Güvenlik ve Demokratik Hakların Kullanımı
Gençler, son haftalarda eylem yaptılar; "demokrasi sadece sandık değildir"; aslında bu gerçeğe de katkı yaptılar.
Türkiye mevcut iktidar döneminde üç büyük eylem yaşadı:
Gezi Parkı, 15 Temmuz hain darbe girişimi ve nihayet 19 Mart eylemleri...
Bunların yapısı ve dinamikleri farklıdır.
Şu bir gerçektir: Halkın, demokrasiye sahip çıkması, ülkenin de en büyük güvencesidir.
Yeter ki, kurallı, barışçıl olsun; o arada, sokağın sesinin haklı yansımalarını dinlemek iktidarın Dünyaya karşı da prestijini yükseltir.
Burada toplumun bütünü ve tabii kamu yönetimi açısından en duyarlı konuysa: güvenliktir.
Demokratik ifade ve eylem özgürlüğü ile toplumun genel güvenliği son derecede duyarlı bir denge konusudur.
Güvenlik ve demokrasi, modern toplumların temel iki unsurudur ve yönetimde beceri; bu iki moment arasında denge kurabilmektedir.
Bu iki kavram, etkin bir yönetimin elinde, birbirini tamamlayan kavramlardır.
Ve gerçek şudur: Devletin güvenliği, toplumun güvenliğidir,
bu bağlamda, devletin güvenliği sağlama görevi; vatandaşlarının özgürlüklerini ve demokratik haklarını koruma sorumluluğuyla doğrudan ilişki içindedir.
Bu nedenle, güvenlik ile demokrasi arasındaki hassas dengeyi sağlamak, çağdaş devletlerin en önemli sınavlarından biridir.
19 Mart eylemlerini bu temelde ve sosyal sorumluluk ekseninde tartıya vurabilir;
'iktidar', 'muhalefet', 'medya', 'polis'; kim ne kadar başarılıdır sorusu bu yolla yanıtlanabilir.
Öte yandan, halen gözaltında bulunan 300'e yakın gencin bir an önce okullarına ve ailelerine kavuşması dileğimi de belirtmeliyim.
Şunu da ifade etmeliyim ki; "güç" ise konu; güçlü bir devlet güçlü bir topluma bağlıdır...
Bu anlamda, güçlü bir devlet, güçlü ve gelişmiş bir demokrasiye dayanmalıdır ve dayanır.
Özcesi, güçlü bir demokratik sistem, hukukun üstünlüğü ilkesine dayanarak güvenliği sağlarken, keyfi müdahaleleri veya yasa-dışılıkları engelleyen mekanizmalar oluşturur.
Gerçekten, bağımsız yargı sistemi ve özgür medya, güvenlik politikalarının halkın çıkarları doğrultusunda uygulanmasını denetleyen önemli unsurlardır.
Elbette, demokratik toplumlarda şeffaflık ve hesap verebilirlik de esas olmalıdır.
İnsan haklarına bağlı, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygılı bir yönetim, demokrasiyi de güçlendirir, demokrasi de toplumu da devleti de güçlendirir.