Lohusalık ve fiziksel etkileri

Lohusalık ve fiziksel etkileri

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gökçen Erdoğan, lohusalık dönemini anlatıyor...

Kaygılarla örülü bir dönem lohusalık. Bol soru işaretli, zaman zaman sıkıntılı zaman zaman keyifli ama ne olursa olsun çok özel. Bu hassas süreçte elbette bilmeniz ve uygulamanız gerekenler var. Bir kadını, gebelik süreci öncesinden takip eden, gebelik sürecine bir uzman olarak ve hatta bir arkadaş olarak tanıklık eden ve bebeğinin dünyaya gelmesini sağlayan bir doktor olarak söylemek isterim ki her annemizde aynı heyecanı duyuyorum. Lohusalık dönemi hakkında bilmek isteyebileceğiniz ve bilmeniz gereken her şeye değinmek istedim. Kaygınızı anlıyor ve sizi rahatlatacak o sihirli cümleyi kurmak istiyorum: paniklemeyin, ne kadar zor görünse de her kadın aslında anne olarak doğuyor ve içgüdüsel olarak olaya çabucak hakim oluyorsunuz.


Lohusalık dönemi ne zaman başlar?

Lohusalık, doğum sonrası bebeğin eşi dediğimiz plesantanın dışına çıkması ile başlar ve doğumdan sonraki 6 hafta (42 gün) boyunca sürer. Bu dönemde gebelik sürecinde kadında meydana gelen gerek fizyolojik gerekse de psikolojik değişimler artık gebelik öncesi haline döner. Gebelik döneminden her organ, her doku farklı etkilenir, bu yüzden de değişikliklerin eskiye dönmesi farklı zamanlarda olur. Lohusalık dönemi bu yüzden uzun bir süreçtir.

Her annede 40 gün boyunca kanama meydana gelir mi? Bunun nedenleri nelerdir?

Tıpta net konuşmamak gerekir. Çünkü bizde hastalık yok hasta vardır, otuz gün süren kanamalar bazı kadınlarda elli gün sürebilir. Evet doğumdan sonra özellikle bu dönemde miktarı ve rengi kadından kadına değişebilen kanamalar izlenir. Doğumdan sonraki kanamayla adet kanaması farklıdır. Loşia adı verilen bu kanama, adet kanaması gibi, az ya da daha yoğun olabilir. 6 haftaya kadar uzayabilen bir kanamadır. Lohusalığın ilk günlerinde kırmızı renkli olan bu akıntı, sonraki günlerde pembeye, kahverengiye ve sonrasında sarımsı beyaz şeffaf bir akıntıya döner. Kanamayı kısaca rahmin kendini toparlaması ya da rahmin içindekileri temizleme süreci olarak açıklayabiliriz.

 Lohusalık döneminde yeni anneyi bekleyen sağlık sorunları nelerdir? Bunlara karşı nasıl hazırlıklı olunmalı ve nelere dikkat edilmeli?

Her anne bebeği kucağına aldığında her şeyin tamamlandığını, önemli sürecin atlatıldığını düşünse de bizim için önemli süreç hala devam etmektedir. Bu yüzden her daim dikkat gerektiren bir süreçtir.

--Bizim en çok korktuğumuz ya da endişelendiğimiz diyelim, doğum sonrası rahmin kasılmaması ve açılan damarların kapanmaması sonucu çok ciddi kanamaların görülebilmesidir. Uygun koşullarda yapılmayan doğumlarda gelişen bu durum, anneyi hayati tehlikeye sokabilir. Sadece çevresel şartlarla değil, annenin ve doğumun getirdikleri bazı durumlarda da bu sorunla karşılaşabiliyoruz. Aniden meydana gelen ve durdurulması çok zor olan kanamalarla karşımıza çıkar. Doğumdan hemen sonra annede ciddi ve ani sağlık problemleri görülebilir. Bu nedenle lohusa en az 24 saat gözlem altında tutulmalıdır. Aralıklarla tansiyon ölçümleri yapılmalı ve kanama kontrol edilmelidir.

