Seçim '15

Güncelleme:

7 Haziran için nefesler tutuldu; Türkiye, tarihinin en önemli seçimlerinden birine gidiyor.

Pusulada 20 parti var, (166 yurttaş da bağımsız aday) anketler oyları “dağıttı”, koalisyon üzerine hesaplar da yapılıyor.

19 milyon genci olan bir ülkeyiz. Geçen seçime göre 1.103.258 kişi 18 yaşı aştı ve ilk defa oy kullanacak.

2015 genel seçimleri (Seçim ’15) için 53 milyon 741 bin 838 yurt içi, 2 milyon 866 bin 979 yurt dışı olmak üzere toplam 56.608.817 kişi seçmen niteliğinde.

2011’e göre (dört yılda) seçmen sayısı 3 milyon 802 bin 495 kişi artmış durumda.

Yurt dışı ve gümrük kapıları oyları neredeyse tamamlandı: 1 milyon 53 bin kişi oyunu kullandı.

7 Haziran’da seçime katılım oranı da merak konusu. Ağustos 2014’te yani yaklaşık bir yıl önce yapılan Cumhurbaşkanı seçiminde 13 milyona yakın seçmen sandığa gitmemişti.

Bu kez partiler, daha yüksek bir katılım için çaba gösterdiler. O arada genç ve gurbetçi oyları önemli.

Seçimi, Başkanlık sistemi tartışmaları, ‘Açılım’, dış siyasetteki gelişmeler, yolsuzluk iddiaları, öte yanda, yatırım vaatleri, ‘istikrar’ hatırlatmaları, belediyelerin ‘etkinlikleri’ elbette etkileyecek…

Fakat en az bunlar kadar; işsizlik -özellikle de gençlerin umutları ya da hayal kırıklıkları- emeklilerin koşulları –özellikle de sosyal güvenlik sistemi açısından vatandaşın durumu- küçük ve orta esnaf –bankalarla ilişkileri ve vatandaşların ‘borçluluk’ koşulları- oy tercihinde etkili olacak…

Aslında demokrasi bir "orta direk" manzumesidir. Siyaset, bunu okumak ve incelikle birleşmiş beceriyle bugünü ihmal etmeyen gelecektir.

Eğitim ve geçim koşulları, güvence ve hareket kabiliyeti açısından ortalamalardan 'alt gruplara' doğru kaymayı önlemek, bir onarım programıyla iddialı vaatleri dengelemek... İşte "Meselenin meselesi" budur!

Artık seçim virajındayız ama yine de genel sistemle ilgili bazı noktaları gözden geçirmede yarar var:

Türkiye, %10 gibi Dünya’nın en adaletsiz seçim barajlarından birini kaldıramadı. Siyaset, 12 Eylül’ün bu yanlış tercihinin altında adeta ezildi ve kendini tekzip etti.

Yine aynı anlamda, Siyasi Partiler Yasasında gerçekçi bir demokratikleşme sağlanmadı. Bugün “dar bölge”, "tercihli oy", ne tartışılırsa tartışılsın; siyasetçinin kariyeri, parti başkanın iki dudağından daha değerli değildir.

Öte yandan partilere Hazine yardımı adı altında -vatandaşın vergilerinden- aktarılan kaynak çok abartılıdır ve siyasal yarışta, adeta gizli bir barajı, açık bir seti oluşturmaktadır.

Gelelim medya ve anketlere… Her iki alan da sorunlu… Medyanın patronajı 'malum, anketler ise zamanla bilgilendirmeden yönlendirme fazına taşmakta; bu da, gerçekten "açık toplum", saydam yönetim arayışlarına katkı sağlamamakta.

Evet Türkiye işte bu koşullarda yeni ve çok önemli bir seçime gidiyor. 

Her yerde devlet otoritesinin tam olarak sağlandığı; seçim günü ve sonrasında sandık birleştirme tutanaklarına itirazların yükselmediği; kimsenin zarar görmediği; barış ve huzur içinde ve bir çeyrek sonra neredeyse bir asra yaklaşacak sandık deneyimimize yaraşır bir seçim diliyorum.

Türkiye, sen güzel bir düş, bir tatlı gülüş, dilimde, düşüncemde, dualarımdasın. Demokrasinle, Cumhuriyetinle daim payidar, halkınla mutlu, gençlerinle umutlu ol ve görkemli uygarlığınla insanlık ailesinde yüksel; çünkü sen her şeye bedelsin ve her şeyden değerlisin!


 

Diğer Yazıları
Akıl Sağlığını Yitirmekte olan Toplum!
Bir asırlık çınar nasıl batırılır ?
Belediye Encümenleri Böyle mi olmalıydı?
Çöken madencilik politikamızdır