Üç çocuk hayallerinden üç milyon yeni yurttaşa

Güncelleme:

Son günlerin hararetli tartışma konusu Suriye'den gelenlere vatandaşlık verilme meselesi...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu kardeşlerimizin içinde Türkiye vatandaşı olmak isteyenler varsa, bu kardeşlerimize de vatandaşlık vereceğiz." dedi. 

Açıklama yapılmasının üstünden günler geçti ama siyasi gerilim düşmek bir yana gün geçtikçe artıyor.

Dahası bu tartışma atmosferi, topluma da yayılmaya başlayabilir...

Çünkü Suriyelilere vatandaşlık verilmesine karşı olanların sesi gün geçtikçe daha çok artıyor.

Bu guruba AKP’ye yıllardır her durumda koşulsuz destek veren, hiçbir eleştiri yöneltmeyen, her gruptan insan da var. Gerilim yükseliyor. Her geçen gün Suriyeliler ile Türk vatandaşları arasında tartışmalar ve kavgalar artıyor. Gerilim yükseliyor çünkü bu konu sadece kimlik vermek ve insanlığa sahip çıkmak meselesi değil!

Fakat vatandaşlık meselesi ülkede yaşayan, yoksul ve işsiz insanlarla siyasi Milliyetçileri ciddi anlamda karşı karşıya getirebilir.

Toplumdan gelen sert tepkilerden sonra hükümet kanadından; "Vatandaşlığa alınması konusunda öncelikli olarak ekonomiye katkı sunacak Suriyelilerin kazandırılması ve kalifiye vasıflı elemanların işgücüne alınması üzerinde duruluyor" denmekte.

Bu biraz da tartışma iklimini kıştan bahara taşımaya yönelik bir strateji olabilir.

Çünkü benzer gel-gitleri yıllar içinde çok gördük.

Her şeye rağmen açıklığa kavuşturulması gereken bir sır perdesi var sanki!

Cevabı kafalarda kısmen de olsa belli soruları birilerinin cevaplaması bekleniyor!

En önemli soru şu: Suriyeliler hangi gerekçeyle alınacaklar vatandaşlığa?

Neden en ufak konuda bile “milletimize soralım” diyen dudaklar, Suriyelilere vatandaşlık konusunda suspus oluyorlar! Neden bu hassas mesele referandum konusu yapılmıyor?

Ayrıca, biz ülke olarak bunun altyapısını oluşturabildik mi?

Bu yönde bir hazırlığımız söz konusu mu?

Yani kimliklerini verdik diyelim; iş, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarının ne şekilde karşılanacağı planlandı mı?

Yani bir sayıdan ibaret değil de gerçek bir yurttaş gibi hesaplamalara dahil edildiler mi?

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak için iki yol var...

Doğumdan vatandaşlık ve sonradan vatandaşlık…

Sonradan vatandaş olacak olanlar için bürokratik yolun başlangıcında öncelikle vatandaş olmayı istemesi ve dilekçe ile başvurması gerekiyor

Sonradan vatandaş olabilmek için beş yıl Türkiye'de yaşaması gerekiyor.

Sosyal, sanatsal, sportif, ekonomik vb. başarılar kazanmış olması gerekiyor.

Toplum açısından sorumluluk duygusu taşıması ve iyi ahlaklı olması gerekiyor.

Yeterli düzeyde Türkçe konuşması gerekiyor.

Suriye’den göç edenlerin çok büyük çoğunluğunda bu yok.

Hatta vatandaşlık istedikleri bile meçhul!

Suriyeliler de Türkiye’de çok uzun kalmayı düşünmüyorlar.

Televizyonların ve gazetecilerin sıklıkla yaptığı röportajlardan anlıyoruz bunu.

Evlerinin hayalini kuruyorlar.

Kim istemez ki kendi yuvasında yaşamayı.

Kim istemez ki geçmişinin izlerinin üstünde yeni bir gelecek kurmayı.

Binalar yıkılmış bile olsa hatıralar hep canlı kalır orada.

Yaşanmışlıkları hiçbir boya, badana silemez!

Neyse..

Gelelim tekrar vatandaşlık meselesine…

Türk geleneklerinde yardımseverlik vardır.

Hamuru kardeşlik ile yoğrulmuştur.

Geleneklerimize uygun olarak davranalım, ekmek verelim, su verelim, yatacak yer verelim...

Hadi iş verelim... de vatandaşlık ne alaka?

Üstüne üstlük TOKİ'den ev verilmesi konusu var ki  tartışmanın ballı kaymağı...

Bu ülkede yıllarca çalışıp, emeklerinin birikimini ev hayali ile süsleyen ve buna rağmen hala ev sahibi olamayan insanlarımız varken neden Suriyeli mültecilere ev verilsin ki?

Bu ülkede kerpiç evlerde oturanlar var hala… Bu ülkede sokakta yaşayanlar var.. Evi deprem riski taşımasına rağmen oturmak zorunda olanlar var hala.

TOKİ'nin dağıtılabilecek konutları varsa neden bunca zamandır, bir şekilde bu ülkenin evsiz barksız ve umutsuz insanlarına yuva yapılmadı o binalar!

Tabi tüm bunlar Suriyelilerin vatandaşlığının temel tartışma konuları, asıl film sonrasında kopacak.

Vatandaş yapılan Suriyeliler hangi şehirlere yerleştirilecek?

Türkiye'nin siyasi dengesini bozacak türden bir dağılım olacak mıdır?

Daha çok hangi şehirlere yerleştirilmeleri düşünülmektedir?

Sosyal medyada ve muhalif tartışma ortamlarında sıklıkla dile getirildiği gibi; AKP’nin oy potansiyelinin düşük olduğu illere mi daha çok "transfer vatandaş" yerleştirilecektir.,

İktidarın güçlü olduğu şehirlere yeni vatandaşlarımızdan yerleştirilecek midir?

Bu insanlar seçme ve seçilme haklarına sahip olacaklar mı?

Kısacası bu ve benzeri sorular çok sorulacak, cevapları çok tartışılacak.

Ama kesin olan şu ki; Türkiye’yi önümüzdeki yıllarda çok zor dönemler bekliyor olacak…

www.twitter.com/yolagiden

Diğer Yazıları
Atatürk'ün koltuğu işgal edilmesin
Bu yazıyı yirmi yıl sonra hatırlayacaksınız
TİP’e bak!
Cumhuriyet sensin
Vicdanlar kanarsa insanlık yaşar