--Doğumun uzaması, zarların erken açılması gibi durumlar enfeksiyon riskini arttırır. Tabi ki doğum esnasında atılan dikişlerin iltihaplanma riski de mevcuttur. Bunlar bir süre sonra yara yerinde pis kokulu akıntılar, ağrı, kızarıklık ve şişlik ortaya çıkabilir. Bu yüzden doğum sonrası birinci haftanızda mutlaka hekiminize kontrole gitmeniz gerekir.

--Lohusalık humması, doğumdan sonraki ilk 24 saat içinde ortaya çıkan ve yüksek ateşle seyreden bir durumdur. En sık görülen enfeksiyonlar üreme, idrar yolları ve memelerin enfeksiyonudur. Tedavi, yatak istirahati, sıvı desteği ve uygun antibiyotik kullanımı ile takip edilmelidir.

--Gebelik döneminde ve doğumda tansiyon sorunları olan preeklampsi dediğimiz gebelerde ilk 48 saat bizim için hala önemli bir süreç olup tansiyonların ve şişliklerin takibi gerekmektedir.

--Doğum sonrası en önemli fiziksel değişiklik memelerde olur. Eğer bebek sık sık ve yeterince emzirilmezse süt bezleri şişer, buna bağlı olarak memeler hassaslaşır, ağrılı kızarık ve memelerde sertliğe neden olur. Memelerdeki bu doluluk ve ağrı bebeğin emmesini zorlaştırır. Bu nedenle bebekler sık sık emzirilmeli, emzirilemediği zaman da memeler sağılarak boşaltılmalıdır.

Doğum sonrası kadında fiziksel olarak ne gibi değişimler meydana gelir?

Meme problemleri

Doğum sonrası gözle görülen en büyük değişiklik memelerdedir. Çünkü hormonlara bağlı süt bezlerinde artık süt salgılamaya başlar. Bir sorun yaşanmaması için ve iltihap oluşmaması için bebekler sık sık emzirilmeli, emzirilemediği zaman da memeler sağılarak boşaltılmalıdır.

Saçlarda matlaşma ve dökülme

Gebelik döneminde parlaklığı artan saçlar doğum sonrası matlaşmaya başlar. Hormonların etkisi ile hamilelikte dökülmeyen saçlarda bu dönemde dökülmeler olur. Bu çok yoğunlaşırsa mutlaka değerlendirmek gerekir ama bu süreç hemen hemen her gebenin yaşadığı bir süreçtir.

Cinsel isteksizlik

İster vajinal doğum ister sezaryenla doğum olsun, lohusa akıntısı tamamen kesilene kadar iltihap riski nedeniyle cinsel ilişki yasaktır. Özellikle normal doğum yapan ve dikişli yapılan doğumlarda dikiş yaralarının iyileşmesi beklenir. İyileşme dönemi bittikten sonra bazı kadınlar cinsel ilişkiye hazır hissederken, bazı kadınlarda fiziksel yorgunluk, bebekle ilgilenmenin verdiği telaş ve hormonal değişiklikler nedeniyle bu süre uzayabilir. Ayrıca doğum sonrası vajinadaki kesinin verdiği hassasiyet vajinal kuruluğa neden olur. Vajinal kayganlaştırıcılar bu kuruluğu önler.

Psikolojik değişiklikler

Doğum sonrası kadında bir hoşnutsuzluk hali, mutlu olamama, uyku ve beslenme sorunları, yoğun kızgınlık, endişe ve kaygı gibi duygusal gitgeller normal değildir. Bebeği için yetersizlik hissi içinde olması normal kabul edilebilir fakat bu süre bir aydan daha uzun sürerse mutlaka bir uzmanla görüşülmelidir.

Normal ve sezaryenle doğum yapanlar hijyen olarak nelere dikkat etmeli?

Normal doğumda da sezaryende de dikkat edilmesi gereken iki özellik temizlik ve kuruluktur. Normal doğum sonrası size verilen pansumanı düzenli bir şekilde yapmanız yaranın iyi bir  şekilde iyileşmesini sağlar ve iyileşme daha kısa sürede olur. Sık sık iç çamaşır ya da ped değiştirerek genital bölgenin temiz ve kuru kalmasını sağlanmalıdır.

