Savaş Aydan sitem dolu yazı(lar) !

Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlSavaş Ay bugün köşesinin üç bölümünde aynı konu üzerinden ayrı noktaları vurdu.
Türkiye'nin gerçekleri ve 'Sır Kapısı'
Türkiye gerçeklerini ekranlara getirten programlar gece yarısından sonra ekrana gelebiliyor. Çünkü o saatten önce ulusal kanalların tümünde diziler boy gösteriyor. Deşifre'nin ortaya çıkardığı rezalete mekân olan Malatya Çocuk Yuvası'nda neler oluyor, Uğur Dündar'ın gözaltına alınmasına sebep teşkil eden fabrikalarda ağır koşullarda çalışan sabi sübyan çocukların durumu, tinerciler, baliciler, kapkaç çetelerine yem edilen küçükler, fuhuş batağı, uyuşturucu cehennemi, terör taşeronları, spor mafyası, ilaç karaborsası, kan simsarları, organ, otopark, arazi mafyası kimin umurunda?
Kapıyı aralamak
Herkes birbirine soruyor; Kurtlar Vadisi'nde Polat tabuttan nasıl çıktı? Aliye'nin sonu ne olacak? Haziran Gecesi'nde vaziyetler ne, Kadın İsterse nasıl bitecek, hangi şişman daha çok zayıflayacak, Sır Kapısı'nı kim aralayacak? İbrahim Tatlıses mi büyük Tarkan mı?..
Malatya'ya sitem
Sanal bir dünyanın içine ışınlanmış halk yığınları gerçeklerle yüz yüze getirilmiyor. Bir gün kaçınılmaz olan yüzleşme gerçekleşince herkes afallıyor: Malatya'da sokağa dökülen vatandaşlara soruyorum. Bakanlara, milletvekillerine kiremit atıp yuh çekince vicdanınız rahatlıyor mu? O çocuklar o dayakları yerken siz hangi diziyi, hangi filmi seyretmekle meşguldünüz ey ahali?..
Beni de suçluların başına yazın
Saynur'a dedim ki; "Bu olayda çocukların dışında masum olan kimse yok. Suçlular listesinin başına kendimi yazıyorum. Bu olayı 10 yıl önce takip etmişim. Malatya'da kız yurdunda konuşup söyleşmişim. Yayınlamışım. O kızlardan çoğu bana şikayetlerini ilettikleri için yurt yönetimince dayakla cezalandırılmış. Haberim olmamış. Fikri takip yapmamışım. İşin peşini takip etmemişim. 10 yıl sonra bu rezalet büyümüş de çıkmış karşıma. O zaman bu yaptığıma kötü gazetecilik denir. Kusurluyum, hatalıyım.
Özeleştiri veriyorum
Açık açık özeleştiri veriyorum. Bu gün bakanlara, vekillere, idarecilere tepki gösteren Malatyalılar kaç kez bu yurtlara gitmiştir; buraları denetlemişlerdir? Her yerde dayak var. Bu toplum şiddetle besleniyor. Bu şiddeti uygulayanlar sorumluluk zincirinin en son parçasıdır. Şiddete karşı topyekun bir seferberlik gerekir. Anneler kendi çocuklarını dövüyor. Bir kadına 40 çocuğu bırakırsan ve bu kadın eğitimsizse ne yapacak?
Milli seferberlik
Hangi hükümet gelirse gelsin Çocuk Esirgeme Kurumu bir rant kapısıdır, arpalıktır. Bu bütün hükümetler için geçerlidir. Sistem tamamen bunun üzerine kurulmuş. 1.5 yıl önce Küçükyalı Çocuk Yuvası'nda da aynı şeyler yaşanmıştı. Dayak var, falaka var su sıkarak işkence var taciz var, tecavüz var. Sonuç koskoca bir sıfır. Bu şiddeti uygulayanlar da bir süre sonra çıkacaklardır. Bu olayın çözümünü devletten beklememek gerek. Bu bir milletçe seferberlik meselesidir.
Holdingler de el atsın
Üniversiteler, holdingler bu çocuklara sahip çıkacak. Diyelim ki Sabancı'nın, Koç'un 200300 kayıtlı çocuğu olacak. Holding içinde kurulacak birimler bu çocukları SHÇEK'le koordineli olarak gözetecek, destekleyecek. Oraya dünyanın en şeker en yufka yürek kadını Ayşe Özgün'ü getirsen, "Şu çocuklara 1 ay boyunca sen bak Ayşe Abla" desen kadıncağız 1 ayda tımarhanelik olur. Oradakiler zaten problemli çocuklar. Tüm sorunları tek başına devlet çözemez.
Şükriye Tutkun çok hatalı davrandı
Şükriye Tutkun, canlı yayında atv Haber'in Deşifre programına atfen yayınladığı gizli kamera görüntülerini izlerken gözyaşlarına hâkim olamadı ve şöyle konuştu: "Buradaki örnekler hafif kalıyor. Zamanında biz kaynar sularla haşlanarak yıkanıyorduk. Hortumlarla dövülüyorduk. Altına kaçıran çocuk, kızdırılmış maşalarla, ölü farelerle korkutuluyordu. Ahıra kapatıp orada yatırıyorlardı. Yemek saatimiz akşam 18.00'de bitiyordu. Sonra yemek yasaktı. Acıkıyorduk. Bazen ablalarımız ekmeklerin içlerini veriyorlardı. Sonra öğrendik ki, onlara ekmek karşılığında başka şeyler teklif ediliyormuş. Bir kız arkadaşımız defalarca tecavüze uğradığı için akli dengesini kaybetti..."
Niye sustun a kızım?
Oysa yıllar önce Şükriye'yi alıp büyüdüğü yurda götürmüştüm. Kamera karşısında o yurtta ne hoş günler geçirdiğini ballandıra ballandıra anlattı. Tek şikayeti olmadı. Aydın bir sanatçı olarak tanıdığımız Şükriye bile iki yüzlü davranıp, bildiklerini saklarsa kim anlatacak ki doğruları?
Sabah [ Savaş AY ]
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol