Hiç kahramanı olmayan kuşağı Tempo ele aldı!

Hiç kahramanı olmayan kuşağı Tempo ele aldı!
Güncelleme:

'78 kuşağı, kendisi için hiçbir şey istemeyen kuşaktı. İktidar olmayı bile istemediler. İktidarları sokaktı. Bedelini çok ağır ödediler.' Oğuz Güven, ikinci baskısı yapılan ‘Zordur Zorda Gülmek’ kitabında, 78 kuşağının başından geçen trajikomik olayları a

TEMPO: Bu kitapta yazanlar gerçekten oldu değil mi? OĞUZ GÜVEN: Evet. Hiçbir abartı yok. İnteraktif bir kitap. Birtakım yeni hikâyeler eklendi şimdi. Tarihin yitip gitmesine gönlüm el vermediği için, sonra biraz daha eklenecek. 68 kuşağının hikâyeleri çok yazıldı. Deniz Gezmişler falan. Onların kahramanları vardı. Bizdense kimse ön plana çıkmadı o anlamda. Biz kendi kahramanlarımızdık. T.: Biz, neden bu kuşağa bu kadar yabancıyız? O.G.: “Sizi yok edeceğiz, varlığınızı bile kimse hatırlamayacak” demişlerdi bize. Tarihi yok edemezsiniz. Türk topraklarında yaşanmış en büyük başkaldırı bu ve bu insanlar hâlâ hayatta. Onlar bu ülkenin en büyük şansıydı; ama bu halk, korkudan veya başka bir şeyden, çocuklarına sahip çıkmadı. Onların işkencelerde, zindanlarda çürütülmesine, öldürülmesine ses çıkarmadı. Alkışladı. Ama o gençleri yok saymanın acılarını bugün çekiyoruz. Çünkü politize olmuş bir gençlik vardı. 16-24 yaş arasındaydılar. Burada, bu insanların ülke yönetiminde söz sahibi olduğunu düşünürsen, bugün çok farklı yerlerde olacaktık. Şimdiyse gençlik hiçbir şey bilmiyor. Büyük bir kopukluk var. T.: Böyle olmasaydı, bugün hayatımızda ne değişirdi? O.G.: Türkiye iktidarı için büyük bir şanstı. Ama bu, tarihin doğasında var, eğer dönüşümü sizi ileriye götürecek tarzda kullanmazsanız; bu, sizi geriye itecektir. Şu anda, “AB için 50-100 sene var önümüzde” diyorlar. Her ne kadar zaman varsa, onun yarısı kadar olurdu. İnsan hakları, çevre konularında bulunulması gereken ideal yerde dururduk. T.: Solun en büyük problemi nedir şu anda? O.G.: Darmadağın olması. Bir araya gelememeleri. Şimdi hâlâ aynı fraksiyon kafasında gidenler var. Toplum değişti. Şimdi ona göre, yeni sol politikalar üretmek gerek. Mücadele devam ediyor, ama daha çok kişisel bazda devam ediyor. Savrulup gidenler oldu. Dönek dedikleri de oldu. Sağcı insanlar da, kendini dine verenler de oldu. Mühim olan düşünce bazında solun var olması. T.: Siz bugünkü özgüveninizin, o günkü olaylara bağlı olduğunu yazmışsınız önsözde. O.G.: Biz sokakta iktidardık. Kimse size bir şey söyleyemezdi korkudan. Öyle bir yapı vardı. Bu, insana büyük bir özgüven veriyor. Bir de diyalektik düşünmeye başlıyorsunuz. Bu düşünce biçimi, olayları yorumlamanızı sağlıyor. 18 yaşındaki bir insan ölüme gözü kapalı gitmişse, artık bütün zorluklar vız gelir ona. T.: Onca genç aynı anda nasıl böylesi büyük bir coşkuya kapıldı? O.G.: Kendinizi bir yere kanalize etmek zorunda hissediyordunuz. Bir aidiyet duygusu ihtiyacı içinde oluyordunuz. Aslında çok okuyup araştırıp içine girebileceğiniz bir şey değildi. Olsaydı belki hareket de çok farklı olurdu.