Sezeryan sonrasında ise eğer doktorunuz uygun gördüyse günde bir kez temiz gazlı bez yardımıyla reçete ettiği solüsyonla yara yerini silmek gerekebilir. Bunun bir hafta uygulanması yeterlidir. Ya da artık taburcu olurken sıktığımız yapıştırıcı spreyler sonrası banyo yapılıp pansuman önerilmeyebiliyor. Doktorun tüm uyarılarına riayet edilmelidir.

Doğum sonrası ne zaman cinsel yaşama başlanmalı ve bu konuda dikkat edilmesi gerekenler?

Doğumdan sonraki 6 haftalık sürede iltihap riski nedeniyle cinsel ilişki önerilmez. Doğum sonrası önce ilk hafta sonra da ilk ay muayenesinde bir sakınca yoksa doktorunuz tarafından ilişki zamanı bilgisi verilir.

Doğum sonrası kontrollerin önemi nedir?

Gerek normal doğum gerekse sezaryen doğum sonrası kontroller aksatılmamalıdır. Bu süre 3-8 hafta aralığında olmalıdır. Bu kontrolde başta kesi yeri ve rahim olmak üzere yumurtalıklar değerlendirilir. Rahim ağzı kanserinden korunmak amacı ile smear testi mutlaka yapılmalıdır.

Lohusalık dönemi boyunca, annenin aşırı terleme nedenlerinin sebebi nedir? Anne kendini nasıl korumalı?

Gebelik sırasında vücutta depolanan sıvının atılması ve hormonal değişiklikler nedeniyle bu dönemde yoğun terlemeler olur. Özellikle gece terlemeleri ve emzirme esnasında terlemeler ilk haftalar oldukça yoğundur. Bu dönemde sıvı alınmasına dikkat edilmelidir. Hatta önerdiğimiz şey her emzirmede bir bardak suyla vücuda destek olunmasıdır.

Lohusalık sıtması nasıl olur?

Bazı lohusalarda görülen ciddi bir hastalıktır. Nedeni, üreme organı yollarında iltihaplanma doğum esnasında ve sonrasında hijyene yeteri kadar önem verilmemesidir. Doğumdan sonra kadının ateşi yükselir. Vajinal akıntı fazlalaşır ve annede bitkinlik olur. Kasıklarda ağrı, huzursuzluk ve dolgunluk hissi gözlenir. Mutlaka doktora başvurmak gereklidir.

Lohusalık dönemindeki hormonal değişimlerden söz edebilir misiniz?

Gebelik öncesi her kadında var olan hormonlar (östrojeni, progesteron, prolaktin) gebeliğin devamında yükselir. Hormonların normal düzeye dönmesi doğum sonrası birinci haftadan sonra olur.

Süt üretimini sağlayan prolaktin bebek emdikçe düzeyini korumaya devam eder.

Aşırı kilo alan ve az kilo ile doğum yapan anne adayları arasında doğum sonrası ne gibi farklılıklar görülür?

Gebelik öncesi görünüşe dönmek gebelik süresince alınan kilolarla aynı orantılıdır. Gebelikte 12 kilo ve altında alanlar genellikle 2-4 ay içerisinde gebelik öncesi kilolarına döner, 15 kilo ve üzerinde alanların ise eski kilolarına dönmeleri 6 ayı geçer. Emzirmek her zaman kilo vermeye yardımcıdır. Tabi ki sadece emzirmek değil, hem yemek yeme konusunda hem de spor konusunda titiz davranmak gerekir. Emzirme döneminde uygun bir diyetle beslenen lohusalar, kısa bir süre içerisinde eski formlarına döner. Fakat esasen kilo verme diyeti için 6. ayı beklemek daha uygundur.

Lohusalık döneminde vücudun toparlanması için anne adaylarının yapması gerekenler?

