dolayısıyla her insan farkına varmadan birbiriyle mutsuzluk yarışındalar.
Gün geçtikçe, yaşam denen bu varoluşta insanoğlunu yarınlara taşıyacak, yarınlarda daha farklı eğlenceler ve mutluluk kapılarında bu hayatın güzelliklerini kullanabilmeleri için imkânlar çoğalıyor.

Bilim, İnternet, teknoloji, para…
Renkler, eğlenceler, böcekler, çiçekler… Dolayısıyla yaşam denen, bireysel anlamda kısa olan, ama düşününce varlığı milyonlarca yıl ile ifade edilen müthiş zaman olgusu.
İnsan uzun yaşasın diye bilim, sağlık alanında inanılmaz devrimler yapıyor.
İnsan daha çok kazansın diye sağlık sektörü kanser gibi yapay ilaçları genetik miras gibi de sunuyor ama olsun o başka bir mesele! Fakat uzun yaşasın diye devrimler yapılan insanoğlu, kendi neslinin ömrünü kısaltmak için var gücüyle çalışıyor. İnsan mutsuzluk için kurgulanmış bir makineye dönüşüyor gün geçtikçe.
Kendi standartlarına göre iyi bir yaşam için başkasını öldürdüğünü farkında bile değil!

Sağlık sektörünün, silah sektörünün sürebilmesi için ölümler şart cancağzım!
Büyük bir çelişki, paradoksa değil mi bu?
Aslında bakarsanız bu bütünüyle insanın, insanlığa karşı yanılgısıdır.
Hiç düşündünüz mü? Bu dünya ile ne alıp veremediğiniz var sizin!
Çevrenizdeki her şey, insanlığın mutlu olması için varken, insan denilen varlık, hayatın renklerini neden hızlıca yok etme yarışında!
İnsanın en sevdiği renk mavi ve beyaz, Oysa en çok kirlettiği renkler de mavi ve beyaz!

Çevrenizdeki insanlarla konuşun, herkes çocuğu için canını, malını, dünyaları verir, ama çocuğunun dünyasının kendi eliyle yok ettiğinin farkında bile değildir!
Farkında olan önemsemez!
Cehaletin diploması yok maalesef!
Hayvanları vurarak ve neslini tüketerek, ağaçları yakarak, doğanın dengesini bozarak, su kaynaklarını yok ederek, ormanları yok edip yerlerine, görece insan için olan evler, taş binalar ve sanayi kuruluşları dikerek... Denizleri kirleterek, türlü canlıların geleceğini yok ederek aslında kendi geleceğini yok ediyor, farkında bile değil!

Yaşamsal tecrübeye sahip olan insan aslında yaşayan canlılar içinde en acımasız ve en cani olanıdır. İnsan doğası itibariyle bencildir çünkü kendini düşünür.
Dünya'nın geleceği için kafa yoran, düşünen, çevrecilik duygularını hayatının merkezine koyan azınlık ile bu dünya sınırları belirli olmayan bir mutsuzluk imparatorluğundan öteye gidemez.

En ileri görüşlü olan bile en fazla kendi çocuğunu düşünür. O ileri görüşlü insanoğlu, çocuğuna ev, araba ve rahat yaşamın anahtarı olan maddi bir geleceği sağlama aldıysa yeterlidir.
Peki ya sonra?
Tıpkı bu dünyanın olduğu gibi, sonrası yok.


Benzer bir yazı
İnsan geleceğinin katildir

www.twitter.com/yolagiden

Diğer Yazıları
Atatürk'ün koltuğu işgal edilmesin
Bu yazıyı yirmi yıl sonra hatırlayacaksınız
TİP’e bak!
Cumhuriyet sensin
Vicdanlar kanarsa insanlık yaşar