Doğum sonrası dengeli beslenme hem annenin vücudunun toparlanması, hem de kilo kontrolünün sağlanması açısından önemlidir. Dengeli beslenmek esas bebek için de gerekli sütün daha kaliteli olmasına neden olur. Bu da bebeğin iyi beslenmesi ve kilo almasıyla açıklanır. Lohusalık döneminde beslenirken katı diyetlerin uygulanması uygun değil. Bu dönemde doktor ve diyetisyen kontrolünde daha sıvı içerikli beslenme ve hafif egzersiz programı vücudun toparlanması için uygundur.

Bu dönemde özellikle hangi besinler tüketilmeli?

Bu dönemde alınan besinler sütün kalitesi ve annenin sağlığı açısından önemli bir yer tutar. Günde en az 3 litre su tüketilmelidir. Çay, kahve gibi süt üretimini azaltan sıvılar yerine su, süt, taze sıkılmış meyve suyu, ıhlamur gibi kaliteli sıvıların alınması gereklidir. Baharatlı gıdalardan, çok yağlı besinlerden, kuru fasülye gibi gaz yapıcı gıdalardan uzak durulmalıdır. Yeterli demir, vitamin ve mineral sağlanması için her öğünde taze sebze ve meyve tüketilmelidir. Kabızlık var ise bol lifli gıdalara ve sıvı desteğine ağırlık verilmelidir.

Anne adaylarının bu dönemi en rahat şekilde atlatmasına yardımcı olacak önerileriniz neler?

Lohusalık dönemi her kadının doğum sonrası yaşadığı kaçınılmaz ve yavaş yavaş ama mutlaka  atlatılan bir süreç. Bu dönemi anne ve bebek için ayrılmış 6 haftalık özel bir tanışma süreci diye değerlendirelim. Ne güzel işte karnınızda dokuz ay taşıdığınız bebeğiniz artık yanı başınızda. Bu saatten sonra önem verilmesi gereken şey hem kendimi nasıl toparlarım, hem de ona en uygun ortamı nasıl verebilirim olmalıdır. Lohusanın sakin bir ortamda rahatça dinlenmesi sağlanmalıdır. Gebelikte olduğu gibi bu dönemde de annenin beslenmesi çok kaliteli olmalı, demir ve kalsiyum yönünden zengin gıdalar tüketilmelidir. Bebek uyuduğu zaman annenin de uyuması günlük yorgunluğunu azaltacaktır.

Anne adaylarını lohusalık dönemi neden korkutur?

Düşündüğünüzde hak vereceksiniz, yeni bir beraberlik doğuyor. Anne ve bebek beraberliği, daha önce hiç tatmadığınız daha önce hiç yaşamadığınız olaylar silsilesi. Anne oldunuz ve o bebeğin size ihtiyacı var, sizden gelen her şeye açık. Annenin en önemli korkusu da bunu takiben ‘ona yetebilir miyim ya da yanlış bir şeyler yapar mıyım’ oluyor. Bir diğer endişe ise bu süre hayatımda neler getirip neler götürecek ve tabi bir diğeri de sorunlarla sık sık karşılaşır mıyımdır. Siz ne yaparsanız yapın annelik içgüdüsü ve yapımızdaki genlerimiz bu durumda bizi rahatlatıyor ve evet merak etmeyin bütün kadınlar aslında anne doğuyor.

Lohusalık dönemine en iyi şekilde nasıl hazırlanmalı?

Burada önemle vurgulamak istediğim etrafınızdaki dostlarınızın tecrübelerden yararlanmanız ya da bu konuda daha profesyonel bir şeklide hazırlanmaksa amacınız, lohusalık kitaplarını  okumanız. Adım adım bu zamanı anlatan, bebeği, sizi ve çevreyi size tanıtan kitaplardan bahsediyorum. Bir diğer sey ise cocuk doktorunuz ve sizi doğurtan hekiminizle iletişimi kesmemeniz. V e gebelere bir önerim de şu: takibine gittiğiniz hekiminizi her gebelik kontrolünde sıkıştırıp lohusalık ile ilgili bilgiler edinmeniz.
Göreceksiniz bu dönemi özleyeceksiniz bile. Hatıralarınızı bol bol fotoğrafla ölümsüzleştirmeyi unutmayın. Flaşsız çekimler de son önerim olsun.